Fcov ve Covid-19 arasındaki benzerlikler
Veteriner hekimler uzun yıllardır koronavirüsü ile uğraşmaktadır. Virüsün neden olduğu hastalığın adı, Feline bulaşıcı peritonit (FIP). Hayal edilebilecek en kötü hastalıklardan biridir. Bu, koronavirüs ailesine ait ‘Nidovirales'in bir RNA virüsünden kaynaklanır. Örneğin diğer RNA virüsleri arasında Ebola virüsü, influenza, AIDS ve Rino virüsler bulunur. Koronavirüsler, elektron mikroskopisi ile görüntülendiğinde bir taç (veya korona) oluşturan topuz benzeri çıkıntılara sahip olması nedeniyle bu şekilde adlandırılırlar. Koronavirüsler hemen hemen her hayvan türünde hastalığa neden olabilir, kedi koronavirüsleri insanlara, köpeklere veya diğer hayvanlara bulaşmaz.
Kedi Enterik Koronavirüsü (literatürde FCoV olarak da kısaltılır) normal olarak bağırsakta kalır. FECV hafif diyare ve kusmaya neden olabilir, ancak bağırsak sisteminde ciddi bir patojen (hastalığa neden olan ajan) olarak kabul edilmez.
FCoV ile enfekte olmuş bir kedi çok sayıda virüs yayabilir ve dökülme aylarca sürebilir. Kediler zorunlu et yiyicilerdir ve sonuç olarak çok kısa bir bağırsak sistemine sahiptirler. Bu özellik, yüksek konsantrasyonlarda virüsün dökülmesine yardımcı olabilir. FoCV'ye bağışıklık genellikle geçicidir ve daha önce bağışıklık kazanmış hayvanları yeniden enfekte edilebilir. Aşı ile önlemenin imkansız olmasının nedenlerinden biri de budur.
Umut daha yeni antiviral ilaçlar şeklinde gelebilir. RNA virüsleri aynı gen türlerinin çoğunu paylaşır ve bu nedenle ilaç gelişimi için benzer hedefler sunar. Bu, bir tip RNA virüsünü bloke etmek için tasarlanmış ilaçların farklı bir tipin tedavisi için yararlı olabileceği anlamına gelir. FIP üzerinde çalışabilecek iki olası ilaç, özellikle viral enzimleri hedefleyen proteaz inhibitörleri ve nükleosid analoglarıdır (NUC).
Bir proteaz inhibitörü olan GC376, kedilerde araştırılan bu tip ilk ilaçtı. Pedersen, doğal enfeksiyonlu kedileri tedavi etmek için Kansas Eyaleti ve Wichita Eyalet Üniversitelerindeki veteriner hekimler ve kimyagerlerden oluşan bir ekiple işbirliği yaptı. FIP'li yirmi adet doğal enfekte kedi tedavi edildi. Sonunda on üç kedi öldü, Yedi kedi hayatta kaldı ve tedaviden 1 yıl sonraya kadar izlendi. Semptomatik, doğal olarak enfekte olmuş kedilerde yapılan çalışma ilaç güvenliğini sağladı ve en uygun tedavi süresini 12 hafta olarak belirledi. Bununla birlikte, nörolojik semptomları olan kediler, büyük olasılıkla ilaç kan beyin bariyerini geçmediği için tedaviden fayda görmedi. Çalışmadaki sınırlayıcı faktör üretilen ilaç miktarıdır.
EVO984, Gilead Sciences tarafından oluşturulan bir nükleosid analog ters transkriptaz inhibitörüdür. NUC'ler, virüs hücreleri ilk kez enfekte ettiğinde daha erken çalıştıkları için proteaz inhibitörlerine göre bazı avantajlara sahiptir. Dr. Pedersen'ın FIP ile enfekte kediler üzerinde yaptığı çalışmada efüzyonlar da dahil olmak üzere FIP semptomlarını tersine çevirdi ve bazı kedileri remisyona soktu. GC376 gibi, EVO984 de nörolojik FIP ile çalışmaz, çünkü kan beyin bariyerini iyi geçmez
Veteriner araştırmacılar uzun zamandır aşı konusu üzerinde çalışıyorlar. Ancak henüz sonuç elde edilmedi. Şu an dünyanın her yerinden araştırmacılar Covid-19 aşısı için çalışmakta. Yine enfeksiyona maruz kalanlarda, hastalığın evrelerine göre çeşitli algoritmalar bulunmakta ve buna uygun ilaçlar kullanılmaktadır. ABD, Ebola tedavisinde kullanılan ‘remdesivir’in kullanımına acil durum onayı verdi. Aynı şekilde İngiltere’de ilacın kullanımına onay verdi.
İnsanlarda yeni ortaya çıkan bu hastalığın tedavisinde elbette elimizdeki her ajanla çalışmak zorundayız. Bu söz konusu ilaçlar kedilerde Fcov’un neden olduğu hastalığın deneme tedavilerinde birkaç yıldır kullanılıyor.
Koronavirüse maruz kalan kedilerin %10’u hastalanır. Bu oran düşük gibi görünse de hastalık son derece öldürücüdür. Aşılama ise güvenilir değildir. Fcov’un kedide bulaşması ve gelişimi çoğu zaman öngörülemez. Bazı kediler virüsü aylarca yayabilirken bazılarında bir ayda virüsü yaymaları sonlanır. Kedilerin bir kısmı ise yaşam boyu fcov taşıyıcısı olurlar ve virüsü sürekli olarak yayarlar. Bu kedilerin büyük kısmı oldukça sağlıklıdır.
Kedilerde koronavirüs tedavisi ile ilgili uzun zamandır çalışan Dr. Niels Pederson, “İnsanlarda yeni çıkan bir hastalık olarak vakalar ve sonuçları öngörülemez ve yorumlanması zor olabilir” diyor. Dr. Petersen’ın en yeni çalışması ise ‘remdesivir’e çok benzer bir ilaç olan Nükleosid analoğu GS-441524...
Ve bu ilacın kriz için büyük etkileri olabileceğini ancak bu çalışmaların göz ardı edildiğini düşünüyor. Kısacası “Veterinerler olarak ilaç kavramına inanıyoruz” diyor.