TRT 1’in yurtdışında Üsküp’te çekilen ve ilgi odağı olan dizisi Balkan Ninnisi, usta oyuncu kadrosuyla olduğu kadar genç yeteneklerin başarılı performanslarıyla da dikkat çekiyor. Dizide ‘Gülbahar’ karakterini canlandıran Deniz Gürkan da yeteneği ve güzelliğiyle büyük beğeni topluyor.
Dizide, çocukluk aşkı Ertan (Emre Bey) için her şeyi yapan, en yakın arkadaşı Jovanka’nın (Merih Öztürk) ona ilgisi karşısında hüsrana uğrayan Gülbahar’ı, önümüzdeki haftalarda yayınlanacak bölümlerde, sevdası uğruna engellerle mücadele ederken izleyeceğiz. Deniz Gürkan, Balkan Ninnisi ve başarıyla canlandırdığı Gülbahar karakteriyle ilgili sorularımızı cevapladı.
Uzun yıllar sonra TRT 1 ekranlarında Balkan rüzgarları estiren “Balkan Ninnisi”nde Gülbahar karakterini canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde neler hissettiniz? Çekimin yurtdışında Üsküp’te yapılması sizi düşündürdü mü?
Balkan Ninnisi, karşıma çıktığı ilk günden bu yana hep pozitif taraftaydı. Çekimlerin Üsküp’te yapılacak olmasından özellikle mutluluk duydum. Hem ailemin göç ettiği bölgeleri tanımak, hem de farklı milletten insanların birlikte huzur içinde yaşayabildiği bir yerde olmak heyecan vericiydi. Daha önce hiç gitmediğim ve deneyimlemediğim kültürlerde yaşayan genç kadınları, tiyatro oyunlarında ve konservatuvarda eğitim alırken canlandırma fırsatı bulmuştum. Şimdi ise bunu geniş kitlelerin görebileceği bir performansa dönüştürüyorum. Benim için Gülbahar’ı yaşadığı gerçek sokaklarda canlandırmak çok kıymetli. Bu projenin oyunculara ve yazarlara gözlem ve deneyim bakımından çok büyük bir imkan verdiğini düşünüyorum. Kendimi, bu kadar deneyimli ve yetenekli insanlarla bir arada olduğum için çok şanslı hissediyorum.
Gülbahar, iyi kalpli, hakkaniyetli, merhametli, dürüst bir kız. Ancak özellikle Ertan konusundaki takıntılı sevdası, hırsı onu bazen yanlış yönlendirebiliyor. Peki Gülbahar, Ertan-Jovanka aşkını fark ettiğinde nasıl bir tavır takınacak? Bir tarafta en yakın arkadaşı Jovanka, diğer yanda platonik aşkı Ertan? Ertan’a çocukluktan bu yana takıntılı bir şekilde aşık, Jovanka’nın de en yakın arkadaşı olan Gülbahar’ı bir de sizden dinlesek?
Gülbahar’ın bulunduğu duruma dışarıdan baktığımızda, aslında bir aşığın başına gelebilecek en yıkıcı durumun içinde görüyoruz. Çok üzüleceğinden eminiz. Jovanka’yla olan dostluğu Ertan’a olan bağlılığı kadar kuvvetli. Gülbahar’ın safiyeti kafasına girmek isteyen tilkilerin üzerine kapıları kilitliyor. Jovanka ve Ertan’ı bir araya getirmek isteyen kadere sürekli şahitlik etse de iki karaktere bağlılığı ve sevgisi onlardan şüphe etmesine izin vermiyor, birbirlerini sevebilme ihtimallerine inanmak istemiyor. Bazen gördüklerini bile inkar ediyor. Gülbahar’ın içindeki potansiyel bir gün gerçek ile yüzleşmek zorunda kaldığında ortaya çıkacak.
Balkan Ninnisi, dram ve komedinin iç içe geçtiği, duygusal sahnelerinin yanında komik sahneleriyle de dikkat çeken bir dizi. Ayrıca her karakterin ayrı bir hikayesi, ayrı bir dramı var. Gülbahar’ın da dışardan gözükmeyen, henüz izlemediğimiz gizemli bir hikayesi var mı?
Gülbahar hayatının en değişime açık zamanlarını yaşıyor. Duyguları, gizlemeye çalışsa da aslında bakıldığı zaman kolaylıkla görülebilecek kadar coşkulu. Ertan ile Jovanka’nın karşılaşması ile kendini tekrar tanımaya başlayacak. Hayat enerjisi yüksek, neşeli Gülbahar'ın zihnini gün geçtikçe soru işaretleri kaplıyor. Gülbaharın gizemli tarafını artık kimsenin “Hangi Gülbahar?” diyemediği zaman izleyeceğiz.
