21 Aralık'tan sonra birbirimize sarılabileceğiz

Koronavirüs ne zaman bitiyor? Normalleşme başlayacak mı? Ne zaman sarılıp öpüşeceğiz? Ekonomik kriz geliyor mu? Televizyon sektörünü ne bekliyor? Merak ettiklerimi astrolog Hande Kazanova’ya sordum ve “21 Aralık 2020’de bir dönem bitiyor ve 20 yıllık yeni bir döndü başlıyor” cevabını aldım.

ASTROLOJİ 23.05.2020, 20:52 26.05.2020, 15:08
21 Aralık'tan sonra birbirimize sarılabileceğiz

Astroloji uzun yıllardır hayatımızda baş köşeye oturmuş durumdaydı ama koronavirüs salgınıyla beraber daha fazla ihtiyaç duyar hale geldik. Zira, sadece bizim ülkemizde üç astrolog katıldıkları bir yayında bu salgının geleceğini ve dünyayı nasıl etkileyeceğini aylar önce anlatmışlardı. O astrologlardan birisi de bu platformun da yazarı olan Hande Kazanova’ydı. Hande benim 14 yıllık arkadaşım. Uzun yıllar Habertürk Gazetesi’nde birlikte çalıştık, bir kitap projesinde de yol arkadaşlığı yaptık. Onun çalışkanlığına, iş disiplinine ve gelişim aşkına hep saygıyla bakmışımdır. 8 ay önce kendi Youtube kanalını açtı ve kısa sürede 170 bin aboneye, 300 bin izlemeye ulaştı. O nedenle Youtube ödülü bile var. Kısacası okuyacağınız röportajı ödüllü bir astrologla yaptım J Üstelik hem arkadaşım, hem de sitemizin yazarı olduğu için daha da fazla sömürüp merak ettiğim her şeyi sordum. Bayram günü sokağa çıkma yasağı olduğu için hala evlere hapis olan bizler için bir yol haritası olması dileğiyle... Hepimize kıymet bilmenin ne olduğunu anladığımız mutlu bir bayram dilerim.

Yıldızlar bize hayatın her alanından haber veriyor. Benim ve dünyadaki 8 milyar insanın herhalde merak ettiği şey artık aynı... Korona ne zaman bitiyor Hande?

Daha bitmesine var Oyacım. Bu çok büyük bir olay. Dünya üzerinde bir sonraki sistemi oluşturacağı için bitse bile, bunun bitmesine izin vermeyecekler gibi geliyor bana. Sistemi oturtmak için bunun aşısıydı, günlük hayatta kullanımıydı, insanlarla olan mesafemizdi, bundan sonra ekonomiyi şekillendirmeydi derken 2021’in sonbaharına kadar koronavirüsü çok konuşuyor olacağız.

"Oh be" demek için ağustosu bekleyin 

Ama bir noktada hayata devam etmemiz gerekecek. Peki, normalleşme ne zaman başlar?

Venüs Türkiye’nin 12’nci evinde. 12’nci ev tecrit alandır, kapalı alanlardır. Yani hastaneler, hapishaneler, evde tecrit olduğumuz, kendimizi toplumdan geri plana çektiğimiz alanları temsil eder. Buraya nisan ayı itibariyle Venüs girdi. Girer girmez gençlerin dışarı çıkmasını yasakladılar. Venüs gibi olumlu bir gezegenle hapishanelerle ilgili af çıktı. Şimdi hala orada ve orada gerileyecek. Türkiye haritasına göre orada düzelecek. O nedenle oradan çıkması ağustosu bulacak. Ama bir taraftan da Mars bizi çok hareketlendirecek. 28 Haziran’da Mars Koç burcuna giriyor. Haraketlilik, aktiflik, işimiz için cesur olmak, harekete geçmek anlamına geliyor. Ortalama olarak aldığımda haziran sonu hareketlilik var. Ama gerçek anlamda “Oh be rahatız” demek ağustos ayında olacak. Yani ikinci bayrama hazır olalım. Ağustos ayı bize biraz daha nefes aldıracak. Gezegen gerilemeleri dışında çok korktuğumuz etkileşimler yok. Ağustos ayını tatile gitmek, insanlarla bir araya gelmek, yeniden kaynaşmak anlamında güzel görüyorum. Ama şunu da bilmek lazım, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak artık. Hepimiz birbirimizden şüphe eder olacağız. En sevdiklerimizden bile... Gerçi biz bunu aşarız, dokunmatik bir toplumuz...

