Hayatımın hiçbir döneminde şimdiki kadar eşofman ve tayt eskitmemiştim. Pijama ile dolaşmada ise rekora koşuyorum. Makyaj yapmayı, havalı görünmeyi severim. Ne yapalım bakımlı olmak ruhumda var. Ama gel gör ki, korona ve karantina süreci kokoşluk genlerimi bile felç etti. 50 günü aşkın bir süredir ‘Google Meeting’ üzerinden evlerden gerçekleşen toplantılara üstüm bluz, (kolye, küpe tam takım) altım eşofman katılıyorum. Alıştığım bu rahatlığı hayat normalleştiğinde sürdürmem umarım. Çünkü iletişimcilerin en etkili enstrümanlarından biri de fiziğidir. Dış görünüş ilk izlenim kapısını açan önemli bir anahtardır. Kastettiğim kesinlikle dünyanın en güzel kadını olmak, Angelina Jolie ya da Miranda Kerr gibi görünmek değil. Kendinin olabileceği en iyi formunu bulup onda kalmak aslında.
Her şey bir yana şık giyinip iyi görünmenin insanı hayata karşı 1-0 önde başlattığına inanırım. İçinden gelmese bile saçına vereceğin minik bir dalga, kirpiklere sürülen rimel, vücuduna göre giyeceğin havalı bir elbise her geçen dakika kendini daha iyi hissetmeni sağlar. Tüm bu saydıklarımı çalışma prensibim haline getiren isim ise duayen haberci Ufuk Güldemir’dir. Star Haber’de genel yayın yönetmenliği yaptığı dönem onun ekibinde yer alan az sayıdaki şanslı kişilerdendim. Ve babamdan korkmazdım ondan korkup çekindiğim kadar...
Emir büyük yerden bindik araca operasyona gittik
Rahmetli ekrana çıkacak muhabirlerin sürekli bakımlı olmasını isterdi. Saçın, başın, kıyafetin düzgün değilse haberden muhabirin imzası olan anonsunu bile çıkarttırırdı. Ona göre bu önce kendine, sonra da mesleğine duyduğun saygıydı. Çünkü haber merkezinde en olağan gün bile birbirinden ilginç sürprizlerle doludur. Öyle ki Hülya Avşar’ın tenis maçını takip etmek üzere yola çıkar ve kendini bir anda çarşıda patlayan bombanın canlı yayınında bulabilirsin. İşte bu yüzden her şeye, her zaman hazırlıklı olmamızı beklerdi. Ancak az sonra paylaşacaklarım efsane deneyimler listesinde kesinlikle ilk 3’e girer.
20 Eylül 1998’de efsane rock grubu Rolling Stones konser vermek üzere İstanbul’a geldi. Ve ben büyük hayranı olduğum grubun üyeleri ile teke tek röportaj yapacaktım. İstihbarat şefimiz Soner Yalçın, bir gün öncesinden sevinçten çıldırmama neden olan bu haberi vermiş ve özellikle iyi görünmemi tembihlemişti. Bütün bir geceyi soracağım soruları düşünüp heyecandan sabahı sabah etsem de işe geldiğimde iki dirhem bir çekirdektim. Masasında oturup gazetelere göz gezdiren Soner Yalçın, şöyle dönüp bir baktı bana sonra da “Oooo tebrik ederim Aslı, kınaya mı düğüne mi?” diye sormaz mı... Bugün Taksim Ceylan Intercontinental’de Rolling Stones ile röportaj var ya onun için hazırlandım, ne düğünü, ne kınası şefim deyince de gülmeye başladı. “Ya dün gece değişiklik oldu sana haber vermediler mi? Rolling Stones’a Emine gidiyor, sen de özel harekatla orman operasyonuna katılacaksın.”
