ABD ordusunun 2001 yılından bu yana süren işgalinin ardından ülkeden çekilmesiyle yeniden güç kazanmaya başlayan Taliban, başkent Kabil’i aldıktan ve görevdeki hükümeti devirdikten sonra Afganistan’ın kontrolünü fiilen ele geçirdi. Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk ederken, ABD de yeni rejimden kaçan binlerce kişinin tahliyesine yardımcı olmak için Kabil havaalanını kontrolü altına aldı.
Taliban’ın ele geçirdiği bölgelerden özellikle kadınlara, sanatçılara ve merkezi rejimle bağlantıları olan kişilere yönelik şiddet haberleri gelirken, Afganistan’dan da ciddi bir göç dalgası da başlamış durumda.
Yönetmen Sahraa Karimi'den destek çağrısı
Afganistan'ın önde gelen sinemacılarından Sahraa Karimi de, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanarak bölgeden görüntüleri sık sık paylaştı. Instagram’da havaalanından görüntüler paylaşarak hala ülke vatandaşlarının umutsuzca beklediğini yazan ve yardım isteyen yönetmen, bu kez de sinema dünyasını Taliban’a karşı dayanışmaya davet eden bir mektup yayımladı.
Altyazı Dergisi'nde yer alan habere göre, Sahraa Karimi’nin mektubunun Türkçe çevirisi şu şekilde:
'Sinemayı seven herkese!'
"Benim adım Sahraa Karimi. Film yönetmeni ve ülkenin 1968 yılında kurulan devlet destekli tek film şirketi Afghan Film’in genel direktörüyüm.
Size kırık bir kalp ve benim güzel insanlarımı, özellikle sinemacıları Taliban’dan korumak için bana katılmanız yönünde taşıdığım derin umutla yazıyorum. Son birkaç haftada Taliban pek çok bölgeyi ele geçirdi. İnsanlarımızı katlettiler, birçok çocuğu kaçırdılar, kız çocuklarını kendi adamlarına çocuk gelin olarak sattılar, kıyafetleri yüzünden bir kadını öldürdüler, bir kadının gözlerini oydular, çok sevdiğimiz komedyenlerimizden birini işkenceyle öldürdüler, bir tarihçi şairimizi öldürdüler, merkezi yönetimin kültür ve basın bakanını öldürdüler, hükümetle ilişkileri bulunan herkesi katletmeye devam ediyorlar, insanları halka açık alanlarda astılar, yüz binlerce aileyi yerlerinden ettiler. Bu bölgelerden kaçan insanlar Kabil’deki kamplarda kalıyorlar ve kampların şartları oldukça sağlıksız. Kamplarda yağmalar yaşanıyor ve bebekler sütleri olmadığı için ölüyor. Bu bir insanlık krizi, ancak dünya tamamen sessiz.
'Bu sessizliğe alıştık fakat bu adil değil'
Biz bu sessizliğe alışmış durumdayız fakat bunun adil olmadığını biliyoruz. Biz halkımızı terk eden bu kararın yanlış olduğunu biliyoruz, bu aceleyle verilmiş birliklerin geri çekilmesi kararının halkımıza ve Afganlar Batı için Soğuk Savaş’ı kazandığında yapılan her şeye bir ihanet olduğunu biliyoruz. O dönem insanlarımız unutulmuş, Taliban’ın karanlık hükmünün ortaya çıkmasına neden olunmuştu. Şimdi de ülkemiz, bilhassa genç kuşaklarımız için elde ettiğimiz yirmi yıllık büyük kazanımlar, hepsi bu terk edişin ardından yeniden kaybedilebilir.
'Sizin sesinize ihtiyacımız var'
Sizin sesinize ihtiyacımız var. Medya, hükümetler ve tüm dünyanın insani yardım kuruluşları sanki Taliban’la yapılan bu “barış antlaşması” meşruymuşçasına sessizliklerini koruyor. Bu antlaşma hiçbir zaman meşru değildi. Aksine, onları tanımak tekrar güç kazanmaları için gerekli güveni sağladı. Görüşme sürecinin tamamında Taliban insanlarımıza saldırmaya devam ediyordu.
'Sanatı tamamen yasaklayacak'
Ülkemde bir sinemacı olarak canla başla çalışarak inşa ettiğim her şey tamamen yıkılma tehdidi altında. Taliban yönetimi ele geçirirse sanatı tamamen yasaklayacak. Ben ve diğer sinemacılar bir sonraki kara listelerinde yer alabiliriz. Kadın haklarını ortadan kaldıracaklar, evlerimizin ve kendi seslerimizin gölgelerine itileceğiz, ifade alanlarımız sessizliğe gömülecek. Taliban’ın yönetimde olduğu dönemde okullarda hiç kız çocuğu yoktu. O dönemden bu yana okullarda 9 milyondan fazla Afgan kız çocuğu eğitim görüyor. İnanılmaz bir şey, Taliban’ın yakın zamanda ele geçirdiği ülkenin en büyük üçüncü şehri Herat’taki üniversitede neredeyse yüzde 50 oranında kadın öğrenim görüyordu. Bunlar dünyanın neredeyse hiç bilmediği inanılmaz büyük kazanımlar. Yalnızca son birkaç hafta içerisinde bile Taliban bir sürü okulu yok etti ve 2 milyon kız çocuğu okullardan uzaklaştırılmış durumda.
'Bu sessizliği anlamıyorum'
Ben bu dünyayı anlamıyorum. Bu sessizliği anlamıyorum. Ben burada kalıp ülkem için mücadele edeceğim ancak bunu tek başıma yapamam. Sizin gibi müttefiklere ihtiyacım var. Lütfen dünyanın olanlarla ilgilenmesi için bize yardımcı olun. Lütfen ülkenizin en önemli medya kuruluşlarını burada, Afganistan’da olanlar hakkında bilgilendirerek bize yardım edin. Bizim Afganistan dışındaki sesimiz olun. Eğer Taliban Kabil’i ele geçirirse internete ya da başka herhangi bir iletişim aracına ulaşımımız olmayabilir. Lütfen bize destek verip bizim sesimiz olmaları için sinemacılarınıza, sanatçılarınıza ulaşın.
'Sosyal medyada bizim hakkımızda yazın'
Bu bir iç savaş değil, bu bir vekâlet savaşı, dışarıdan dayatılan bir savaş ve tamamen ABD’nin Taliban’la yaptığı anlaşmanın bir sonucu. Lütfen bu gerçeği elinizden geldiği kadar basınla paylaşın ve sosyal medyada bizim hakkımızda yazın.
'Dünya bize sırtını dönmemeli'
Dünya bize sırtını dönmemeli. Afgan kadınlarının, çocuklarının, sanatçılarının ve sinemacılarının sesi olmanıza, yardımınıza ihtiyacımız var. Bu destek şu an ihtiyacımız olan yardımı bize fazlasıyla verecek.
'Çok az vaktimiz var'
Lütfen dünyanın Afganistan’ı terk etmemesi için bize yardım edin. Lütfen Taliban Kabil’i ele geçirmeden önce bize yardım edin. Çok az vaktimiz var, belki günler… Çok sağ olun. Saf kalbinize tüm samimiyetimle minnettarım. İyi dileklerimle,"