Yılbaşında birbirimize sarılabileceğiz

Şimdi asıl merak ettiğim yere geldin. Hande, ne zaman birbirimize sarılacağız?

Bu sene ilginç bir yıl! 2020’de bütün gezegenler Oğlak burcundaydı ve astrolojide iki tane burç vardır ki, dokunmayı sevmez. Bunlardan biri Oğlak, diğeri Akrep’tir. Oğlak burcunda bu kadar fazla gezegen yoğunlaşmalarının olması “Ay dokunma, gelme” durumunu ve bu mesafeleri aramıza koydu. 2 Temmuz itibariyle Satürn son kez 5 aylığına oraya gidecek ve 21 Aralık’a kadar Jüpiter Oğlak’ta, Satürn Oğlak’ta ve Plüton Oğlak’ta olacak. Bu da şu anlama geliyor. 21 Aralık’a kadar temkinli, dikkatli, kararsız kaldığımız durumlar var. 2021’de Satürn ve Jüpiter Kova burcuna geçtikten sonra bana kalırsa rahatlayacağız. 2020’nin sonuna kadar sarılsak bile birbirimize güvendiğimiz için sarılabileceğiz.

O zaman yılbaşı gecesi sarılmak, öpüşmek serbest mi? Yılbaşına sarılarak girebilecek miyiz?

Bence gireceğiz, hem de çok güzel bomba gibi gireceğiz.

Haziran ayından ödüm kopuyor

Şimdi hepimiz tetikteyiz. Sayıları düşüşe geçti ama ikinci dalga gelecek mi?

2’nci dalga olabilir. Ben haziran ayını çok tehlikeli görüyorum. 2 gün önce bir yeni ay oldu. Bu yeni ay Alikon sabit yıldızıyla birleşti. Bu sabit yıldızın en önemli özelliği; ateşlerle bağlantılı, hastalıklarla, kötü talihle ve salgın hastalıklarla bağlantılı olması. Neptün salgın hastalıkların gezegeni, aynı zamanda yeni aya ters açılar attı. Aslında şu anda hiçbir şey net değil, kafalar karışık. Bu netlik yokken sayılar azaldı diyerek kendimizi hemen dışarı atmamamız gereken zamanlardayız. Haziran ayı tehlikeli. 3 Haziran’da Güneş-Venüs kavuşumu var. Bu inferial dediğimiz içten kavuşumdur. Bu olduğu zaman Venüs gündüz yıldızı olarak görünüyor. Eski kavimlerde, geçmişteki bütün gizli öğretilerde gündüz yıldızı olarak görünmesi dünyaya büyük salgın hastalıklar, sıkıntılar ve problemler getirdiği söyleniyor. 5 Haziran’da da tutulma var. O da Neptün’den ters açı alıyor. 12-13 Haziran Mars-Neptün kavuşumu var. Bu da bağışıklık sistemimizin en düşük olduğu zamanları temsil ediyor. Benim haziran ayından vallahi ödüm kopuyor.

Şu an çöktüm Hande. Haziranda iyi olacağımıza inanmak istemiştim.

Çöktüğünü görüyorum. Bir şey geçmiş gibi olabilir ama ne olur dikkat edelim. Çünkü dünyanın manyetik alanının en zayıf olduğu zaman haziran ayı.

Peki, ne yapabiliriz?

Elbette kademe kademe normalleşeceğiz. Bir anda evde parti vermeyelim. Tüm akrabalarla buluşma yapmayalım. Beş kişilik ev buluşmalarından uzak duralım. AVM’ler ilk uzak durulması gereken yerler. Kimse panik yapmasın. Bu harita okumaktır. Bazen gözden kaçırdığımız bir detay olabilir. Biz onu öyle anlamlandırmışızdır. Bilip tedirgin olmasınlar, bilip önlem alsınlar. Temmuz ayıyla beraber oteller açılır, misafirlikler başlar ama hep kontrollü olunmalı. Futbol Federasyonu’nun aldığı bir karar var. Maçları yeniden oynatma ve 12-13 Haziran’da ligleri başlatma. O konuda 12-13 Haziran bağışıklık sisteminin düşük çalıştığı zamanlar olduğu için endişelerim var. İnşallah olmaz. Bence oralarda ertelenmeler olabilir.

21 Aralık 2020'de bir dönem bitiyor

Finansal astroloji konusunda uzman bir astrolog olarak aslında sana bizi nasıl bir ekonomik krizin beklediğini sormak istiyorum...

