6 Ekim'de vizyona girecek Hükümet Bey filminin yönetmeni ve senaristi Fatih Yıldırım, Ata Demirer'in Bursa Bülbülü filmi için “Bu yaşadığımız Karıncalarla Fillerin Savaşı” dedi.
Tekelleşme sinemamız için büyük bir tehlikelerden biridir. Sinemada derinliğin yakalanması ve seyircinin önüne daha çok alternatif konulabilmesi için büyük bütçeli yapımların ve büyük bütçelerle reklamı yapılan filmlerin daha mütevazi bütçelerle çekilen filmleri baltalayacak stratejilerden uzak durması gerekir. Bu hem tekelleşmenin önüne geçmek için hem de daha mütevazi bütçelerle çekilen ve yeterli bütçesi olmadığından dolayı yeterince reklamı yapılamayan yapımların yaşam alanı bulması için gereklidir.
Fakat bazı dev bütçeli yapımlar, adeta tekel olabilmek ve daha düşük bütçeli filmlerin yaşam alanını kısıtlamak için ayak oyunlarına başvuruyorlar. Örneğin daha önce dijital platformlarda seyirci karşısına çıkan Ata Demirer'in “Bursa Bülbülü” filmi şimdide sinema salonlarında gösterime giriyor. Fakat seçilen tarih ve normal sinema bileti fiyatının çok altında bir fiyatla filmin gösterime girmesi çok düşündürücüdür. Çünkü söz konusu film zaten maddi anlamda dijital platformlardan fazlasıyla maddi getiri sağlamış durumda. Ayrıca aynı tarihte mütevazi bütçeler ve fedakârlıklarla çekilen komedi türündeki “Hükümet Bey” filmi de gösterime giriyor. İlgili yapımın Hükümet Bey filmi ile aynı gün gösterime girmesi ve kampanya adı altında bilet fiyatlarının çok altında bir fiyatlandırmayla ücretlendirilmesi Hükümet Bey filminin yaşam alanını daraltmaktan ve seyirciyi daha popüler olana yönelmekten başka bir amaç taşımıyor. Bu durum hem sektördeki rekabet edilebilirliği yok ediyor hem de sinemamızda hiç kimsenin istemeyeceği tekelleşmeye hizmet ediyor. Sonuçta zararı Türk Sineması görüyor.
Ata Demirer’in daha önce dijital platformlarda görücüye çıkan Bursa Bülbülü filminin bizim filmimiz ile aynı gün sinema salonlarına taşınması ve normal fiyatlandırmanın çok altında bir ücretle biletlerin fiyatlandırılması sinemamız adına hiç doğru değil. Binbir güçlükle, maddi imkansızlıklarla çektiğimiz ve oyuncularından en alt kademesindeki çalışanına kadar hemen herkesin büyük fedakarlıkları sonucu ortaya çıkan Hükümet Bey filmini baltalamak ve seyirciyi bizden uzaklaştırmak için ilgili filmin rekabeti yok eden bir ücretlendirmeyle ve bizimle aynı gün gösterime sokulacak olması ne sinemamıza ne seyircimize ne de bu işin emektarlarına hizmet etmez. Bu tür bir strateji ancak ve ancak tekelleşmeye hizmet eder. Gücü olanın bu gücü sinemamıza hizmet olarak kullanmak yerine tekelleşmek için kullanması sinemamıza vurulan en büyük darbedir. Seyirciyi yanlış yönlendiren ve filmlerin gösterime girdiği salon sayılarını belli yapımlar lehine olmasını sağlayan ve rekabet edilebilirliğini yok eden bu tür durumların sinemamıza hizmet etmeyeceği de aşikardır.
Bizler daha önce dijital platformlarda yayınlanmış yapımların bir de sinema salonlarında yayınlanmasına elbette karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz husus, sermaye ve popülarite baskısı ile seyirciyi belli yapımlara yönelten ve en nihayetinde tekelleşmeye hizmet eden bu tür durumlardır.
Sinema sektörüne ilgi duyan yeteneklere ilham olabilmesi ve bu yeteneklerin umudunu taze tutabilmesi için mütevazi bütçelerle çekilen ve bütçe kısıtlılığı nedeniyle yeterince reklamı yapılamayan ama insanların yüreğini ortaya koyarak inşa ettiği yapımların var olması gerekir. Bu tür yapımların seyirciye ulaşmasını engelleyecek ayak oyunlarından uzak olunması gerekir. Aksi takdirde sinemamız gücü olanların tekelinde kalır ve sinema kültürünü sonraki kuşaklara hakkıyla aktarmamız güçleşir.