Önce şaka yapıyor sandım, sonra baktım ki şaka filan değil ciddi ciddi beni operasyona gönderiyor. Renk menk gitti bende, tansiyonum yerlerde gözümün önünde yıldızlar uçuşuyor. Ya ben saatlerdir Mick Jagger için süslenip püsleniyorum bu tiple nasıl giderim Alibeyköy ormanlarına diye yalvarıp yakarmaya başladım ama nafile. “Herkes polis muhabirlerini gönderecek. Bu operasyonu kadın gözü ile yapacaksın bizim farkımız sen olacaksın” diyerek tartışmaya son noktayı koydu. Hayaller Rolling Stones gerçekler Alibeyköy. Emir büyük yerden, bindik araca ciddi ciddi gidiyoruz operasyona. Ben arka koltukta karaları bağlamışken önde kameraman ve şoför kıkır kıkır. Gülünmeyecek gibi değil sonunda benim bile sinirlerim bozuldu başladım gülmeye.
Kısmet çarkından eliniz boş dönmezsiniz
O yaz ormanlık alanlarda çok sayıda kundaklama yaşanıyordu. Özel harekat timleri de baskın niteliğinde operasyonlar düzenliyordu. Fakat bunlardan birine üstelik bu şekilde katılacağım aklımın ucuna gelmezdi. Diğer haber merkezleri doğal olarak deneyimli polis muhabirlerini göndermişti. Beni görüp tanıyanlar bu duruma anlam veremezken esas şok dalgası operasyon başlayıp ben araçtan inince yaşandı. Altımda dar beyaz bir pantolon, üzerimde askılı bluz, saçlar şampuan reklamından çıkmış gibi, yüzde full makyaj. Herkesin hazır ol da beklediği özel harekat, işte tam da bu noktada Rolling Stones yerine ormana düşen kadın muhabiri sağ kurtarma operasyonuna dönüştü. Ormanda 500 metre bile ilerleyemeden kollarım dikenli çalılara maruz kaldı. Topuklu sandaletler içinde güçlükle duran ayaklarım ise ısırgan otlarının saldırısına uğradı. Baraj yaklaştıkça daha da kayganlaşan zemine attığım her adımda ya kayıyor ya da toprağa saplanıyordum. Özel harekat timi de battığım yerden beni çıkarmak için tüm gücü ile seferber oluyordu. Onlar nedense bu durumdan hiç şikayet gibi görünmezken beni operasyonu yavaşlatmakla suçlayan polis muhabirleri ise burnundan soluyordu.
Kendimi haber merkezine attığımda beyaz pantolonum çamurdan tanınmaz hale gelmiş, saçlarımdan ise öbek öbek yaprak ve çalı çırpı dökülüyordu. Ben Amazon’da yabani bitkilerle çatışmaya girmiş gibi görünürken katıldığım operasyon günün en önemli 3. haberi oldu. Eve gitmek üzere çıkarken şef beni yanına çağırarak “Aferin güzel olmuş haber, ha bir de röportajlar sarkmış Star haberin Rolling Stones görüşmesi yarına kalmış sen gideceksin ona göre yine hazırlık gel” demesin mi. Dalga geçer gibi değil mi? Ama değil acı ama tamamen gerçek işte. Ertesi gün, bir önceki gün kadar olmasa da en azından otlardan arınmış temiz bir şekilde geldim göreve. Ve bu sefer gerçekten de ben gittim hem röportaja, hem de o akşamki Rolling Stones konserine. Hayatımın en unutulmaz anılarından biri oldu gerçekten de. Onu da başka bir zaman anlatırım.
Uzun lafın kısası; önce kendinize, sonra da işinize gösterdiğiniz saygının er geç karşılığını bulacağına yürekten inanın ve bir kez inanırsanız emin olun kısmet çarkından eliniz hiçbir zaman boş dönmezsiniz.
Teyzen 5 Yıl Önce
Çok beğendim. Hep böyle kal.Sevgilerimle
Nilgün Onatkut 5 Yıl Önce
Aslı’cığım harika anılarını mutlaka bir kitapta toplamalısın .Başarılar
Nazlı 5 Yıl Önce
Yazını okurken anıların adeta film gibi gözümde canlandı. Harikasın, devamını merakla bekliyorum.