2020 ekonomik anlamda çok zorlayıcı bir yıl. Buna bir sebep lazımdı ve koronavirüs vesile oldu. 2020 tutulmalardan aldığı etkiler, gezegen gerilemeleriyle beraber bütün dünyada depresyona doğru gittiğimiz bir yıldı. 2019 yılında bunu hep söyledik: “2019 bir ön gösterim. 2020’ye bir hazır olun, her şey değişiyor.” Çünkü 2020 bir milat. Bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Bu tam da 21 Aralık 2020’de gerçekleşecek. Jüpiter ve Satürn gezegenleri 20 yıllık bir döngü oluşturmak adına bir kavuşumda olacaklar. Jüpiter zenginlik, bolluk, neşe temsilcisidir. Büyüme ve gelişimle ilgilidir. Satürn’de tam tersi daralma ve kısıtlamayla, hayat dersleri, karmayla bağlantılı bir gezegen. Bu iki gezegen ne zaman bir araya gelse o yıllarda çok büyük ekonomik anlamda dalgalanmalar, büyük değişimler, politik ve çevresel faktörlerde de değişim görüyoruz. Yani bu iki gezegen ne zaman bir araya gelse 20 yıllık periyotlarla ana akım dalgayı başlatıyorlar. Trendleri başlatıyorlar.

Bu durumda biz hangi dönemin bitişine ve hangi dönemin başlangıcına şahit olacağız?

2000 yılı mayıs ayından itibaren Jüpiter ve Satürn Boğa burcunda bir birleşme yaşamıştı. Boğa burcu astrolojide parayla, yemeyle içmeyle, hayatın tadını çıkarmakla, lüks eşyalarla, konforla bağlantılıdır. Çok hızlı tükettiğimiz, çok hızlı gelişim gösterdiğimiz, çok hızlı ilerlediğimiz, para kazandığımız ama bir anlamda dünyayı tükettiğimiz bir döngüyü geride bırakıyoruz. Bu 20 yılı kapatıyoruz.

Trans-Human lafını çok duyacağız 

Tüketim çılgınlığı bitiyor yani...

Kapitalizm gidiyor, yani bu sistemde bir tamamlanma gerçekleşiyor. 21 Aralık 2020 itibariyle Jüpiter ve Satürn Kova burcunda buluşacaklar. Haliyle Kova burcu temalarının öne çıkışına şahit olacağız. Yani özgürlük, özgün olma, bireysellik, insan hakları, demokrasi, hümanizm öne çıkacak. Bu noktada aslında çok fırsatlı bir dönem. Ama icatlar, keşifler, devrimler, hedefler, vizyonlar, yenilikçi hareketler, takım çalışmaları, sosyalleşme, arkadaşlıklar da Kova burcuyla alakalı. Geleceğimizi şekillendiriyoruz. Teknoloji Kova burcuyla alakalı. Jetgiller ya da bir sürü filmde gördüğümüz insanların sadece birbirine bakarak haberleşmeleri, çok değişik araçlara bindikleri dünyaya doğru gidiyoruz. 20 yıllık döngüde çok büyük ilerlemeler olacak. Mesela trans-human lafını çok fazla duymaya başladık. Plüton’da Kova burcuna geçtiğinde çok büyük değişimler olacak. Plüton büyük değişim, dönüşüm, büyük açılımlar, kolay değil köklü değişimler bunlarla bağlantılı. Bence 2024-2025’e gitmek bir yandan çok heyecan verici ama bir yandan da alıştığımız sistem yok oluyor. Bu aslında insanı çok tedirgin edici bir şey.

Seni en çok korkutan, tedirgin eden şey ne? Konfor alanının dışına çıkmak mı, bilinmeze gitmek mi? Yoksa sen orada ne olduğunu mu biliyorsun?

Okuyorum, araştırıyorum, öğreniyorum. Dünyanın niye böyle olduğunu anlamlandırmaya çalışıyorum. Çok büyük araştırmalar, çok büyük komplo teorisyenleri var. Büyük bir bilim insanı grubu var ki, uzun yıllardır dünyanın nereye gittiğine dair çalışmalar yapıyor. Oralardan aldığım bazı bilgiler beni korkutuyor açıkçası. Tabii ki konfor alanımızın dışına çıktığımız için tedirginim. Çünkü bildiğin, alıştığın her şey çok güzeldir. “Değişim güzeldir” deyip duruyoruz ama değişim öyle çok kolay kabul edilen bir şey değil. İnsanoğlu alışkanlıklarını kolay kolay değiştirmek istemiyor. Alıştığı ve bildiği yöntemlerden gitmek istiyor. Eskisi gibi mesela para sistemleri olacağını düşünmüyorum.

