90’lar modasıyla insanlar daha gerçek
Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken
Kafan dışındaysa...
Yeni Türkü’nün Çember şarkısı ne güzel özetler her şeyi. İçini bilip oraya girmeye çekinenler, içinde olup da dışarıyı bilmeyenler, içeri girmeye hak kazanamayanlar, dışında kalıp ne yapacağını bilemeyenler gibi bir sürü olasılık yazabilirim. Dışarıda kaldıysak ve orada belirsizlik varsa önce umuda ihtiyacımız olacak. Sonra da kalkıp yolumuza devam etmeye...
Tarihler 80’leri gösterdiğinde evrenin hali de pek farklı değildi. Dünyanın sosyalist kapitalist kamplaşmadan geçtiği 70’lerin sonu 80’li yılların başlarında Türkiye sokaklarına da sağ sol kavgası sirayet etmişti. Her gün sokaklar karışıyor, can güvenliğini sağlamak zorlaşıyordu. Kutuplaşma; giyimleri, saçları, bıyıkları, söylemleri, müzikleri, sinemasıyla tarafları birbirinden ayırıyordu. Giyim tarzı artık ideolojiyi yansıtıyordu.
12 Eylül 1980’de Türkiye’de darbe oldu. Cunta gidip Özal geldiğinde ise Türkiye kapılarını yabancı sermayeye açtı ve dünyaca ünlü markalarla dolaşmak statü haline geldi.
Michael Jackson fırtınası esiyordu
1980’lerin ortalarında nüfus patlaması oldu ve dünya nüfusu 5 milyara ulaştı. Hal böyle olunca da tüketime dayalı bir sisteme geçildi. 80’lerde rengârenk giyinen ama kafası karışık insanlar çoğaldı. Estetik algının çok zayıfladığı, renklerin karmaşaya döndüğü yıllardı. Pratik ve rahat kıyafetler ön plana çıkarken, kıyafetler ucuzladı. Moda ticaretle uğraşıp tüketimini artırırken, sanat anlayışını bir kenara bıraktı. Bu yıllara aşırılığın en fazla olduğu dönem demek yanlış olmaz.
1986 yılında çekilen Top Gun filminde Tom Cruise, giymiş olduğu kürk yakalı armalarla dolu deri ceket, beyaz t-shirt, mavi jean, Ray-Ban gözlük ve kovboy botlar ile büyük ilgi görmüş ve tüm dünyayı etkisine alan bir tarz yaratmıştı. Amerikan rüyası tüm dünyayı etkilemiş, sokaklar Tom Cruise gibi giyinenle dolmuştu.
Madonna kitlelere ezberlettiği şarkıları kadar giyim tarzıyla da tabuları yıkan bir moda ikonuydu. Sahnede giyindiği cesur kıyafetlerle hem çok konuşuldu, hem de sahne şovunun algısını değiştirdi.
Bu dönem dünyada şarkıları ve danslarıyla “Pop’un kralı” Michael Jackson fırtınası esiyordu. Jackson hayatımıza kısa paça pantolon, beyaz çorap ve moonwalk ayakkabıları getirdi.
Beverly Hills ve Friends modası
89 yılında Berlin Duvarı yıkılırken bir dönem sona erdi. 90’lı yıllarda moda 80’lerin abartısını bir kenara bırakarak minimalist bir yaklaşıma geçti. Küreselleşen dünya ile birlikte herkes dünyanın sanıldığı kadar büyük olmadığını keşfetti. Artan nüfus, tüketimin yükselmesi ve ardından gelen kirlilikle çevreye daha duyarlı bir yaklaşım hâkim oldu. Kadınların iş hayatında daha fazla yer aldığı ve gömlek ceket kombinasyonunu erkek gardırobundan çıkartıp kadınlara da adapte eden yeni bir akım başladı. Calvin Klein bir röportajında “90'lı yıllarda çok büyük bir değişim olacak. 80’ler cinsellik başta olmak üzere çoğu açıdan tutucu bir dönemdi. Şimdilerde öncelikler yeniden yapılanıyor. Gösterişin, hava atmanın yerini sokaklarda gezen sıradan görünümlü insanlar almaya başladı bile. İnsanlar artık daha gerçek” söylemişti.
90’lı yılların Beverly Hills dizisi o zamanın gençlik giyim tarzını belirlemişti. Donna ve Kelly’nin elbiseleri ve jeanleri, Brandon ve Dylan’ın cool stili çok moda olmuştu.
Ekranlarda dizileri daha çok izlediğimiz zamanlardı. 1994 yılında Friends 20 yıl sürecek yolculuğuna başladı. Jennifer Aniston'ın oynadığı 'Rachel'in yüksek bel pantolonu, belden bağlanan gömleği, çapraz eteği kısa sürede sokaklara taşındı.
Çılgın Bediş 90’ları yansıtıyor
Türkiye’de de yerli dizilerin çoğaldığı bir dönemdi. Süper Baba, Bizimkiler, Çiçek Taksi, Mahallenin Muhtarları gibi aile dizileri toplumun moda algısını da yansıtıyordu.
96’da yayınlanmaya başlayan Çılgın Bediş dizisine bir bölüm bakmak o zamanki genç kuşağın giyim tarzını anlamamıza yetecektir.
Oduncu gömlek, bahçıvan kot, göbeği açık bırakmak, fosforlu kıyafetler, incecik kaşlar, 90’lara damgasını vurdu.
Haftaya 2000’lerde görüşmek üzere...