Buruk bir Altın Koza!
Altın Koza Film Festivali bu yıl maalesef pandemi yüzünden gerçekleştirilemedi. Festival yönetmeni Kadir Beycioğlu ağabeyimizin başına gelen talihsiz kazada çok sevdiği oğlunu kaybetmesi de bu yıl en çok üzüldüğümüz olaylardan biri oldu. Kadir ağabeyi uzun yıllardır tanırım. Kalbi sinemayla atan ve Adana Film Festivali'nin belkemiği olan Kadir Beycioğlu aynı zamanda da değerli bir akademisyen. Ancak şunu da çok iyi biliyorum ki, kendisi tanıdığım en güçlü insanlardan biri. Bu acı verici olayı da metanetle atlatacaktır.
Benim için önemli festivallerden olan ve 2003'den beri yakından takip ettiğim festivale bu yıl gidememek açıkçası üzdü. Ancak Altın Koza'nın İKSV ile işbirliği yapıp İstanbul Film Festivali'nin online altyapısını kullanarak yarışma filmlerini seyircilere ulaştırması akıllıca bir davranıştı. İçlerinden çoğunu önceki festivallerde zaten izlemiştik. Ama bu sayede izleyemediğimiz taze filmlere de ulaşmış olduk. Ben de her festivalde yapmaya çalıştığım gibi yarışma filmlerini elimden geldiğince değerlendirdim.
Seneye yine gümbür gümbür bir Adana Altın Koza Film Festivali'ne kavuşmak dileğiyle...
MAVZER: "Fatih Özcan genç yaşına ve ilk filmi olmasına rağmen oldukça yetkin bir iş çıkarmış. Görüntüler de gerçekten çok başarılı. Serhat Kılıç'ın en iyi performanslarından... Senenin kesinlikle en iyi filmlerinden biri. Önümüzdeki festivallerde de bolca ödül alır diye düşünüyorum. 7/10."
BİLMEMEK: “Yıllar önce basın gösteriminde kahkahalar eşliğinde izlediğimiz ‘Bir Avuç Deniz’ isimli dram filminin yönetmeni Leyla Yılmaz şaşırtıcı şekilde oldukça yetkin bir yapımla karşımıza çıktı. 'Bilmemek’ seyirciyi olduğu gibi bizleri de oldukça şaşırttı ve üzerinde konuşturmayı başardı. Başarılı oyunculukları ve eşcinsellik kavramına verilen tepkiler üzerinden çizdiği Türkiye panoramasıyla festivalin iddialı filmleri arasında yer aldı. 7/10”
NASİPSE ADAYIZ: "Ercan Kesal'ı seviyoruz, takdir ediyoruz. Açıkçası benim kendi adıma büyük umutlarım vardı bu filmle ilgili. Ancak biraz hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. Güzel bir kara komedi fırsatını tür olarak kafası karışık bir filme dönüştürmüş Kesal. Filmin en büyük sorunu ses. Neredeyse 15-20 dakika süren ve düğün salonunda gerçekleşen seçim yemeği sahnesinde kimsenin ne dediği anlaşılmıyor. Resmen altyazı şart. Teknik anlamda bu kadar hata olması bu film için üzücü. 6.8/10"
CEVİZ AĞACI: “Faysal Soysal’ın yazıp yönettiği, Türkiye-İran ortak yapımı film, daha başarılı bir senaryoya sahip olsaymış (film 15-20 dakika daha kısa olabilirdi) daha iyi sonuçlara ulaşabilirmiş. Serdar Orçin’in doğal ve her zamanki gibi başarılı oyunculuğu zaman zaman Sezin Akbaşoğulları’nın abartılı oyunculuğu tarafından bölünüyor. Kübra Kip ile Sezin Akbaşoğulları’nın oynadığı karakterler yer değiştirmeliydi kanımca. Bir de, ayakları üstünde durmaya çalışan kadınları böylesine kötücül göstermek son dönemde moda mı oldu? 6.5/10”
TOPAL ŞÜKRANIN MACERALARI: “Onur Ünlü’nün denemeci/keşfedici tavrını biliyor ve takdir ediyoruz. Bu kez diyalogsuz bir filme imza atmış. Arabesk ve melodramı kara mizah ile birleştirmiş. Klip estetiği ile yoğrulmuş biçemi izleyiciyi avucunda tutmayı başarsa da Ünlü’nün zayıf işlerinden biri olmuş kanısındayım. Bu arada Demet Evgar’ın en kötü performansını da izlemiş olduk, maalesef. 6.4/10”
PLAZA: "Plaza, nötr duygularla yaklaştığım ilginç bir film. Başrol oyuncusu Onur Berk Arslanoğlu'nun sırtlandığı film seyirciyi çok büyük beklentiye sokmadan temkinli adımlarla izletiyor kendini. Atanamamış bir öğretmenin başına gelen talihsiz olayları konu alan yapım sosyal mesajlar da veriyor. Filmin yazanı ve yöneteni Anıl Gelberi'de bir ışık var. Ama onun bir sonraki işine bakmak lazım. 6/10"
KÖRLEŞME: "İnandırıcılığı olmayan bir yapım olan 'Körleşme'de açıkçası oyunculuklarını çok sevdiğim Asiye Dinçsoy ve Fatih Al'ın iyi performansları haricinde pek de parlak bir durum yok. Bu yıl şairlerin depresif dünyalarına yeteri kadar doyduk sanırım!? 5.7/10"
BEN BİR DENİZİM: "Hedefine hasret kör kurşun gibi dolanıp duran bir yapım. 5.5/10"
YENİDEN LEYLA: "Neden çekildiğini bile anlayamadığım, ite kaka izlediğim bir film oldu. Üzerine söylenecek pek bir şey de yok maalesef. 4/10"
KUYUDAKİ TAŞ: "Oldum olası belgesellerin ulusal yarışmalarda kurmaca filmler arasında yarıştırılmasına karşıyım. Belgesel apayrı bir dünyadır. Bu dünyayı kurmak ise emin olun kurmaca filmlerden daha da zordur. 'Kuyudaki Taş' ise son zamanlarda izlediğim en kötü belgesel. Sınavın son dakikalarında hala kağıdına doğru düzgün cevaplar yazamamış ve panik halinde hocanın suratına bakan öğrencinin telaşı gibi... Hele ki o profesyonel oyuncuların aralara serpiştirilmiş saçma sapan performansları!? 3.5/10"