Tiyatro sahneleri ve televizyon ekranlarından milyonlarca izleyiciye ulaşıp sevgisini kazanan Cem Davran, ilk kitabı Palyaço’nun Günlüğü ile sevenlerini nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. İnkılâp Kitabevi etiketiyle raflarda yer alan Palyaço’nun Günlüğü eski Beyoğlu sokaklarından bugünlerde kapılarına kilit vurulan tiyatro sahnelerine dek pek çok konuya yer veriyor.
Aileden kültür-sanat emekçisi, sahnelerde büyüyen Cem Davran, on altı yaşında “özel yetenek” maddesiyle girdiği tiyatro sahnelerinde kırk beş yılı geride bıraktı. Palyaço’nun Günlüğü ile yarım asıra yaklaşan sahne deneyiminden tadımlık kesitler sunan Davran; çocukluğunu, cumbalı evleri, çok sesli kültür ve hoşgörüyle mayalanan komşuluk ilişkilerinden oluşan eski Beyoğlu’nu anlatıyor.
Sevilen sanatçı, on beş yaşından beri tuttuğu günlüklerin ismini taşıyan ilk kitabı Palyaço’nun Günlüğü’nde hayat serüveninden anıları, öyküleri ve tanıklıklarını sıcacık üslubuyla paylaşıyor.
Kitabın arka kapağında “Ne zaman verdim bu ismi hatırlamıyorum. Palyaço’nun Günlüğü. Tahminen kırk beş yıldır yazıyorum. Küçük küçük notlar. Bazen tek satır, bazen sayfalarca. Dağınık zaman dilimlerinden dağınık cümleler. Bir gün hepsine birden isim koymak telaşı kaplamış içimi. Hani çocuk doğduktan sonra hemen ismini koymalı ya. Yaşasın, soluk alsın, evrende yeri olsun diye.
Tiyatro sahneleri ve televizyon ekranlarından milyonlarca izleyiciye ulaşıp sevgisini kazanan Cem Davran, yayımlanan ilk kitabı Palyaço’nun Günlüğü ile sevenlerini nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Palyaço’nun Günlüğü, oyunculuğa başlama serüveninden şimdilerde kapılarına kilit vurulan sahnelere, eski Beyoğlu sokaklarından Türkiye’nin yakın tarihine; kısacası Cem Davran’ın ilk gençliğinden bugüne tüm yaşam deneyimini anlatıyor. Palyaço’nun Günlüğü, sıcacık üslubuyla okuyanların yüreğine dokunurken bin bir zorluk içinde kurulan sobalı evleri, eski kunduracıları, son oyun şakalarını, hoşgörü ve tahammül izleriyle bezeli eski mahallelerimizi hatırlatıyor." yazıyor.