Kundura Sinema’nın dünyadan yaratıcı belgeselleri buluşturan film programı #BelgeselFilmKuşağı’nın 2023 seçkisi “Aşk, İsyan, Özgürlük”, gelecek hafta başlıyor. Hindistan’dan Rusya’ya, Macaristan’dan Portekiz’e uzanan geniş bir coğrafyadan toplam 9 filmin gösterileceği “Aşk, İsyan, Özgürlük” seçkisi; farklı formları ve yeni anlatım biçimlerini kullanarak aşkı, isyanı ve özgürlüğü yeniden tanımlayan filmlerin peşinde hakikati sorguluyor.
Magnus Gertten’in 1940’larda toplama kampında başlayan bir ‘yasak aşk’ın hikâyesini anlattığı ve geçen yıl Berlin Film Festivali’nde Teddy Jüri Ödülü’nün kazananı “Nelly & Nadine”, Amerikalı deneysel sinemacı ve şair Lynne Sachs’ın sırlarla dolu bir geçmişe sahip babasını keşfe çıktığı denemesi “Baba Denen Kişi Hakkında Film” (Film About A Father Who), Andrei Gryazev’in dünya prömiyerini Berlinale’de yapan ve Rusya’da Putin’e karşı sosyal medyada süren protestoları konu alan belgeseli “Çukur” (The Foundation Pit) ile Hindistan sinemasının yükselen ismi Payal Kapadia’nın ilk uzun filmi de olan ve geçen yıl Cannes’ın Altın Kamera bölümünde En İyi Belgesel seçilen “Hiçbir Şey Bilmediğimiz Bir Gece’nin (A Night Of Knowing Nothing) de aralarında olduğu toplam 9 film; 4, 11 ve 18 Haziran Pazar günleri Kundura Sinema’da izlenebilecek. Tüm geliri, deprem bölgesinde yürütülen yardım çalışmalarına bağışlanacak “Aşk, İsyan, Özgürlük” seçkisi için detaylar ve biletler beykozkundura.com’da.
Kundura Sinema’nın dünyadan özgün ve yaratıcı belgeselleri buluşturan film programı #BelgeselFilmKuşağı, “Aşk, İsyan, Özgürlük” adlı 2023 seçkisiyle Haziran ayında Beykoz Kundura’da. Farklı formları ve yeni anlatım biçimlerini kullanarak aşkı, isyanı ve özgürlüğü yeniden tanımlayan belgeselleri bir araya getiren seçkide, Hindistan’dan Rusya’ya, Macaristan’dan Portekiz’e uzanan geniş bir coğrafyadan toplam 9 film gösterilecek.
4, 11 ve 18 Haziran Pazar günleri Kundura Sinema’da izlenebilecek filmler; tabulara meydan okuyan aşıklardan kalbi kırık baba-kız ilişkilerine, baskı toplumunda sosyal medyayı protesto alanına çevirenlerden adaletsizliğe başkaldıran gençlere, sarsıcı insan hikâyelerinin peşinde hakikati sorguluyor.
Baba ve kız ilişkilerine derinden bakış
‘Aşk, İsyan, Özgürlük’ seçkisi, baba-kız ilişkilerine derinden bakan iki filmle birden açılıyor. Amerikalı deneysel sinemacı ve şair Lynne Sachs’ın sırlarla dolu bir geçmişe sahip babasıyla arasındaki ilişkiyi anlattığı kişisel denemesi “Baba Denen Kişi Hakkında Film” (Film About A Father Who, 2020) ile Eneos Carka’nın yıllardır görüşmeyen bir baba ve kızının hikâyesini izleyen, bu yıl FIPADOC’tan En İyi Belgesel Ödülü’nü alan kısa belgeseli “Muz Ağaçlarının Sessizliği” (The Silence of The Banana Trees, 2022), 4 Haziran’da saat 15:00’te art arda gösterilecek.
Aynı gün ayrıca, Magnus Gertten’in geçen yıl Berlin Film Festivali’nde Teddy Jüri Ödülü’nü alan filmi “Nelly & Nadine” (2022), saat 17:00’de izleyiciyle buluşacak. 1940’larda toplama kampında başlayan bir ‘yasak aşk’ hikâyesinin izinde iki kadının dokunaklı yolculuğunu konu alan belgesel; fotoğraflar, Super 8 film görüntüleri, ses kayıtları ve şiirsel günlük kayıtlarını kullanarak bireysel ve kolektif hatırlamanın kıymetini vurguluyor.
