Sinema açısından daha doğrusu Amerikan sineması açısından öyle bir dönemden geçiyoruz ki bundan bir 30 yıl sonra bir pub’da biralarını yudumlayan gençler birbirlerine “Oğlum nasıl bir dönemmiş ya, özgün hiç bir halt üretememişler” diyerek bu yılların adını belki de "Büyük Hollywood Kabızlığı Dönemi" olarak anacaklar. Kişisel sinema tarihimdeki en acı dönem sinemalarda film bulamayıp 13 Hayalet (13 Ghosts https://www.imdb.com/title/tt0245674/) gibi berbat bir filme Fitaş’ın seyirciye saygısız, pis salonlarından birinde gitmek olmuştu sanırım. Sonrasında yaradana nasıl yakardıysam Spy Game, Black Hawk Down gibi efsane filmler ardı ardına gelmişti.
Şu sıralar duruma bakınca öyle bir umut ışığı da göremiyorum. Pandemi sürecindeki iptal ve gecikmeleri hariç tuttuğumuzda hatta pandemi öncesine baktığımda zaten sinemayı ayakta tutan şey Marvel Studios. Disney ve Marvel önderliğinde çizgi roman uyarlamaları son 10 yıla damgasını vurarak multimilyar dolarlık gişelere ulaştılar. Gerçi artık box office raporlarına Çin de dahil olduğu için milyar barajını aşmak filmler açısından eskisi kadar zor değil.
Çizgi roman uyarlamalarının yanı sıra yeniden çevrimler (remake ya da reboot) büyük franchise filmler (Bond, Fast and the Furious, Star Wars gibi) dışında elle tutulur işler çok az. Evet The Room, Killing of a Secred Deer, Three Billboards Outside Ebbing, Missouri gibi yüz akı ve bağımsız filmler de var ama sinemanın şaşaalı dönemi 90'lar gibi standart izleyiciyi sinemaya çekecek özgün iş yok denecek kadar az.
Fikir bulamamak kadar yapımcıların bu kısır dönemde riske girmek istememesi de durumu tam bir “Yumurtamı tavuktan, tavuk mu yumurtadan” kısır döngüsüne çeviriyor. Risk almamak için cesur projelere kaynak sağlanmıyor, kaynak olmadığı için cesur ve özgün projeler çekmecede bekliyor. Bu arada dost meclislerinde az önceki tavuk sorusuna “Hakikaten hee, hangisi hangisinden” dendiğinde cevabı çıkarıp laps diye masaya vurmanız için sizi aydınlatayım. Yumurta tavuktandır efendim. Tavuk denen canlı inanmayacaksınız ama en korkutucu dinazorlardan biri olan T-Rex’in akrabasıdır, ondan evrilmiştir. Dolayısı ile önce tavuk vardı. Hazır konu açılmışken ben de size beyninizi yakacak bir soru sorayım. Eğer yoğurt, yoğurt ile mayalanarak yapılıyorsa ilk yoğurt nasıl yapıldı?
Dönelim konumuza. Garantiye oynamak anlamına gelen yeniden çevrimler o kadar garip bir hal aldı ki 2007 yılında bir yeniden çevrim olarak çok ilgi gören I Am Legend’ın bile yeniden çevrimi yapılıyor şu an. Orjinali The Omega Man - 1971, yeniden çevrimi I Am Legend - 2007, Yeniden çevrimin yeniden çevrimi muhtemelen 2022.
Yeniden çevrimin yanı sıra franchise filmler de ayrı bir ekmek kapısı Hollywood için. Sırf bu sebeple koskoca Star Wars’u yeniden dirilterek berbat bir yeni üçleme yarattılar. Hatta Disney denen vampir Star Wars evreninin kanını emmeye o kadar meraklı ki bir yıl sagaya ait film, bir yıl yan hikaye diye bir taktik geliştirdiler. Yan hikayelerden Rogue One mükemmeldi. Fakat sonraki adım olan Han Solo o kadar kötüydü ki proje çöpe atıldı, sadece ana üçleme ile devam edildi.
Bond zaten her devrin süper yıldızlarındandır ama Will Smith ve Martin Lawrence’ı geri getiren Bad Boys’a ne demeli? Hali hazırda bir çok aksiyon filminde rol alan halen fit bir Will Smith’in yanına emeklilikte yaşa ve kiloya takılmış Martin Lawrence’ı getirerek bir Bad Boys filmi daha çektiler, keşke çekmeselerdi. İkinci filmi yöneten Michael Bay için bile “Adam daha iyiymiş be” dedirtti düşünün o derece, MICHAEL BAY ASLINDA BUNDAN İYİYMİŞ dedik ya!!!! Tamam sakinim.
Size bu fecaatti sayfalarca örnek sunabilirim ama canınızı sıkmak istemiyorum. Peki sonrası ne olacak?
Bence çok basit. Çok karanlık ve çok basit. Endüstri 4.0, pandemi sonrası yeni dünya derken klasik sinema çökecek. Sektör stream kanalları üzerinden dönecek. Orada da çılgın bir rekabet ve görece daha az maliyetler olacağı için yaratıcı fikirler tekrar kıymete binecek ve 13 Hayalet sonrasının Spy Game’i ya da Black Hawk Down’ı gibi şaheserler ve nicesi gelecek.
Mutlu bir hafta dileğiyle.