Kağıt ve kalemler çıksın, dizi yazıyoruz!
Efendim biz sevgili seyircilerin izlediği diziler hepimizin malumu... Favori dizilerimizin her biriyle yayın saatinde özetlerini kaçırmaksızın mutlaka randevumuz oluyor ve geçiyoruz ekran karşısına, başlıyoruz izlemeye. Hepsi aynı akşam yayınlansa ve kanalı sahne geçişleri olacak şekilde zap yapsak her sahne bir diğeriyle bağlantılı olurdu diyebiliriz.
Peki bu durum nasıl oluyor? Merakla beklenen ve o çok sevilen hayali dünyayı paylaşalım o halde. Kağıtlar ve kalemler hazırsa bir dizide neler olması gerektiğine dair tarifimizi anlatmaya başlıyoruz. Önce malzemeleri bağlayacak bir adet esas kız ve esas oğlana ihtiyacımız var. Esas oğlan için gerekli kriterler: sarışın veya esmer olması fark etmez, sert görünüşlü ve hep hayal ettiği o ütopik kadını bekleyen biri; esas kız için ise, güzel, haddinden fazla neşe dolu, her söylenene inanacak kadar iyi niyetli ve isteğe bağlı olarak biraz da inatçı olabilir.
Esas oğlan ve kızın birbirinden ayrı dünyalardan olması lazım tabii, tercihinizi birkaç yıldır çok popüler olduğu haliyle zengin oğlandan yana da kullanabilirsiniz. Geriye kalan malzemeleri fitne, fesatlık, kıskançlık, rekabet ve yanlış anlamaya bağlayacak şekilde ekleyebilirsiniz. Nedir peki bunlar, hemen sıralayalım: eski kız/erkek arkadaş, gerçeklerin saklanması, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek olaylar, araya giren şarkı eşliğinde mutlu günlerin geçişi ya da uzuuuuun bakışmalar... Sıralama önemli değil, olayları ne kadar karmaşık hale getirmek ve ekran karşısında “Eh haydi söyle artık!”, “Ay yine söylemedi!” gibi cümlelerle seyirciye saç baş yoldurtmak isteğinize bağlı olarak değişebilir.
Bir dizide olay örgüsü pek tabii olmak zorunda, ana karakter çatışma yaşamak, kararlarının bedelini ödemek ve bozulan rutinden tehlikeli veya ona yanlış olsa da çıkmak zorunda ama her derde de ezberlendiği şekilde tavuk suyu çorba çare olmuyor.
Farklı konular, farklı durumlar, çatışmalar izlemek, aşkı da yaşamak, tehlikeli olayların içine kahramanımızın ardından siperimizi alarak ya da kendimizi onun yerine koyarak gitmek her birimizin hakkı ancak televizyonu açtığımızda çoğu dizinin tarifi aynı şekilde yapılıyor. Kiminin tuzu fazla, kimininki çok sulu, kimi de çok ekşi oluyor ama yapanın eline sağlık diyerek içiyoruz, peki şifası nerede? İşte zaman zaman onu tam kestiremiyoruz.
Evet sevgili seyircilerimiz, yukarıda bahsi geçen malzemeleri kendi ölçüsünde kendi olay örgünüzü oluşturacak şekilde yeteri kadar kullandığınızda sizde kendi dizinizi elde edebilirsiniz.
Keyifli seyirler!