Aşı 12 Kasım'da bulunabilir

Tam da bir başka merak konuma geldin. Dolar, Euro, Sterlin out, bitcoin in dönemine geldik mi?

Bu kadar fazla para sistemi olacağını düşünmüyorum. Bunların tek bir para sistemi altında toplanacağını düşünüyorum. Parasal konuda çok sesin olması out olacak. Çünkü böyle kontrol edebilirler. Madem bir dünya birliğine doğru gidiyoruz, ki buna doğru gittiğimizi görüyorum ben, aşı çıktığı zaman bütün dünya insanları aşılanacak. Bütün herkese belirli kontroller yapılacak. Ona göre ilaçlar dağıtılacak. Artık görünen o ki bir şeyler deneniyor. Yanlış anlaşılmasın virüs ciddiye alınmasın demiyorum. Ama bu virüs oldu ve bunun sonucunda neler olabileceğini insanlar üzerinde ufak ufak deniyorlar gibi hissediyorum. O nedenle koronovirüsün daha uzun süreceğini buradan öngörüyorum. Diyorum ki, daha bunun aşısı bulunacak tıpkı grip aşısı gibi bunu olmamızı önerecekler. Olmayanlara belki yaptırım uygulayacaklar.

Aşıya karşı olan bir kesim de var. Ben de onlardan biriyim. Peki, sen bunun neresinde duruyorsun?

Ben aşının gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bağışıklık sistemimizin her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Bir virüs ortaya çıktı ve herkes çok panikti, neyle uğraştığını bilmiyordu. 2-3 ay boyunca ölümlerin bu kadar yüksek olmasının ana nedenlerinden biri, kimin ne yapması gerektiğini bilmiyor oluşu, panikle hareket ediyor oluşumuz olabilir. Ben aşı konusuna her zaman dikkatle ve temkinle yaklaşmış biri olarak, ciddi bir araştırma yapmadan aşı olacağımı zannetmiyorum.

Peki, bu aşı ne zaman bulunabilir?

Kasım ayında Jüpiter-Plüton kavuşumu son kez olacak. Büyük keşifler ve buluşlarla alakalıdır. İlk kavuşum 5 Nisan’da oldu. Zaten o tarihlerde Bill Gates aşıyla ilgili konuşmaya başladı. Dünya Sağlık Örgütü aşıyla ilgili çalışmalar başlattıklarını ve birçok yerde aşıyla ilgili araştırmalarına devam ettiklerini açıkladılar. 5 Nisan, 30 Haziran ve 12 Kasım tarihlerinde Jüpiter ve Plüton bir araya geliyor. O nedenle haziranın sonunda haberler alabiliriz. Bazı konuları gözden geçirdiklerini bize anlatıyor olabilirler. Ama esas hamle, üçüncü ayağıyla tamamlanma 12 Kasım civarı bu kavuşumla keşiflerin, icatların olduğu bir dönem olacak.

Sosyal medya yükselişe geçecek

Büyük icatlar hep böyle dönemlerde doğmuş. Bu süreçte aşı dışında dünyayı değiştirecek bir icat çıkar mı?

Bence çıkabilir. Bu icat doğayla bağlantılı olabilir. Evde sürekli elimizi çıkıyoruz. Mesela suyun çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Suyun arıtmasını, damıtmasını ya da suyla ilgili sistemleri geliştirecek bir şey insanlığın çok işine yarayacak.

Peki, bu durumda hangi iş sektörleri yok olur ve hangi işler yükselişe geçer?

Kalabalık insanların bir arada çalıştığı işlerin çok uzun soluklu olacağını düşünmüyorum. 2019’da kurumların, büyük şirketlerin önemli dersler aldıkları bir yıldı. Mali açıdan da, teknik açıdan da pek çok alanda çok büyük zorlanmalar yaşadılar. Yenilikçi ve farklı olan her tür para kazanç yönteminin ön plana çıkacağını düşünüyorum. Radyo ve televizyon yükselişe geçecek ama sosyal medya üzerinden yenilikçi bir şey yapılırsa... Elektrik ve elektronik mühendisliği çok fazla ön plana çıkacak. Mühendislik yapıları, uzayla ilgili alanlar, uzay teknolojileri, havacılık sektörü, bilimsel gelişmelerin ön plana gireceği tıp çok önde olacak. İnternet çok ön planda olacak. Astroloji daha da öne çıkacak. Akademisyenlerin, pilotların, makinistliğin, sosyologların, psikologların, kişisel gelişimcilerin çok yükseleceği bir sürece giriyoruz. Enerji işlerinin çok artacağını düşünüyorum. Enerji çalışmalarının çok önem kazanacağı bir döneme girdiğimizi düşünüyorum.

