TRT 1’in uzun yıllar sonra yurtdışında çekilen ve büyük beğeni toplayan dizisi Balkan Ninnisi’nin yönetmen koltuğuna Serdar Akar oturdu. Çektiği ve senaryosunu yazdığı filmlerle yurt içinde ve dışında birçok ödül kazanan, Balkanlar’da yapım ve yönetimini üstlendiği ‘Elveda Rumeli’ dizisi izlenme rekorları kıran Akar, “Balkan Ninnisi” ailesine katılım sürecini ve diziyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
İlk 4 bölümüyle izleyicilerin gönüllerinde taht kuran ‘Balkan Ninnisi’nin yönetmen koltuğuna oturmanız istendiğinde neler hissettiniz? Karar verme sürecinizde en çok neler etkili oldu?
Dizinin ilk 4 bölümünü başarıyla yöneten Doğan Ümit Karaca ve Yapımcı Uğur Uzunok’la en son ‘Payitaht Abdülhamid’ dizisinde beraber çalışmıştınız. Yine birlikte çalıştığınız birçok oyuncu yer alıyor dizide, çok yabancılık çekmemişsinizdir… Her şeyden önce ben Makedonya’ya yabancı değilim. “Elveda Rumeli”yi bu topraklarda çekerken, burada yaşayan insanların yüz yıl önceki hallerini anlatmıştık. Onlar gidecek olanlardı, göç etmek üzere hazırlananlardı belki, bugün ise arkada kalanlar anlatılıyor “Balkan Ninnisi”nde… Bunun dışında beraber çalıştığımız insanlarla tekrar buluşmak keyif verici. Balkanlar’da buluşmak daha da keyifli. Çünkü bu topraklarda neşenin sesi yüksek çıkıyor. Hayatımın en güzel yıllarını Makedonya’da geçirdim. Kızımın adı Balkan… Sanırım bu tek başına Balkanlar’da bir iş çekmekten ne kadar mutlu olduğumu anlatır.
Siz birçok sinema filminde yönetmenlik, senaryo yazarlığı yaptınız. Yine televizyonlarda reyting rekorları kıran dizileri yönettiniz. Ancak “Elveda Rumeli” sizin televizyon tarihine geçen önemli projelerinizden biri. Hem yapımcısı hem de yönetmeniydiniz. Siz Balkanlar’da çok sevilen bir diziye imza atmış yönetmen olarak, ilk 4 bölümüyle büyük beğeni toplayan “Balkan Ninnisi”ni nasıl buldunuz? Hikayesi, castı, filmde kullanılan şive, mekanlar nasıl? Yeni dizinizi bize kısaca değerlendirebilir misiniz?
“Balkan Ninnisi” günümüzde geçiyor. “Elveda Rumeli” bir dönem dizisiydi. Hikayeyi başından itibaren takip ediyorum. Uğur, senaryoyu bana gönderdiğinde ona “Elveda Rumeli”ye ilişkin tecrübelerimi söylemiştim. Beraber başlayacaktık, programımız uyuşmadı. Dolayısıyla en başından beri hikayenin içindeyim. Organik, net bir hikaye anlatıyor “Balkan Ninnisi”… Gerçekten de Üsküp ikiye bölünmüş bir şehir. Bir yanda Türkler ve Arnavutlar diğer yanda ise Makedonlar. Beraber yaşıyorlar. Ama neticede farklılar. Farklılıklarıyla yaşamayı biliyorlar. Dizimiz de bu farklı yaşamayı öğrenen insanların hikayesini anlatıyor. Mekanlar özenle seçildi. Dizi başlamadan önce ben de gelip bazı mekanları görmüştüm. Şive konusunda Erman Saban bize yardımcı oluyor ve zaten şehirde yaşayan oyuncularımız şiveyi duyarak da öğreniyor. Şehir oyuncular için bir çalışma alanı.
Başlayan projelere sonradan dahil olmak biraz zordur… Siz Üsküp’e yeni geldiniz. Ama daha önce Balkanlar’da film ve dizi çalışmalarınız olmuştu. Üsküp, bir dizi mekanı olarak nasıl bir yer? Dizi, bundan sonraki bölümlerde başka şehirlerde de çekilecek mi? Yıllar önce çekim yaptığınız bölgeyle günümüzü kıyaslarsanız artı eksileri nelerdir?
