Televizyonların ateşini yüksek temposuyla harlayan Masterchef, yapılan yemeklerden önce erkek yarışmacılarının yakışıklılıklarıyla ağzımızın tadını yerine getiriverdi. Zaman zaman şeflere, zaman zaman yarışmacılara, kimi zaman da yemek olma uğruna çile çeken malzemelere hak verdik durduk.
Masterchef’in her akşam televizyon karşısında ağzımızın suyunun akıttığı ve yapılan yemeklere imrendirdiği su götürmez bir gerçek. Bir yandan yarışmacılar istenilen yemekleri yaparken ekran karşısında “O yemeğin içine pul biber atılır mı?”, “Önce yumurtayı çırp” şeklinde bağırıp dururken bir yandan da kendi mutfağının yemeğini bilmeyen yarışmacıları görünce de tıpkı Mehmet Şef gibi elimizle alnımıza şak diye vuruyoruz.
Gel gelelim bir nokta daha var ki, yarışmacıların bu sene hiç olmadığı kadar zamanı kullanamayıp ya da yemek yaparken kendi alanlarında bildikleri yemeklerin karşılarına çıkmasının yarattığı öz güven kaynaklı olarak tabaklarını yetiştirememeleri... Bu durum ister istemez hayrete düşmemize sebep oluyor. Belki de çoğu yarışmacının kariyerini mutfakta kurmasından kaynaklı olarak biz sevgili Masterchef izleyicilerinde de beklenti çok yüksek olmuş olabilir ama gel gelelim pastacı olanların da tulumba tatlısını bilmemeleri ve ortaya damak şaklatan bir tatlı çıkaramamaları “Nasıl yani?” diye sormamıza sebep oluyor.
Eleme turlarında heyecandan kaynaklı olarak bu durumu ekranın şefleri olarak biz sevgili seyirciler “Olabilir, heyecan tabii” şeklinde karşılarken, “rüya takım” içerisinde olan yarışmacıların bu alışkanlığı devam ettirmesi sonrasında şaşkınlığımızı gizleyememekten kendimizi alamayıp, bu durumun neden kaynaklandığına dair kendi teorilerimizi ortaya atmaya başladık.
Yetiştirilemeyen tabaklarda dikkat çeken bir başka nokta ise çoğunun Türk mutfağına ait oluşu. Dünya mutfağı denildiğinde hünerlerini sergileyen ve şef olmanın kurallarından biri haline gelen yarı İngilizce yarı Türkçe kelimeleri havalı bir şekilde söyleyen yarışmacılarımız, iş kendi mutfaklarına geldiğinde esameleri okunmuyor.
Buradan çıkardığımız sonuç ise, tabak bitirebilmenin de önce kendi mutfağını iyi tanımak, sonra sınır dışına çıkmak olduğu oluyor. Yani önce kendi denizini tanımadan, başka denizde yüzmeye başladığında, en çok bilmen gereken yerde can yeleğine ihtiyaç duyuyorsun.
Tabak bitirememe konusunda en az çocuklar kadar azar yiyen yarışmacılarımız umarız ki bir an önce toparlanır kendine gelir ve yarışmanın tadı tuzu biraz daha artar. Yoksa evde hepimizin birer Mehmet Şef olmasına çok az bir süre kaldı.