Bazen hiç bilmediğiniz, fikir sahibi bile olmadığınız ama yanı başınızda olan yerler vardır. Ama bir gün oraya gideceğinizi bilirsiniz ve onu hissedersiniz. Bu yılki Eski Foça yolculuğum tam da bu şekilde oldu aslında. “Beşkapılarda Beş Gece: Phokaia Bağımsız Film Günleri” uzun bir aranın ardından ikinci yılında düzenlendi. Ben de hem bu etkinliği takip etmek, hem de Eski Foça’yı keşfetmek adına bir yolculuğa çıktım. Bu yazıda Eski Foça keşfimden, “Beşkapılarda Beş Gece: Phokaia Bağımsız Film Günleri” gözlemlerimden, beni dört gün boyunca harıka bir şekilde ağırlayan Otel Leon’dan ve otelde denk geldiğim bir başka etkinlik “Bilim ve Bilgelik Festivali”nden bahsedeceğim. Ayrıca yeni izlemeye başladığım ve yemek yerken bana harika yarenlik eden “The Good Place” dizisinden da bahsetmeden olmaz…
Geç buldum ama hemen kaybetmeyeceğim: The Good Place
Son zamanlarda beni rahatlatabilecek, ara ara gülebileceğim ve yemek yerken izleyebileceğim bir dizi arıyordum. 2016’da yayına giren ama ara ara adını duyduğum “The Good Place” dizisi bu süreçte karşıma çıktı. Ölüm sonrası yaşam konusunda bir ahirete, farklı bir yaklaşım sunuyor. İnsanların ölüm sonrasında “İyi Yer"e veya "Kötü Yer"e gönderildiği yaşama odaklanan dizi, iyi yere gönderilen Elenaor’a odaklanıyor. Aslında kötü bir insan olan ve buraya yanlışlıkla gönderildiğini belirten Elenaor, ruh eşi Chidi’nin desteğiyle iyi bir insan olmaya çalışıyor. Kurduğu dünya ve hikayeyi komediyle ele alış biçimi konusunda diziyi çok sevdim. Tam da aradığım bir arkadaşlık dizisi olduğunu hissettim. Hepimize bir ‘Janet’ gerekli kesinlikle. Kristen Bell’i izlemek ve performasında kaybolmak harika. Ayrıca Jameela Jamil’in ve Manny Jacinto’nun performans uyumları da dikkat çekici. Hem merak, hem heyecan hem de kahkaha dozajı yüksek bir dizi olan The Good Place, keşfetmemiş olanlar için tavsiyem olabilir. Ben daha ikinci sezonu tamamladım dizide ve dizideki değişim dönüşüm de beni keyiflendirmeye yetti.
İnanılmaz bir kalede film buluşması: “Beşkapılarda Beş Gece: Phokaia Bağımsız Film Günleri”
Oyuncu Gizem Erman Soysaldı ve Yönetmen Hüseyin Karabey, pandemi öncesinde Eski Foça Beş Kapılar’da harika bir organizasyon yapmaya başladılar. Sevgili Gizem Erman Soysaldı, daha önce “Bir Dali Muhabbet” adlı YouTube’daki programıma konuk olmuş ve güzel bir söyleşi yapmıştık. O söyleşi sonrası sevgili Gizem ile tanışıyor olmak ve sinema adına sohbetler ediyor olmak harika oldu. Gizem’in bu festivali düzenleyen ekip içerisinde yer aldığını ve bunun için büyük emek verdiğini öğrendikten sonra takip etmek için Foça’ya doğru yol almak istedim. Bu kez ikinci yılında düzenlenen etkinlik, şu ana kadar denk geldiğim film festivallerinden oldukça farklı hissettirdi bana. Çünkü bir kere, Beşkapılar kalesinin içerisinde, inanılmaz bir sinema atmosferi vardı. Kale içerisindeki gösterim alanları hıncahınç doluydu. Festival seçkisindeki filmlerin birçoğunun vizyona girmiş olması ya da dijital platformlarda gösterilmiş olması gözetilmeksizin, bu kadar yoğun bir ilgiyi tahmin etmiyordum. Film gösterimlerinin ardından yapılan söyleşilere hayran kaldım. Dikkatli izleyiciler, filmlerin ardından yapılan söyleşilerde inanılmaz sorular yöneltti. Bence bir festival o kentin halkına ulaşıyor, o festivale katılım gösteriyor ve izleyici gösterim sonunda soru soruyorsa bu iş tamamdır. Amacına ulaşan bir festivalle daha karşılaşmak muhteşem bir duygu bence.
Festivalin açılış filmi olan Ümit Ünal’ın “Aşk Büyü Vs.” filmine olan ilgi gerçekten muhteşemdi. Ayrıca Aslı Akdağ’ın “Bekleyiş” belgeselinde gelen sorular karşısında nutkum tutuldu. İzleyici filmlerle o kadar güzel bağ kurmuş ki, yönetmenlerin birçoğu aslında daha önceki söyleşilerde karşılaştıkları sorulardan çok daha farklı sorular ve geri bildirimler aldığını belirttiler. Festival kapsamında yönetmenlik üzerine masterclass ve kamera önü oyunculuk üzerine atölyeler gerçekleşmesi de çok önemli. Festival kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Lahana Perisi Gecesi' de dikkatimi çeken bir diğer durum oldu.