-Biz daha önce Manastır’da “Elveda Rumeli”yi çekmiştik. “Acı Kiraz”ın da bazı sahneleri Üsküp’te çekildi. Üsküp bir başkent ve aslında dizi çekmek için de kolay bir yer değil. Ama insanlar anlayışlı. Heyecanlı. Çünkü bu dizi Üsküplülerin hikayesini anlatıyor. Belki senaristler yazarsa Ohri’ye Manastır’a da yolumuz düşer…
‘Balkan Ninnisi’, müzikleriyle de büyük beğeni topladı. Siz bu konuda yeni eklemeler ve değişiklikler yapacak mısınız?
Balkan şarkıları zaten muazzam. Hikayeye hizmet ettikçe Türkçe, Arnavutça, Makedonca şarkıları kullanacağız. Müzisyenimiz Alper Bey bu konuda özel olarak çalışıyor. Balkan şarkılarını yeniden yorumluyor.
“Balkan Ninnisi”nde sizin daha önce çalıştığınız başarılı birçok oyuncu yer alıyor. Burada tanışacağınız dizide rol alan genç yetenekler de var. Siz kadroya yeni isimler önerecek misiniz? Dizinin önümüzdeki haftalarda izleyeceğimiz bölümleri için önerileriniz olacak mı yapımcılara? ‘Balkan Ninnisi’ izleyicilerini, yeni sürprizler bekliyor mu?
Dizinin çok güzel bir oyuncu kadrosu var. Bir kere herkes samimi. Gerçekten öyleler. Üsküp’ü hepsi çok seviyor. Yapımcıların oyuncularla anlaşırken ilk sorusu ‘Üsküp’te yaşayabilir misiniz’ olmuş. Hepsi de kabul etmiş. Çünkü bu hikaye bir şehir hikayesi. Şehirle beraber anlatılıyor. Bu yüzden de oyuncular Balkan insanı nasıl, bunu anlamak için gerçekten şehrin içindeler. Birçoğu buradaki insanlarla dostluklar kurmuşlar. Tabii yeni karakterler çıktıkça yeni oyuncular da gelecek. Senaristlerimizin yazacağı yeni karakterlere göre hazırlıklarımızı yapacağız. Yeni girecek karakterleri de önceden belirliyoruz. Çünkü bir şive meselesi var ve diziye dahil olmadan önce belli bir süre şive için eğitim alıyorlar.
“Balkan Ninnisi”, TRT 1’in sevilen bir dizisi. Siz yine bir TRT 1 yapımı ‘Payitaht Abdülhamit’ dizisinin de yönetmenliğini yaptınız. TRT dizilerinde son yıllarda başarı grafiği oldukça yükseldi. Siz duayen bir yönetmen olarak bunu neye bağlıyorsunuz?
Sanırım samimiyete. Doğal olarak TRT bu ülkenin hikayesini dert ediniyor. İnsanı koyuyor merkeze. Dramanın kodlarını doğru yakalıyor. “Balkan Ninnisi” de bu minvalde seçilmiş bir iş. Makedonya’da Türklerin yaşadığı belki birçokları tarafından bilinmiyordu. İnanın buradaki Türkler ve Arnavutlar kendi hikayelerinin anlatılmasından çok mutlular. İzledikleri şeyler gerçekten onların hikayesi. Köfteci Süleyman 35 yıldır ‘üte tarafi’ geçmiyor. Burada gerçekten Makedon tarafına geçmeyen insanlar tanıdık. Meselesi ne? Derdi ne? İşte bu dizi derdi olanları anlatıyor.
“Elveda Rumeli”den sonra Makedonya’ya dizinin çekildiği köye ciddi bir ziyaretçi gelmişti Türkiye’den. Daha şimdiden çarşıda Köfteci Süleyman’ın dükkanını soruyorlar. Bulup fotoğraf çektiriyorlar. Bu hikaye bağı kuvvetlendiriyor. İyi ki de yapıyor...