Ben de oyuncu olmak istiyorum
‘’Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istemişimdir.’’
‘’Oyuncu olabilecek bir yüzüm olduğunu düşünüyorum.’’
‘’Dizileri izlerken kendimi dizinin içinde hayal ediyorum.’’
‘’Ailem beni zorla başka bölümde okutuyor ama ben oyuncu olmak istiyorum.’’
‘’Eğitim almak şart mı?’’ diye başlayan tonlarca mesaj aldım bugüne kadar.
Söyleşilerimde söze hep, oyunculuk adına çıkılan yol uzun ve meşakkatlidir diye başlarım. Nedense oyunculuk mesleğini çok kolay gibi gören bir kitle var. Tabi bunda popüler kültüründe etkisini küçümsemek lazım. Günümüzde oyunculuk mesleğini yapan fakat eğitimini almamış bir çok oyuncu mevcut, yani önce ünlü olmuş daha sonrasında kendisini bir üst basamağa taşımak adına eğitim alan oyuncular. Bir de kendisini şöhretin büyülü dünyasına kaptırıp amiyane tabirle ‘’nasılsa ben oldum’’ diye eğitime önem vermeyen ve kendini geliştirmediği için tek düze karakterlerden kurtulamamış yok olmaya mahkum bir oyuncu grubu da var. Buradan çıkaracağımız en önemli şey ise eğitim şart!
Tuncel Kurtiz’in bir röportajında okumuştum: "Ustalığı kabul etmiyorum. Ustalık zanaatta olur, ama sanatta olmaz. Sanatçı bildiğini tekrar eden değil, bir spiralin en ucunda kendini yiyip, yeni baştan yaratan ve yarattığını da yok ederek, daima arayandır. Talebe olmayı her zaman tercih ederim."
Herkesin kolayca yapabileceğini zannettiği bu meslek aslında; okumaktan bozulan gözlerin, düşünmekten beyazlayan saçların yanı sıra fazlasıyla disiplinli, meraklı sabırlı ve iyi bir gözlemci olmayı gerektirir. Üşenmeden yazdığım mesajlarda hep karşımdaki kişinin bu mesleği yapmaya ne kadar inançlı olduğuna önem veririm. Her ne kadar, inanmak başarmanın yarısıdır deniliyorsa da, inançlı olduğunu ispat etmekte çalışmak ve bir şeyler ortaya koymaktan geçer. Bana sıkça çok fazla eğitim aldım, yetenekliyim, yakışıklı/güzelim fakat bizlere fırsat tanınmıyor. Elimden tutun lütfen. Bu hayattaki tek hayalim. Menajerler bizi kadrolarına almıyorlar. Cast direktörleri ilgilenmiyorlar. Diye mesajlar hep başa sarar ve ben anlarım ki geçici bir heves içerisinde karşımdaki.
Yapılabilecek onca şey varken kısa yoldan şansımı deneyeyim’ciler de bu gruba dahil. Öğrencim olmuş o kadar kıymetli gençler tanıdım ki bir araya gelip oyun çıkarıyorlar, çalışıyorlar, üretiyorlar. İşte o zaman bende onlar için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Onların başarıları ile gururlanmaktan daha haz verici bir şey olamaz. Ve özellikle bu dönemde, bence resmen bir dijital çağ dönüşümü yaşıyoruz çünkü, veri odaklı birebir ilişkilerin ön planda olduğu platformlara, hala bir şeyler çekip, üretip kendilerini gösterip ispat etmek yerine çok yetenekliyim elimden tutun, yardım edin denmesi bana cahilce geliyor. Sacha Guitry’nin bir sözü var. "Cehalet her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır.’’
Bu sebeple, okuyan, kendini geliştiren,azimli,disiplinli ,kibar,sabırlı ve çalışkan herkesin, karşısına çıkan zorluklarda her zaman yanındayım.