26.11.2020, 12:21

Kadınlar...

Kadına şiddeti konuşuyoruz bu günlerde. Aslında çocuğa ve hayvana şiddeti de konuşuyoruz. Genel anlamda güçsüz olana şiddetten bahsediyoruz.

Oysa ki şiddet uygulayan kişiyi bile bir annenin doğurduğunu düşünürsek olay yine kadınlarda bitiyor. Kadın çocuğunu sevgi ile büyütürse o çocuk da sevgi dolu olur. İnsanlar, şiddet uygulayan kimseyi görmezse o da şiddet uygulamaz. Tabii ki arada istisnalar olabilir. Ama annenin eğitimi çok önemli… Tabii bir de baba faktörü var. Evde gördüğü baba modelinin de şefkatli olması gerekiyor çocuğun… Peki şu anda "Evet, bundan sonra şiddeti engelliyoruz." desek şiddetin sona ermesi için acaba kaç sene geçmesi gerekir. Çok sene… Ne yazık ki çok sene…

Gün geçmiyor ki şiddet olayları duymayalım. Ustası genç çırağını döver. Kadın dayak yer, itilir kakılır ve hatta öldürülür. Küçücük bir köpek yavrusunun ayakları kesilir. Hatta bu dünyada yaşamaya hakkı olan herhangi bir canlıya, buna hayvanlar da dahil olmak üzere tecavüz edilir.

Benim aklım almıyor. Küçük bir köpek yavrusuna nasıl böyle bir işkence yapılır. Biraz yemek ve sevgi isteyen küçük bir yavruya… Nasıl bir ruh halini barındırır bunu yapanlar… Bunu yapanlar, insana, kendinden güçsüz olan herhangi birine neler yapmaz. Gerçekten aklım almıyor.

Kadına şiddet uygulayanlar, çocuğa şiddet uygulayanlar, hayvanlara şiddet uygulayanlar, analarının, kız kardeşlerinin, çocuklarının yüzüne nasıl bakarlar…

Kadın hakları diyorlar ya aslında insan hakları ve hayvan hakları demek gerek.

Kadın olmak, çok özellikli bir durum. Doğaya bile "tabiat ana" denildiğini düşünürsek kadının üretkenliğini doğa ile bir tutmak gerek… Kadın, doğası gereği üretkenlik barındırmaktadır. Her şeyden öte doğurgandır. Toplumun dayatmasıyla da besleyen, büyüten, yediren, içiren, toparlayan rolleri de üstlenince kadınların önemi kat kat artmaktadır. Ancak ne yazık ki kadınlarımız bile kendi değerlerinin farkında değil…

Uzun bir süre sonra bir ilçeye arkadaşımı ziyarete gittiğimde ilçenin çok güzelleştiğini gördüm. Öyle yüksek binalar, vs yok. Ama sokaklar tertemiz, bakımlı… Hatta gecekondu sayısı çok az… Arkadaşıma nasıl oluyor da bu kadar rağbet gören bir ilçenin böyle güzel kalabildiğini sordum. Aldığım yanıt, belediye başkanının kadın olduğuydu… Çok da başarılı bir kadın belediye başkanı… Gurur duydum, kadın olduğum için sanki o belediye başkanı benmişim gibi koltuklarım kabardı… İtiraf ediyorum ayrımcılık yaptım ve keşke bütün belediye başkanları kadın olsa dedim… Sonra arkasından televizyonun karşısına geçtiğimde bir şiddet haberi ile karşılaşınca o kabaran koltuklarım söndü. Bence bu güçlü kesim, kim olursa olsun, kadınların güçlü olmasına dayanamıyor. Çünkü kadın kafasına koyduysa ve yapmak isterse, yapmak istediğinin en güzelini yapıyor.

Kadınlarımıza, çocuklarımıza, hayvanlarımıza hatta güçsüz görünen her kese şiddetin bir an önce durması dileğimle…

Sağlıklı ve güzel günler…

Yorumlar (0)