Hülya Koçyiğit, TRT-2 ekranlarında yayınlanan “Film Gibi Hayatlar” programında bu hafta, karikatürist ve oyuncu Hasan Kaçan’ı konuk etti.
Küçük yaşlarda bulduğu her yere çizim yapan ve sonrasında karikatürist olan Hasan Kaçan, küçük yaşlarda çizecek yer bulamadığında buğulu camlara çizim yaptığını söyledi. ‘’Şimdi hadi canım, ne yani o kadar sallama, diyecekler. Kağıt yoktu ki karikatür çizeyim. Nasıl kağıt olmaz? Şimdi bizim çocuklarımız bir şey çiziyorlar, buruşturup atıyorlar, sonra yeni bir sayfa, yeni defterler. Bizim mektep defterimiz vardı, onun da bir sağına soluna bir şey çizemezdin. Okul defterinden başka herhangi bir kağıt yoktu, resim defteri vardı gene öğretmen bir şeyler verirse resim defterine bir şeyler çizerdin. Bizim ve benim kuşağın bir kağıt ve kağıtların üzerinde bir şeyler çizebilme imkanımız yoktu. Babamın erkek berberi dükkanı vardı, dükkanlarda kombi yoktu. Ocağın üstünde çaydanlık, çaydanlıktan fokur fokur su kaynar, camlar buhar tutar, ben de bir sürü çocuk gibi cama bir şeyler çizmeye çalışırdım.’’ dedi.
Türkiye'de mizah dergilerinin en zirve yaptığı döneme yetiştiğini söyleyen Hasan Kaçan mizah dergilerinin o dönemde gazetelerden daha çok sattığını belirtti.
Ekmek Teknesi ile kamera önüne geçen Hasan Kaçan, Osman Sınav, Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener için ‘’Bu üçlü beni bir şekilde ittiler kameranın önüne’’ dedi ve diziye nasıl dahil olduğunu anlattı: ‘’Osman Hoca Ekmek Teknesi’nin senaryosu için beni davet etmişti. Senaryoyu konuşurken ya bir fırıncı ve beş kızının hikayesi vardı. O anda Ekmek Teknesi diye çıktı ağzımdan. Bazen bir şey kısmeti oluyor. Hemen onu hoca aldı, tamam ismi bu olsun, dedi. Senaryo gurubuyla çalışırken ve konuşurken, ben anlatıyorum onlara, böyle kardeşim mahallede şöyle birisi vardır, işte geliyordu hikaye. Tarihi hikayeler anlatıyordum sanki o anda onu yaşamış gibi. Ben bunları anlattıkça onlar gülüyorlar. Kendi aralarında bir şey konuşuyorlar. Sonra Osman Hoca’ya gitmişler ve hocam bunu Heredot Cevdet’i yapsa yapsa Hasan Abi yapar, demişler. Yapamam hocam, lütfen beceremem, kamera önüne geçmedim, böyle ağzım burnum kayıyor benim tutuluyor heyecanlanıyorum, dedim ama deneyelim dediler. Tanıtım çektiler sonra tanıtıma koydular ve oldu.’’
Hasan Kaçan ‘’Bizim kendimize oyuncu dememiz çok ayıp bir şey olur. Çünkü ben ne eğitimini aldım, ne bu konuyu bilirim. Dolayısıyla şöyle diyebilirim: yapmaya gayret ediyorum. Yoksa bu tevazu değil. Gerçek bu’’ dedi.
Hasan Kaçan bir kısırlığın söz konusu olduğunu söyleyerek ‘’Sadece karikatürde mizahta değil, sanatın bir sürü alanında da aynı şekilde bir kısırlık söz konusu. Fakat baktığımızda evet yazılar, çizgiler, karikatürler, çizgi romanlar hayatımızda bir şekilde eskisi gibi yer almıyor. Çünkü bir şekilde karşılığı yok. Sinema olarak dizi olarak başka bir şekilde kendini göstermeye başladı. Şimdide devasa prodüksiyonlarla biz çok ünlü sanatçıları, çok usta sanatçıları ücretsiz bir şekilde sinemada, televizyon dizisinde hiç para pul vermeden, sinemaya gitmeden, bilet almadan izleyebilme şansına sahibiz. Mizah da şeyini karşılığını bulamıyor. Bir de tabii dönem gereği bence bir sertlik söz konusu. Yani artık dünyada insanlar o incelikte mizah yapmıyorlar yani bizim dönemimiz üzerinde yapmıyorlar.’’ dedi.