Yönetmenliğini Fehmi Öztürk’ün yaptığı ve başrollerini Nesrin Cavadzade ile Hatice Aslan’a emanet ettiği “Bir Annenin Sonatı”, Dünya prömiyerini dün akşam 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaptı.
Yönetmenliğini yaptığı ilk kısa filmi “Free Fun” ile mart ayında Washington’ın en eski bağımsız film festivali olan D.C. Independent Film Festivali’nde yarışan Fehmi Öztürk, ikinci kısa metraj filmi Bir Annenin Sonatı ile dün akşam Antalyalı sinemaseverlerle buluştu. Dünya prömiyerini gerçekleştiren filmin gösterimine seyirci büyük ilgi gösterdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde düzenlenen festivalin Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’ndaki 12 film arasında kendine yer bulan Bir Annenin Sonatı’nın gösterimi dün akşam Yıldızların Altında 3’te (AKM, Amfi Tiyatro) gerçekleşti.
Filminde bir anne ve kızının hikâyesini işleyen Fehmi Öztürk, filminin esinlenme kaynağının Ingmar Bergman’ın unutulmaz filmleri arasında yer alan Güz Sonatı olduğunu söylüyor. “Güz Sonatı’ndaki anne ve kız arasındaki problemli ilişkisi her zaman ilgimi çekmişti” diyen Öztürk, Güz Sonat’ındaki Eva karakterinin annesinden öç almasını hayal ederek çıktığı yolda, anne çocuk ilişkisinin tuhaflığını atmosferin tuhaflığıyla vermeye çalışan bir iş yapmak isteğiyle filmi çekmeye karar verdiğini belirtiyor. Öztürk, anne-çocuk ilişkisinin her devirde evrensel bir ilişki olduğunu söyleyen yönetmen, filmi çekme amacını da “Bergman 1978’de Güz Sonatı filmini çekerken bilim kurgu türünde çekseydi nasıl çekerdi?” sorusuyla açıklıyor.
Festivalde yarışan kısa filmler, 20.000 TL tutarındaki En İyi Kısa Film Ödülü ve 10.000 TL’lik Jüri Özel Ödülü için yarışacak. Kazanan filmler ise yarın akşam düzenlenecek Kapanış ve Ödül Töreni’nde belli olacak.