Festivalde senarist ve yönetmen Ildikó Enyedi masterclass düzenledi

KÜLTÜR SANAT

10. Boğaziçi Film Festivali’nin endüstri bölümü olan Bosphorus Film Lab kapsamında “On Body and Soul”, “Az én XX. Századom” filmlerinin Macar senarist ve yönetmeni Ildikó Enyedi masterclass düzenledi.

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 10. Boğaziçi Film Festivali’nde 26 Ekim Çarşamba günü Atlas 1948 Sineması’nda Ildikó Enyedi’nin masterclass’ı gerçekleşti. 67. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülü alan ve aynı yıl Oscar’a aday olan, 1989 yılında Cannes Film Festivali’nde “Altın Kamera” ödülüne layık görülen Enyedi, etkinlikte filmlerinin ortaya çıkış süreci ve sinemada dikkat ettiği konular hakkında konuştu. Etkinliğin moderatörlüğünü ise Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Emrah Kılıçüstlendi.

Festivalin Onur Konuğu olarak kapanış töreninde ödül alacak olan Ildikó Enyedi, filmlerinde diğer yönetmenlerden farklı olarak hikayeyi son kısma koyduğunu ifade ederek başladığı konuşmasında filmin, sorular bulutunun arasından ortaya çıktığını belirtti. Enyedi yönetmenlerin aslında filmlerin yaratıcısı olarak çalışmaların içerisinde direkt bulunduğunu dile getirirken, çok büyük bir özveri gerektirdiğini de ifade etti. "Yönetmen olarak her kararın arkasında durmamız gerekiyor." diyerek sözlerine devam eden Ildikó Enyedi, filmlerinde hem izleyiciyi kontrol altında tutmak hem de geri planda durmak istediğini söyledi.

“Film İzlemek Yönetmeniyle Bir Buluşma Gibi”

Enyedi, “Kısa film, öğrenci filmi ne olursa olsun, o filmin arkasındaki bir kişi ile bağlantıyı hissediyorum. Dolayısıyla benim için film izlemek her zaman bir buluşma gibi. Elbette anlam veremeyeceğim bir sürü şey olabilir ama belirli bir enerji akışı ve iletişimi hissedebiliyorsunuz.” dedi. Filmi yaratıp enerjiyi verenin yönetmen olduğunu söyleyen Ildikó Enyedi, senaryo yazım süreciyle ilgili de “Senaryoya başlamak çok zevkli bir iş. Bu işi gerçekten sevmelisiniz.” ifadelerini kullandı.

Bilim kurgu, mitoloji, halk masalları gibi farklı kaynaklardan beslenen ve geleneksel Macar sinemasının sosyal gerçekçi üslubuna karşı ülke sinemasına yeni bir anlatım getiren yönetmen, küçükken ailesinden dinlediği masalların senaryo yazım sürecine etkisini anlattı. Enyedi, “Bu örgüler hep beynimin içine yerleşmiş durumda, fakat hiçbir zaman üç beş sahne kurup bunun üzerinden ilerlemiyorum.” diye konuştu.

“Oyuncunun İç Kaynaklarına Ulaşmasını Sağlıyorum”

Enyedi, filminde yer alacak kişinin öncelikle nasıl çalıştığını öğrenmek istediğini ifade ederken, “Amatör ya da farklı bir yandan bahsedecek olursak tutumuna saygı duymaya çalışıyorum. Böylelikle onların iç kaynaklarına ulaşmasını sağlıyorum.” sözleriyle konuşmasına devam etti.

Enyedi, festivalde özel gösterimi yapılan “Story of My Wife” filminin esin kaynağının ise gençliğinde okuduğu bir roman çalışması olduğunu belirtti. Kadın yönetmen olarak erkek karakterleri istediği kalıba sokmaya çalıştığını ifade ederken, deneysel filmlerin yerine klasik dönem filmi yapmak isteğiyle bir peri masalı yarattığını sözlerine ekledi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.