Festivalin son gecesine, dünya tarihinde ilk sinema filmini çeken ama tarih yazımında görmezden gelinen Alice Guy'ı onurlandırmak adına bu isim verilmiş. Bu kapsamda da 5 kadın yönetmenin 5 kısa filmi gösterildi. Bu o kadar ince düşünülmüş güzel bir etkinlik oldu ki… Eski Foça’ya bence daha büyük bir film festival yakışır diye içimden geçirmedim değil festivalde geçirdiğim süre zarfında. Gerçekten bazı kentler böyle değer verilen etkinlikleri çok hak ediyor. O yüzden “Beşkapılarda Beş Gece: Phokaia Bağımsız Film Günleri” nin yaşaması, daha da genişletilmesi ve daha çok kitlenin festivale akın etmesi gerçekten önem taşıyor.
Ne güzelsin Eski Foça…
Eşsiz koyları, kalabalıktan uzak huzurun yaşandığı ve hem tatile hem de festivale doyduğum bir anı olarak kalacak içimde Eski Foça… Bir kere kentin içerisinde her yere yürüme mesafesinde ulaşabilmeniz mümkün, tabi yürümeyi seviyorsanız bunun zevki bir başka oluyor. Beşkapılar Kalesi inanılmaz bir atmosfere sahip, hele akşamları ışıklandırma ile beraber daha da büyüleyici oluyor. Her sokaktan inanılmaz tatlı kediler çıkıyor, ki kedilerle Foça’yı kodladım kafamda… Akşam için birbirinden farklı rakı-balık seçenekleri de mevcut, benim tercihim “Zeytuni Foça” oldu. Ara sokakta, nostaljik şarkılarla beraber mezelerinizi tadıp; kadehlerinizi tokuşturup harika bir sohbete dalabilirsiniz. Mekan işletmecisi Özlem Temizel, güler yüzüyle bizi karşıladı ve Foça’da harika akşamlar geçirmemizi sağladı. Favorim Girit Mezesi ve Humus her zaman, onları tek geçerim. Foça’da Zeytuni mutlaka tavsiyemdir…
Ve gelelim nerede konakladığıma… Mersinaki Koyu ve İngiliz Burnu arasında kalan ve eşsiz manzarasına hayran kaldığım “Otel Leon” un davetlisiydim. İşletme müdürü Rukiye Feride Yazganoğlu ve ekibi, her gün benimle ilgilendi ve harika bir tatil geçirme hissiyle beni uğurladılar. Otelde güne uyandığımda, gözümü açtığımda denize sıfır eşsiz manzarayla karşılaştım. Bu bile tek başına aslında otel konusunda tercih sebebi olabilir. Güne denizle göz göze gelerek uyanmak, ardından harika bir açık büfe kahvaltı ile güne başlamak ve bir kahve keyfiyle devam etmek harikaydı. İlk günümde 11 tane melek kartı seçtim otelde. Bu kartlarla beraber meleklerle iletişime geçmek ve onlardan mesaj alarak güne devam etmek harika bir his oldu. Otelin en büyük avantajı ise, kendine ait uzunca bir plajının olması aslında. Adeta kendi cennet koyunu oluşturmuş olan otelde denize girmek, eşsiz ve harika bir histi. Ayrıca otelin kendine ait havuzu da mevcut, çocuklar için tercih nedeni olabilir. Tertemiz odaları, kendine ait amfi tiyatrosu, restoranı ve bütçe dostu fiyatlarıyla aslında kötü giden ekonomik süreçte size çok iyi gelecek bir tatil fırsatı sunuyor Otel Leon. Gün batımını denize sıfır manzarada izleme zevki de cabası ayrıca.
Otel Leon’a geldiğimde beni karşılayan bir sürpriz daha oldu. Otelde düzenlenen “Bilgelik ve Bilim Festivali” adeta beni Foça’ya gelmem için bir sesin fısıldadığını hissettirdi. İki festivalle birden Foça’da olmak harika oldu benim için. Grimoir Akademi ve SevMedya iş birliğiyle hayata geçirilen festival; gazeteci, felsefeci, sanat tarihçisi ve sanatçıların eşliğinde workshoplar ve eğitimlerle dolu dolu geçti. Kişisel gelişim, meditasyon, hayata pozitif bakmak ve kendine arkadaş gibi yaklaşmak üzerine güzel konular içeren festivalin etkinliklerinden birkaç tanesine katılma şansı yakaladım.
Felsefeci yazar Ali Naki Gündoğdu, hekim gazeteci yazar Prof.Dr.Erkan Sevinç, gazeteci fotoğraf sanatçısı Esat Erçetingöz, felsefeci yazar Göktuğ Halis, nefes yaşam koçu İkbal Kaya, araştırmacı yazar Murat İrfan Ağcabay, mimar sanatçı masalcı Ümit Elgin ve sanat tarihçisi, rüya yorumcusu yazar Zeynep Ergen harika workshoplar gerçekleştirdi. Geçmişimizle bağ kurmak, deneyimlerimize ve yaşadıklarımıza farklı bir bakış açısıyla yaklaşma fikri çok hoşuma gitti. Katıldığım bir etkinlikteki ney ve saz dinletisi de çok hoşuma gitti. SevMedya Genel Yayın Yönetmeni Erkan Sevinç ve Grimoir Akademi kurucusu Selin Acar’ın davetiyle katıldığım festivalin gelecek yıl ikincisinin de hayata geçirileceğini duymak da çok hoşuma gitti. Ayrıca Foça Belediyesi’nin da bu etkinliğe destek olması çok anlamlı. İki festivalin aynı anda Foça’da olması konusunda, Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ü kutlamak gerek. Daha nice etkinlik bekliyoruz Foça’da…