Ertan ve Jovanka arasındaki aşk engellerle çepeçevre sarılmış durumda. Peki bu durum Gülbahar’a yarayacak mı? Ertan’ın kardeşi gibi gördüğü Gülbahar konusundaki hisleri değişebilir mi? Gülbahar’ın, beyaz atlı prensine, Ertan’a kavuşma ihtimali var mı?
Gülbahar’ın yolunu sadece kendi attığı adımlar değil çevresindekiler de belirleyecek. On yılı aşan karşılıksız aşkını hep içinde saklamış, adım atmamış. Şimdilik hislerini ağzından cımbızla alarak öğreniyoruz. İçinde tuttuğu fırtınalar var; eyleme geçmek istese de sevgisine emek harcadığı Ertan’ın durumunu hep gözetecektir.
Dizideki oyuncularla daha önce bir projede yer aldınız mı? Çekimler nasıl gidiyor?
Mustafa karakterini canlandıran arkadaşım Süleyman Kara ile ikimiz de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı çıkışlıyız. Kendisi benim üst dönemimdi. Birbirimizin çokça sahnelerini izledik, yorumladık, onun fikirlerine çok kıymet veririm, hala tartışırız. Ben Üsküp’e daha önce gelmedim ama Üsküp birbirimizi daha iyi tanımamıza vesile oldu. Tüm oyuncu arkadaşlarımla olan paylaşımlarımı da çok kıymetli buluyorum, hepimiz birbirimizi daha iyisi için zorluyoruz. Hepimiz çalıştığımız süre boyunca ailelerimizi geride bırakıp geldiğimiz için bu movite edici, harika bir şey. Hepsini ayrı seviyorum.
Üsküp’e daha önce gelmiş miydiniz? Şu ana kadar gezip gördüğünüz bölgeler arasında sizi en çok etkileyen yer neresi oldu?
Şehir merkezi dışında çıkabildiğim tek yer henüz çekim yapmaya gittiğimiz Matka Kanyonu idi. Turistik amaçla açılan tesislere rağmen dokuların korunmuş olmasını çok takdir ettim, nefisti. Kartpostal gibi bir manzara, tertemiz.
Siz nerelisiniz? Balkan göçmeni arkadaşlarınız var mı? Balkan kültüründe sizi en çok etkileyen ne oldu?
Çekirdek ailem İzmir’de doğup büyümüş. Fakat annemin de babamın da aile büyükleri Bulgaristan’ın dört farklı köyünden; Eski Zağra, Tırnova, Razgrad, Pravadı’dan İzmir’e gelmişler. Yine anne tarafından Yunanistan’ın iki farklı deniz kıyısından göçenler var; Girit, Preveze. Türkiye’ye gelip Makedon Mahallesi’nde oturmuşuz. Anadolu’yla karışmışız sonrasında. Yine de kan çekmiş, vazgeçmemişiz, büyük yengelerimden ikisi Makedon, biri Bulgaristan göçmeni. Ben 18 yaşımdan beri İstanbul’dayım. Üniversite, kalabalık, trafik derken Makedonya’ya geldiğimden beri memleketime dönmüşüm gibi hissediyorum
Dizi, müzikleriyle de ilgi odağı oluyor. Balkan müzikleri, yerel dansları konusundaki düşünceleriniz neler?
Dizi müziklerimize bayılıyorum. Sahneyi baştan yaratıyor, görüntülere bir koku, bir ısı katıyor. Karakterlerin hissettiğini seyirciye direkt aktarıyor. Hep müzik ile dans ile büyüdüm. Balkan ruhunu Ege’ye taşındığı kadar ancak eğlencelerimizde, toplu etkinliklerimizde yaşatabiliyoruz. Balkan müzikleriyle gerçek anlamda sinema tutkum sayesinde içli dışlı oldum diyebilirim. Günün birinde Gülbahar’ın ağzından bir Balkan türküsü okumayı çok isterim.
Deniz Gürkan’ın çekimler dışındaki günlük yaşamı nasıl geçer? Boş zamanlarınızda neleri yapmaktan hoşlanırsınız?
Tam bir hobi insanı olduğum için yapacak çok şey buluyorum. Üsküp tam bir bisiklet şehri mesela. Şehri keşfetmek için bisiklet kullanıyorum, senaryo çalışmalarımla beraber günlerim doluyor. Yalnız kaldığım vakitler olduğunda, hele keyifliysem şarkı söylüyorum, mutlaka yüzüyorum, film izliyorum buradan sahiplendiğim kedim (Loçkam) ile, yatmadan mutlaka okumalarımızı yapıyoruz beraber.