Karavanda bir hayat!
Karavanlarla ilk tanışmam dizi setlerinde oldu. Karavanlar dizi setlerinin vazgeçilmezidir. Oyuncular tüm hazırlığını bu karavanlarda yapar. Kostümlerini orada giyerler, makyaj ve saçlarını yaptırırlar hatta sahne aralarında dinlenir, muhabbet ederler. Genellikle dağınıktır. Çay, kahve fincanları, çeşitli çerezler, giysiler, çantalar vs. her yerde oyunculara ait eşyalar, aksesuarlar kostüm parçaları olur. Muhabbet de bol olur. Bazen hüzünlü, çoğunlukla kahkahalı sohbetler havada uçuşur.
Setteki karavanlar bende hep bir sıkışmışlık duygusu uyandırır. Bir an önce işimi bitirip dışarı atmak isterim kendimi. Ama gününü büyük ölçüde sette geçiren oyuncular için çok önemlidir karavanlar…
Karavanlar, tabii ki sette kullanılmak için yapılmadı. İnsanların doğaya olan tutkularını daha konforlu yaşayabilmeleri için yapıldı. Çadır hayatından daha konforluydu. İnsanlar karavanla evlerini yanlarında taşıyarak istedikleri yerde yaşayabiliyorlar.
Geçen hafta sonu ilk kez karavan hayatını deneyimledim. Arkadaşlarım beni karavanlarına davet etti ve ben de iki günümü karavanda geçirerek karavan hayatını deneyimlemek istedim. O setlerde gördüğüm sıkış tepiş karavanda iki günümü geçirecektim. Üstelik hiç kimsenin olmadığı bir koyda… Arabayla yola çıktım ama o ıssız koya varmaya iki kilometre kalmışken arabayla oraya gidemeyeceğimi anladım. Ben anlamadım da Halil abi uyardı, bu arabayla oraya gidemezsin dedi… Halil abi, bizim kızlarla tanışmış hatta onlara tuttuğu balıkları vermiş dün gece… Hah, ben de o balıkları yemek için davet edildim dedim. Beni kamyonetiyle o ıssız koya götürmeyi teklif etti. Arabayı oraya bırakıp Halil abinin kamyonetiyle arkadaşlarıma ulaştım.
Onlar iki cesur kadın, Işıl ve Arzu. Pandemi süreci başlamadan bir aylık karavan tatiline çıkmışlardı. Seyahat yasağına kadar Mersin’e ulaşmışlardı ve uzun bir süre Mersin’de kalmak zorunda kaldılar. Bu üç aylık karavan serüveninin sonunda Muğla’da birlikte olduk. Güneyde seyahat yasağı kalkınca Muğla Akbük’e kadar geldiler. Diğer illere yasak bitince de İstanbul’a dönecekler.
İki gün beni karavanlarında misafir etti Işıl ve Arzu… Ve ben karavan hayatını o iki günde az da olsa deneyimledim. Karavan hayatı setteki karavanlarla çok farklı. Ben havaların sıcak olduğu zamana denk geldiğim için karavan önünde kurulan masada yemeklerimizi yedik. Gece, binlerce yıldızın süslediği gökyüzünün altında oturup muhabbet ettik. Onlar bana bu üç ayda yaşadıklarını anlattı, yolda tanıştığı, ahbap oldukları insanları… Hatta adları geçenleri telefonla arayıp hatırlarını sordular. Mersin’de uzun süre kaldıkları için karış karış gezmişler Mersin’in köylerini, yaylalarını… Tekrar gidecekler, akılları, gönülleri Mersin’de kalmış…
Karavan özgürlük demekmiş onu anladım. Hiç aç kalmamışlar, gittikleri köylerde köylüler sürekli yemek taşımış Işıl ve Arzu’ya… Doğal hayatı seven bu iki arkadaşım bana karavanın özgürlük demek olduğunu anlattı. Doğanın içinde olmak, doğayla yaşamak, bu pandemi sürecinde herkes için önem kazandı ama benim arkadaşlarım yıllardır bunu yaşıyorlar. Hiçbir yere ait olmamak ya da her yere ait olmanın duygusunu bana anlattılar o yıldızlı gecelerde. Bunu karavanla nasıl gerçekleştirdiklerini de… Dalgalar sahile vurduğunda yakamozlar ışıldarken karavan hayatını deneyimledim.
Benim de gönlüm o iki gün yaşadığım karavan serüveninde kaldı. Şimdi set karavanına gittiğimde o karavana başka gözle bakacağım. Aslında o karavanla yıldızlı gecelere çok yakın olabildiğimi düşüneceğim.
Sağlıklı güzel günlere.