2021 Şubat'ta dünyada ekonomik kriz bekliyorum 

Türkiye özelinde soruyorum. Bizi ne kadar büyük bir ekonomik kriz bekliyor ve oradan çıkış bileti yakın zamanda mı?

Bir ekonomik krizin içindeyiz ve Satürn Türkiye’nin 8’inci evine geçiyor. Aslında dış borçlarla, kredilerle, ödemelerle, vergilerle bağlantılıdır. Temmuz sonuna kadar olan dönemde 8’inci evde olacak. Sonrasında 21 Aralık’a kadar 7’nci evden bir kez daha geçecek. Ama 21 Aralık’tan sonra burada 20 yıllık bir döngü başlatacak. 2.5 yıl boyunca Satürn oradan geçerken çok dikkatli adımlar atmamız gereken bir döngü içinde olacağız. 22 Mart’tan temmuz sonuna kadar 8’nci evde olması parasal konular, krizin konuşulması olacak. Son kez geri harekete geçerek daha önceden geçtiği 7’nci eve girecek. O 7’nci evde diğer ülkelerle olan diplomasimizi, dış ticareti temsil eden bir alan. Aslında 7’nci eve geçtiğinden beri Rusya’yla, Amerika’yla, Ortadoğu’yla ilişkilerimizde bir sallantı oldu. Şimdi Satürn son kez oraya geçecek ve orada bize bir ders verecek. 21 Aralık itibariyle 8’nci eve geçecek, uzun zaman orada kalacak ve orada 20 yıllık bir döngü başlatacak. Büyük değişim, dönüşüm, ekonomik ve mali kriz, burası bankalarla bağlantılı bir alan, aynı zamanda dış borçlarla bağlantılı bir alandır. Yaşam ve ölümle bağlantılı bir alandır. 8’inci ev büyük değişimleri içerir. O yüzden de bir alışkanlığın bitişi, birinin ölmesi ve yeniden doğmakla bağlantılıdır. Yani Akrep burcu temaları. O yüzden de bize hiçbir şey olmayacak diyemeyiz. Ama bu yaz itibariyle Güneş-Jüpiter üçgeni de devrede... Yani yine bir yırtarı olacak, çok şiddetli hissetmeyebiliriz. Belki rahatlatacak bir takım fırsatları elimize geçebilir. Bir yerden toparlayabiliriz diye düşünüyorum. Ama 2021’in şubat ayında bütün dünyada derinleşmiş, büyük bir kriz bekliyorum.

1929 Ekonomik Buhranı gibi bir şeyden mi bahsediyoruz?

Bu da öyle olacak. Şimdi insanlara ve ülkelere yardımlar yapılıyor ama bir yerden sonra daha büyük ölçekte ihracat ve ithalat yapabilmek için insanlara ekonominin ekonomik sisteminin ayağını harekete geçirmek lazım. Böyle bir ayak henüz harekette değil. Türkiye için üretmek, üretimde bulunmak çok önemli. Şu an bütün dünyada sağlık ve gıda sistemi çok iyi çalışıyor. Ama tarım sektörü moda gibidir. Bir sonraki hasadı ekiyor olman lazım ki onu kışın yiyebiliyor olasın. Bunların hareketli olması gerekiyor.

Türkiye küllerinden yeniden doğacak

Biz sanki bu pandemi sürecini Amerika’dan da, Avrupa’dan da daha iyi idare ettik. Bu süreçten sonra yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelir mi sence?

Gelebilir. Kuzey Ay Düğümü İkizler burcuna geçti. İkizler burcu ticaret, kısa vadeli ticaret, çeşitlilik, varyasyon, yakın çevre bağlantılarını kuvvetli tutmak demek. Önümüzdeki 1.5 yıl boyunca dış turizmden, uzak turizmden ziyade iç piyasa, iç turizme yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde üretimde de bunu düşünmemiz gerekiyor. Önce kendi iç politikamız ve iç kalkınmamız, sonrasında ihracata geçişimiz çok güzel bir kalkınma sağlayabilir. Herkesin bu planların üzerine yoğunlaşması gerekir. Türkiye bence iyi bir yatırım alanı olabilir ama geçmesi gereken üç tane çok önemli dönemeci var.

