Bir Cüneyt Özdemir belgeseli: “Modern Muhafazakar”

BELGESEL

Hülya Aslan, Cüneyt Özdemir’in “Modern Muhafazakar” belgeselinde soruyor: “Neden ‘muhafazarlık’ ve ‘modernlik’ zıt kavramlarmış gibi algılanıyor?”

Araştırmacı-gazeteci Cüneyt Özdemir’in GAİN için hazırladığı belgesellere bir yenisi eklendi. Moda danışmanı ve sosyal medya fenomeni Hülya Aslan’ın hayatından yola çıkarak, Türkiye’deki modern muhafazakarlık kavramını irdeleyen Özdemir, belgeselde sosyolog Esra Özdil Gümüş ve araştırmacı yazar Bekir Ağırdır’ın görüşlerine de yer veriyor. Modern muhafazakarlığı ve klasik muhafazakarlıktan farkını; Türkiye’nin 1950’li yıllardan bu yana geçirdiği toplumsal değişim ve dünyadaki Müslüman kadın imajı gibi konular ışığında ele alan “Modern Muhafazakar” belgeseli şimdi ve sadece GAİN’de…

İlgi çekici konuları ele aldığı belgeselleriyle GAİN izleyicisiyle buluşan araştırmacı gazeteci Cüneyt Özdemir, yine Türkiye gündeminin en önemli başlıklarından birini ele alıyor ve ‘modern muhafazakar’ kimliğini inceliyor. 

“Modern Muhafazakar” adlı yeni belgeselinde Özdemir, başörtüsü yasaklarından bu yana değişen ‘muhafazakar kadın’ algısını, değişimin nedenlerini ve topluma etkisini konunun uzmanlarıyla masaya yatırıyor.

Moda danışmanı, sosyal medya fenomeni Hülya Aslan’ın hayatını anlattığı belgeselde sosyolog Esra Özdil Gümüş ve araştırmacı yazar Bekir Ağırdır da meseleyi toplumsal açıdan inceliyor.

Modern muhafazakarlık nedir, klasik muhafazakarlıktan farkları ne? Modern muhafazakarlar değişiyor mu? Dindar muhafazakarlık nasıl bir kadın tipi istiyor? Ayşe Aslan neden 10 yaşında kapandı? Bir dergide çalışmaya başlayınca Türkiye’deki muhafazakar kadınlar için nasıl rol model oldu; The New York Times, Financial Times gibi yayınların Aslan ile röportaj yapması neden önemliydi? Tüm bu soruların yanıtı, Cüneyt Özdemir imzalı “Modern Muhafazakar” belgeselinde…

Türkiye’nin 1950’li yıllardan bu yana geçirdiği toplumsal değişimin ve dünyadaki Müslüman kadın imajının da konuşulduğu bu önemli belgeselden satır başları şöyle…

Moda danışmanı Hülya Aslan:

- Ailem muhafazakar bir aileydi ama annem kapanmamı istememişti. Çok küçüktüm, 10 yaşında kapandım. Çok küçük yaşlardan itibaren kendimi gerçekleştirmeyi tercih ettim. Zaman içerisinde, dünyada eksik olduğunu düşündüğüm şeyleri değiştirmek, biraz iz bırakmak istedim. Moda sektörüne girdim, moda editörlüğü ve stil danışmanlığı eğitimi aldım. Öğrendiklerimi kendim gibi yaşayan kadınlar için geliştirme gayreti gösterdim. 

- Neden ‘muhafazarlık’ ve ‘modernlik’ zıt kavramlarmış gibi algılanıyor? Anlayamıyorum! Muhafazarlık insanların geleneklerine bağlı kalarak aynı zamanda aile yapısını da koruyabildiği bir sistem. (…) Bu sadece ideolojik değil; bir stil, bir üslup, bir yaşam biçimi. Bunun güne ayak uydurması, biraz çağın yeniliklerinden nasibini alması, buna göre yine tavrını bozmadan, yine geleneklerine bağlı kalarak biraz evriliyor, renk değiştiriyor olması neden birbirine zıt kavramlar gibi dursun ki?

- ‘Modern muhafazakar’ her zaman vardı fakat bulunduğu ortamlar, yaşam alanları çeşitlenmeye başladı. Çeşitlenmeye başlaması onları görünür kıldı, sosyal medyayla birlikte de daha fazla karşımıza çıkmaya başladılar. O kadınlar her zaman vardı. 

Araştırmacı yazar Bekir Ağırdır:

- 2008-2009’da ‘Evde kız çocuklarına, erkek çocuklarına hangi değerler öğretilir’ diye bir araştırma yapmıştık. O tarihteki araştırmada muhafazakar ailelerde, örneğin hakkını aramak kız çocuklarına öğretilen bir şey değildi. Ataya, kocaya saygı, namuslu olmak, ahlaklı olmak gibi geleneksel referanslar anlatılıyordu. Araştırmayı 15 sene sonra yenilesek eminim çok şey değişmiş çıkacak. 

- Türkiye’de evet, türban, başörtüsü özgürlüğü ve yasakları gibi konular önemli gerilim meselelerinden biriydi ama aşağı yukarı 20 yıldır böyle bir problem yaşamıyor. “Muhafazakarım” diyen kadınların ya da kız çocuklarının eğitime ve istihdama dahil olması, kamu hizmetlerinde yer alabilmesi neticesinde bugün böyle bir problemden söz etmek mümkün değil. Eğitim ve istihdamla hayata dahil olma yoğunluğu artıyor.

- Kadın hakları meselesi her gündeme geldiğinde görüyoruz ki kadınlar arasında bir ortaklaşma var, meseleyi ortak sahipleniş var. Bu iktidar döneminde, zina yasası gibi birçok örnekte yaşadık; kadın hareketi seküleri ve muhafazakarıyla öyle bir tepki veriyor ki hükümet geri adım atmak zorunda kalıyor.

Sosyolog Esra Özdil Gümüş:

- Bir kadının eğitim almasının, çalışmasının, giyinmesinin, arabaya binmesinin, kürek çekmesinin, spor yapmasının ona bahşedilmiş haklar gibi görülüyor olması problemli bir algı. 

- Ülkemizde 30-40 yıl boyunca uygulanan bir başörtüsü yasağından bahsediyoruz. Bu zaman zarfında bu kadınların eğitim hayatından ve çalışma haklarından yoksun kaldığını, kamusal alanda görünürlüğünün kısıtlı bir alana mahkum edildiğini, yani belirli davranış kalıplarına, meslek kalıplarına, konuşma biçimlerine mahkum edildiğini görüyoruz. Günümüzde bu kısıtların ortadan kalkarak bu kadınların haklarını kazanıyor olması, olması gereken bir süreçti.

Gazeteci yazar Cüneyt Özdemir imzalı “Modern Muhafazakar” belgeseli şimdi ve sadece GAİN’de izlenebilir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.