Putin Rusyasına iki bakış
Seçkinin ikinci haftasında izleyiciyi, Putin Rusya’sını farklı perspektiflerden anlatan iki belgesel bekliyor. Andrei Gryazev’in Nika Ödülleri’nde En İyi Belgesel seçilen ve adını Andrej Platonov’un aynı adlı meşhur distopik romanından alan filmi “Çukur” (The Foundation Pit, 2020), Putin’e ve partisine yönelik sosyal medyadan yükselen eleştirel sesleri bir araya getiriyor. Sosyal medyayı ve çevrimiçi videoyu çağdaş bir politik ifade biçimi olarak kullanan film; bazen komik ve absürt, çoğunlukla da şoke edici görüntülerden, etkili bir protesto yaratıyor.
Marusya Syroechkovskaya’nın çekimleri 12 yıl süren ve adım adım ölüme doğru giden uyuşturucu bağımlısı sevgilisini kaydettiği çarpıcı belgeseli (How To Save A Dead Friend, 2022), kalpten gelen bir çığlığı ve Rusya’nın milenyum neslinden geriye kalan bir mesajı bugüne taşıyor. Visions du Réel’den Özel Mansiyon, Festival du nouveau cinéma’dan FIPRESCI Ödülü ve DOC NYC’den Büyük Jüri Ödülü’nü alan film, yıkılabilir bir dünyada var olmayı başarmış kırılmaz bir aşk hikâyesinin hafızasını tutuyor.
Doclisboa’dan Kundura Sinema’ya özel
Seçkinin son haftası olan 18 Haziran’da ise, 21 yıldır belgesel sinemanın kalelerinden biri olmayı sürdüren Doclisboa Film Festivali’nin Kundura Sinema’ya özel hazırladığı kısa film programı ve Hindistan sinemasının yükselen isimlerinden Payal Kapadia’nın “Hiçbir Şey Bilmediğimiz Bir Gece” (A Night Of Knowing Nothing, 2021) adlı bol ödüllü filmi gösterilecek.
Saat 15:00’te başlayacak Doclisboa Kısaları gösteriminde; Inês Pedrosa e Melo’nun arşiv görüntüleriyle sinema yapmanın yollarını arayışa çıktığı “Gözden Geçirilmiş Ev” (Home, Revised, 2022), Daniel Borga’nın Portekiz’de bir belediyenin yürüttüğü toplum projesini çocukların gözünden izlediği “Bentoca” (Bentuguese, 2022) ve Leonardo Mouramateus’un dünyaca ünlü Portekizli dansçı ve koreograf João Fiadeiro’nun ‘son dansı’na tanıklık eden “Üzüntüler” (Vexations, 2022) adlı filmler art arda izlenebilecek.
Cannes’dan En İyi Belgesel ödüllü
Aynı gün saat 17:00’de ise, geçen yıl Cannes’ın Altın Kamera bölümünde En İyi Belgesel Ödülü’nü kazanan ve Toronto’dan Özel Mansiyon, Doc Alliance’tan En İyi Belgesel ödüllerini toplayan “Hiçbir Şey Bilmediğimiz Bir Gece” gösterilecek. Payal Kapadia’nın kurmaca bir aşk hikâyesi yarattığı film, Hindistan’da Başbakan Narendra Modi’nin ayrımcı politikalarına karşı gerçekleşen öğrenci protestolarını belgelerken, kişisel ile politik olanın arasındaki sınırı da ustalıkla kaldırıyor.
Bilet geliri deprem bölgesine bağışlanacak
beykozkundura.com adresinde 50 TL’den satışa sunulan biletlerden elde edilecek tüm gelir, deprem bölgesinde yürütülen yardım çalışmalarına bağışlanacak.
Beykoz Kundura’ya özel aracıyla gelecek misafirler için otopark hizmeti ücretsiz sağlanırken, son gösterim bitiminde Taksim’e ve Üsküdar istikametinden Kadıköy’e hareket edecek servisler de ücretsiz sunuluyor.