Başrollerini Can Yaman ve Özge Gürel'in paylaştığı Bay Yanlış dizisinde Deniz karakterine hayat veren Cemre Gümeli, fox.com.tr'ın sorularını yanıtladı.
İşte Gümeli'den çok samimi yanıtlar...
“Bay Yanlış” dizisinde canlandırdığınız Deniz karakteri hırslı bir kişilik. Siz de kendinizi hırslı olarak tanımlar mısınız?
Deniz daha çok iş konusunda hırslı, arkadaşlarıyla ya da insanlarla olan ilişkisinde o kadar hırslı olduğunu düşünmüyorum. İş söz konusu olunca rekabeti ve “en iyi” olabilme ihtimalini seviyor, bu da onu motivasyon anlamında çalıştıran bir noktaya dönüyor. Ben de yer yer işkolik bir insanımdır ama Deniz ile aynı noktadan değil. Başkalarıyla rekabet etmekten çok kendimi zorlamayı seviyorum.
Bir röportajınızda en zayıf yönünüzün kararsızlığınız olduğunu dile getirmişsiniz. Bu özelliğiniz sizi senaryo seçimlerinde de zorluyor mu? “Bay Yanlış” senaryosunu okuduğunuzda, kararsız kaldığınız noktalar oldu mu?
Benim kararsızlığım günlük hayatımızdaki ufak detaylarla alakalı oluyor genelde. Hayatımdaki majör değişiklikler konusunda aksine çok net olan bir insanım. “Bay Yanlış” senaryosunu ilk okumaya başladığımda “Bu işte kesinlikle olmalıyım!” dedim. Senaryoyu kapayıp kenara koyduğumda da aklımda sadece Deniz vardı, karakterin ana hatlarını kafamda çoktan oturtmaya başlamıştım bile. “Bay Yanlış” beni en başından beri çok heyecanlandıran bir proje oldu, böyle güzel bir ekiple çalışıyor olduğum için de kendimi şanslı hissediyorum.
“Bay Yanlış” dizisinin geçtiğimiz bazı bölümleri Göcek’te çekildi. Çekimler nasıl geçti?
Bizim için çok keyifli 10 gün oldu. İstanbul’un sıcağında ve kaosunda çalışırken, ufak bir kaçamak yapmış gibi olduk. Göcek ufak bir yer olmasına rağmen, yeşilliği ve sakinliği bana çok iyi geldi. Sürekli bir arada olduğumuz için birbirimizle iletişimimiz de kuvvetlendi, özellikle tekne çekimleri çok keyifliydi.
Bir oyuncu olarak, en büyük kariyer hedefiniz nedir?
Oyunculuk benim için dipsiz bir kuyu gibi, her yeni karakterle ben de kendimde daha önce karşılaşmadığım taraflarımı keşfediyorum, altından hep bambaşka bir ben çıkıyor. En çok da bu tarafını seviyorum; araştırmayı, keşfetmeyi, senaryoyu elime aldığımda kafamdaki soru işaretlerimi, merakımı, onların nasıl şekillendiğini görmeyi. En başta kendi adıma bunun hep devam etmesini diliyorum. İlerisi için ise mesleğimi yurt dışında yapabilmek en büyük isteklerimden biri.
Tiyatro sizin için ne ifade ediyor?
Heyecanım, dönüp dolaşıp hep olmak istediğim yer. Tiyatro yapan herkes gibi sahnenin benim için de yeri hep ayrı olacak. Bir oyunu 50. oynayışımda bile aynı keyfi almak, her oyunda başka bir şey keşfetmek benim için çok kıymetli. Vazgeçemeyeceğim alanım.
Royal Academy of Dance sertifikalı bale eğitiminiz var. Hala bale yapıyor musunuz? Hayranlarınızın sizi bale yaparken görme fırsatı olacak mı?
Biraz klişe olacak belki ama dans etmek benim için bir tutku. Maalesef birkaç sene önce geçirdiğim ciddi sakatlık sonucu artık aktif olarak bale yapmıyorum. Bunun yanında dans ile alakalı bir proje denk gelirse içinde yer almayı çok isterim tabi ki :)
Sosyal medya ile aranız nasıl? Sosyal medya üzerinden gelen övgüleri ya da eleştirileri ciddiye alır mısınız?
Sosyal medya ile aram pek yoktu, daha çok Twitter’ı haber almak için kullanıyordum. Yeni yeni haşır neşir olmaya başladım diyebilirim. Doğru kullanıldığı takdirde, kendini ifade etmek için iyi bir mecra olduğunu düşünüyorum. Yerinde yapıldığı zaman eleştiriye her zaman açık bir insanımdır ama maalesef sosyal medyada yazılanlar eleştiri olmaktan çıkıp hakarete dönüşebiliyor. Mutlaka okuduğum yorumlar oluyor ama bunları okuyup ne kendime yükleniyorum, ne de kendimi yüceltiyorum.