Hangi dönemeçler onlar?

Ağustos başı çok ama çok hareketli. Bankalarla ilgili yeni düzenlemeler, yeni adımlar, pandemiden sonra ödemelerle ilgili ertelemeler ve borçlarla ilgili çok iyi kararlar alınmalı. Dünyanın girdiği bir krizden bizim de etkilenmememiz mümkün değil. O nedenle ağustos başı, ekim ya da kasım ayı ve şubat 2021... Bu üç döngüyü atlattıktan sonra krizle ilgili Türkiye’nin eli daha sağlam olacaktır.

Satürn büyük öğretmen, şimdi bize ne öğretecek?

Satürn 8. evden geçerken her şeyi değiştirir, dönüştürür. Halkların ve insanlığın daha önemseneceği ve onların ihtiyaçlarının ön planda tutulacağı bir dönem başlıyor. 8. ev ölüm evidir. Büyük bir felaket demektir. O ülkenin ölüp yeniden canlanacağı söylenir. Anka kuşunu simgeler. Küllerinden yeniden doğmayı anlatır. Plüton’un evidir, değişimdir. Satürn’ün burada 2.5 yıl boyunca hareket ediyor oluşu ve 20 yıllık bir döngüyü başlatıyor olması önümüzdeki dönem Türkiye’nin yenileneceği, bambaşka bir sistem ya da bambaşka bir döngüye gireceği anlamına da geliyor. Aynı zamanda ekonomik krizlerden, ölümlerden ya da doğal afetlerden kaynaklı olarak Türkiye’nin nüfusunda bazı düşüşlere sebebiyet vereceğini de gösterebilir. Bunların hepsi olasılıktır.

2022-2023 arasında İstanbul'da deprem olabilir 

Nüfus azalması demenle beraber deprem mi geliyor yoksa başka doğal afetler mi kapımızda demeden duramıyorum...

2022-2023 arasında beklediğimiz büyük İstanbul depreminin aktive olabileceğini düşünüyorum. 2020 aslında afetlerin hareketlendiği ve her yerin beşik gibi sallandığı bir yıl. Zaten yeni yıla bu etkiyle girdik. Elazığ depremi, Aydın, Van oldu... Hala da devam ediyor. Bu yıl yer hareketliliğinin yüksek olduğu bir yıl. Trakya bölgesinde biraz büyük bir yer hareketi bekliyorum. Haziran ayında da depremler bekleniyor. Ama çok yüksek ölçekte değil.

Televizyon ve sinema sektörü nasıl etkilenecek?

En çok eğlence sektörünün etkilendiğini ve etkileneceğini düşünüyorum. Şu an ne olursa olsun tüm diziler durdu ve televizyonlara içerik üretmek lazım. Ama Türkiye’de önlem alınmasaydı bu diziler çekilmeyecekti. Skeçvari, kısa vadeli televizyon programlarının öne çıkacağını, dizilerin artık 2-2.5 saatlik dizilerin olmayacağını düşünüyorum.

Oyunculuğu özlemişim

Finalde konuyu biraz değiştirelim. Her Yerde Sen dizisinde yıllar sonra seni ekranda gördük. Nasıl geldi?

Her Yerde Sen’in yapımcılarından biri Ümmü Burhan. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız. Ümmü, “Hande böyle ters köşe bir rol var, oynar mısın?” dedi. Ben yoğunluğumu gerekçe olarak sundum. “Astroloji çok güzel ve sen de iyi yapıyorsun ama bu çok güzel bir rol ve hoşuna da gidecek. Neden yapmıyorsun?” dedi. Yaparım yapamam diye düşünürken senaryoyu okudum ve çok hoşuma gitti. Fettan bir kadındı. Oya beni çok eski tanıyorsun. Benim hiç fettan hareketim oldu mu?

Hayır...

O yüzden hoşuma gitti. Kadın bambaşka biri. Elde etmeye çalışıyor. Yaptım ve çok keyif aldık. Oyunculuğu çok özlemişim. Ve çok güzel bir sete gittim. Ama iş uzadıkça “Ay tamam tamam hiç gerek yok” demeye başladım. Düzenli olmak da çok keyifliymiş, onu fark ettim.

Son olarak bu akşam @oyadogan Instagram hesabında buluşalım mı?

22.30'da canlı yayındayız. Herkesi bekliyoruz. 

Yorumlar (0)