Akif Hoca’dan insanlık dersi aldım
Öğretmen dizisinin idealist öğretmeni Akif Erdem’den bahsetmek istiyorum biraz...
Yaşadığımız şu salgın günlerinde aldığımız insanlık derslerine bir de Akif Hoca’nın
insanlık derslerini eklesek fena olmaz sanki. Hocamız bir patlama ile girdi hayatımıza. Patlama dediysem gerçek bir patlama, mecaz değil yani. Akif hocamız İstanbul’da Küçükkapı Lisesi’nde çalışan bir fizik öğretmeni ama sadece fizik öğrettiğini sanmayın aslında o hayatı öğretmeye çalışıyor.
Ama bunu biraz farklı bir yöntem kullanarak yapmaya çalışıyor. Akif Hoca öğrencilerini okulda bir bomba patlatarak rehin alıyor ve hayatlarında asla unutamayacakları dersler vermeye başlıyor. Sınıf arkadaşları atletizm şampiyonu Rüya’nın intihar etmesini bile umursamayıp günlük hayatlarına devam eden 12-A sınıfı hak ettikleri bedelleri ödeyecek mi? Hocamız her girdiği derste farklı sorular sorarak aslında cinayet olan bu ölümü aydınlatmaya çalışıyor. Aslında bütün cevaplarını bildiği soruları, öğrencilerine sınav yapar gibi soran Akif Hoca, öğrencilerinin hata yaptıklarını artık anlamalarını istiyor.
Ölen arkadaşları Rüya’nın tek şanssızlığı bu sınıfta bulunmasıydı. Çok genç, başarılı bir atlet ve temiz kalpli bir kızı ölüme adım adım sürükleyen kişiler kimlerdi?
Akif Hoca bu cevapları onlardan duymadan planına son vermeyecek ve 12-A sınıfı tüm gerçeklerle yavaş yavaş yüzleşecekler.
Günümüzde akran zorbalığının ileri seviyelerde görüldüğünü düşünürsek burada çok büyük bir farkındalık söz konusu. Birinin başarısını hazmedememek, arkadaşını başkasıyla da arkadaş oldu diye kıskanmak, sevgili olma teklifi reddedilince hazmedememek Akif Hoca’nın dikkat çekmek istediği konulardan sadece bir kaçı. Akran zorbalığına kurban giden Rüya, sahte bir doping videosu yüzünden koşu hayatından olmakla kalmadı aynı zamanda dışlandı, ailesi mahcup durumda kaldı ve en sonunda dayanamayıp hayatından oldu. Çok büyük psikolojik savaşlar verirken yanında yalnızca Akif Hoca’sı vardı.
Okulda ondan başka kimse Rüya’ya gerçeği sormadı, onu dinlemedi ve yanında olmadı. Öğrenciler dışında eğitimcilerde yapılan zorbalıkları görmezden gelerek suçluları bulup belki gerçeği değil ama geleceği değiştirmeye çalışmadı. Akif Hoca’nın bir de nişanlısı var, Zeynep öğretmen. O da aynı okulda edebiyat öğretmeni ve yine onunda başına okulun önünde bir kaza geliyor. Ölmüyor, şans eseri yaşıyor fakat hafızasını yitiriyor. Bu olayın da aynı okulda olması Akif Hoca’nın planının sebeplerini güçlendiriyor. Ve tüm bu olaylar işte böyle gelişiyor.
İlk dört bölümü yayınlanan ve sonrasında salgın sebebiyle ara verilen dizi ‘Öğretmen’in Akif karakterine bilindiği üzere İlker Kaleli hayat veriyor. Biraz kendisinin durdurulamaz mükemmelliğinden bahsetmek istiyorum. Kendisinin doğum günü de yaklaşırken bahsetmesem olmazdı. Kendisi hisleri mükemmel geçiriyor olmasından dolayı Akif öğretmeni çok sevdik. Akif Hoca aynı zamanda çok hasta. Hastalığının ne olduğunu bilmiyoruz fakat nöbet geçirdiği sahnelerde çok duygulanıyorum ve ekranın içine girip sarılmak istiyorum. Bir insan ancak bu kadar ‘tatlı’ ve hissederek oynar. Bana çok tatlı geliyor çünkü Akif Hoca’nın masumluğunu, düşüncelerini, zorbalığın dibine vurmuş öğrencilerini bile sarıp sarmalamak istemesi o kadar güzel ki. Akif Hoca’ya çok kızan da oldu çok seven de.
Sanırım dizinin en büyük tartışma konusu bu konu oldu. Ben kendisini çok çok seven
taraftayım. Burada izlemeyenler için fazla ipucu vermeyeceğim ama öğrencileri için
böyle bir iyilik yapan, hepsinin hikayesi ve ailesiyle kimse ilgilenmezken bu kadar
ilgilenen bir öğretmen nasıl sevilmez ki?
Akif Hoca’nın derslerinden aynı zamanda ekran başında biz de faydalandık. Kendi adıma bu güzel ve etkileyici derslerden sonra “Ben iyi bir insan mıyım?” diye sorguladım hala da sorguluyorum. Bir insanın hayattaki en büyük çabası giderek daha iyi bir insan olmaya çalışmak ve bu dünyadan iyi bir insan olarak gitmek olmalı. Çünkü bu dünyaya ancak kalbinde iyilik olan insanlar güzel izler bırakabilir. Böyle bir karakteri oynamayı tercih ettiği için İlker Kaleli’ye çok büyük bir teşekkürüm var. Her seçtiği projede kalbimde derin izler bırakabilen tek oyuncu kendisi. Aynı zamanda 11 Mayıs doğum günüydü, kutlu olsun. Hep hayatımıza böyle dokunmaya devam etmesini dilerim. Oyunculuğu gibi kişiliği de mükemmel insan..
Bu yazıyı okuyacak olan sevgili okuyucu, eğer izlemediysen Akif Hoca’yı izlemenin tam sırası. Umarım benim ve sıkı izleyicilerin aldığı dersleri herkes alır..
Daha sağlıklı günlerde Akif Hoca’dan alacağımız nice derslerimiz olsun.
Yazar hakkında: Irmak Kırel, 25 Ekim 1994’te Eskişehir doğdu. Bilgi Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik bölümünde okudu, daha sonra işletme eğitimi aldı. Şu an akademisyen olmak için sınavlara hazırlanıyor. Yazmaya olan hevesi ilkokul çağlarında başladı, lisede ise birçok denemesini edebiyat öğretmeni örnek olarak alıp derslerinde kullandı. Instagram’da ve tumblr’da hayata dair denemeler, anılar yazdığı sayfaları var.