“Oya kafayı mı yedin?” dediğinizi duyuyorum. Haklısınız, benim ağzımdan bu cümleyi asla duyamazsınız. Ama bu yazın modası bu! Anneni, ev sahibini ya da eski sevgilini kandırmak için bir sevgili ayarlıyorsun. Yani öyle numaradan… “Her şey belli bir zaman sürecinde olup bitecek” diye birbirinizi kandırıyorsunuz. Sonrası sürpriz… Hayat size ne sunarsa… Nasıl sevdiniz mi bu konsepti? Sevdiniz, sevdiniz. Sakın sevmedim demeyin, hayatta inanmam. Çünkü her çarşamba, perşembe ve cuma bunu izliyorsunuz.
Fox TV, bu yaz aldığınız Sen Çal Kapımı ve Bay Yanlış’ın aynı çatışmadan beslendiğini tabii ki biliyorsunuz. Haliyle neredeyse birbirinin aynı iki dizi almışsınız. Tebrikler, farklılık konusundaki söylemlerinizi merakla takip edeceğim. Bu öyle bir moda yaratmış olacak ki, Kanal D de bu rüzgara kayıtsız kalamamış. Hatta bir adım ileriye gitmiş ve Çatı Katı Aşk’ta evli çift numarasını kullanmış. Ne diyeyim, her şeyin yalan olduğu bir dünyada, aşkın da yalanı makbul galiba! Baksanıza dizilerde bile aşkın kendisi değil göstermelik olanı, yalan olanı tutuyor.
Bıkmadınız mı?
Zengin erkeğin robot gibi olmasından… Zengin erkeğin aşka inanmamasından… Fakir ama havuzlu evde, Boğaz manzaralı evde oturan kadın kahramanlardan… Kadın karakterin dizi başlar başlamaz işini gücünü unutup zengin erkeğin peşine düşmesinden… Kadın karakterin ailesinin zengin erkekle kızını evlendirmek için ekstra çabasından… Kadın karakterin önce zengin erkeğe aşık olmasından ve zengin erkeğin kaçma numarası yapmasından… Zengin insanların hep kötü ve korkunç gösterilmesinden… Kadın karakterin aşık olunca 15 yaşında bir kız çocuğuna bağlamasından… Kız bir şey yaşayacak diye arkadaşlarının başında nöbet tutmasından… Grinin 50 Tonu’nun cinsellik dışında romantikliği anlattığı her anını kopyalamaktan…Bıktık… Lütfen artık ekranda da güçlü kadınlar izleyelim. Bilinçaltımıza ekilen bir erkeğin peşinden işini, ailesini, arkadaşlarını, kendisini, zekasını bırakan kadın modellerinden vazgeçin.