Bergüzar Korel'in isyanını destekliyorum
Halk plajında geçen hafta oğulları ile tatil yapan Bergüzar Korel ve çocukları halk gazeteciliğinin kurbanı oldular. Gazeteciler bile hassas davranıp çocuklarını çekmezken (Ya da izinli çekerken.) işleri bu olmadığı halde sırf anneleri ünlü diye oğullarını görüntüleyip sosyal medyada paylaşmak, habercilere servis etmek gerçekten utanç verici bir durum.
Bazı ünlü isimler bu durumdan şikayetçi olmayabilir ama buna özen gösterenlere saygı duymayı öğrenmek zorundayız. Sadece ekrandan tanıdığımız hiçbir insanın özel yaşamına bu şekilde müdahil olmaya kimsenin hakkı yok. Birisi rastgele sizin (Uzanırken, bikinili, uyuklarken, yatarken vs.) fotoğrafınızı çekse, paylaşsa hoşunuza gider mi? Hele de çocuklar söz konusu ise iki kat duyarlı olmak zorundayız. Her gün çocuk istismarı ve şiddeti ile ilgili haberler okuyup tanık olurken bir değil, bin kez düşünmek gerek.
Çocuk sosyal bir inşadır. Fiziksel, psikolojik, sosyolojik dikkat edilmesi gereken pek çok hassas boyutu vardır. En zor büyüyen, istismara açık ve en korunmasız canlı varlık insan yavrusudur. Ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenip 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe girmiş olan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 16. Maddesinde de; “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.” denilmektedir.
Ayrıca; TCK' nın 135. maddesine göre de, “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
TCK madde 136 ise “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” demektedir.
Anne ve babası olduğumuz halde 18 yaşından küçük çocuklarımızla ilgili kendi yaptığımız paylaşımlarla biz bile suç işliyor olabiliriz.
Tatil, bayram, mezuniyet, doğum günü gibi özel gün heyecanı ile sosyal medyamızdan paylaştığımız fotoğraflardan çocuklarımızın ileride rahatsızlık duyacağı ihtimalini göz ardı ediyoruz. Bizim mutluluk anı diye paylaştığımız kareler belki de onların ileride rahatsızlık duyacağı fotoğraflar olabilir. Kişinin istemediği fotoğraflarının paylaşılması kişilik hakkı ihlali ise çocuklarımızdan izinsiz yayınladığımız her kare ile onların kişilik haklarını zedelenmiş oluyoruz. Üstelik 18 yaşında girdikleri anda bu fotoğrafları yayınlayanlara karşı dava açma hakkına sahipler; yani bize. :)
Ben bu konudaki dersimi bizzat Eren’den aldım. Bergüzar Korel’in yaşadıklarını okuyunca bu dersi sizlerle de paylaşmak istedim. Eren 13-14 yaşına gelene kadar pek çok fotoğrafını sosyal medyamdan bol bol paylaşıyordum. Gittiğimiz seyahatler, geziler, aile yemekleri, özel günler, yaptığı sporlar, yarışlar gibi saymakla bitmez. Ancak ne zaman ergenliğe girdi o zaman sorunlar başladı. Koyduğum birçok fotoğrafı beğenmemeye hatta sildirmeye başladı. Ben yine koymaya devam ettim, pek çok ebeveyn gibi oğlum da benim gurur kaynağım. İnsan güzel anlar yaşadıkça paylaşmak o mutluluğu çoğaltmak istiyor sevdikleri ile.
Yine şimdi hatırlamadığım bir paylaşımımın üzerine gelip bana bundan sonra ondan izin almadan hiçbir fotoğrafını koymamı yoksa beni Instagram'a şikayet edeceğini belirtti. Ben yine çok ciddiye almadım. Bir iki gün dikkat edip tilki derisinden vazgeçer de alışkanlıklarından vazgeçmez misali yine Erenli kareler koymaya devam ettim. Bundan kısa bir sonra da tüm hesaplarım kitlendi. Pek çok dizinin iletişimini yapıp global markalarla çalışan biri olarak bu duruma hiçbir anlam veremedim önce. Panik halde buna ne sebep oldu? Nasıl çözebiliriz? Konunun uzmanı arkadaşlarımı ayağa kaldırdım.
Ben tüm tanıdığım eli kolu uzun isimleri teker teker devreye sokarken sorunun kaynağı Instagram'dan gelen uyarı maili ile hiç beklenmedik bir şekilde aydınlandı. Gelen maili okudukça nefesimin nasıl daraldığını ve terler boşandığımı anlatamam. Cinsel tacize yönelik paylaşımlar yaptığım gerekçesi ile hesabımı bloke edilmişti. Üstelik bu tarz paylaşımlara devam edersem tüm hesaplarımı kapatacaklarını da açıkça belirtmişlerdi. Elim ayağıma dolandı. Nasıl bir tuzağa düşmüştüm böyle? Hesabımda bir tane bile bu tarz paylaşım yokken nereden çıkmıştı cinsel tacize yönelik içerik suçlaması…
Konuştuğum herkes beni sakinleştirip bir yanlış anlaşılma olmuştur, çözeriz merak etme diye teselli ederken 3 gün hesaplarıma erişemedim. Sonrası ise daha büyük bir skandal. Yurt dışı ile konuşup başıma gelen bu felaketi çözmeme yardım eden arkadaşım şaşkınlık içinde beni aradı. "Senin oğlunla aran filan mı açıldı? Evde anlatmadığın sorunlar mı var?" diye sorunca şaşırma sırası bana geldi. Onu böyle bir şey olmadığına ikna ettikten sonra bana beni şikayet eden kişiyi öğrendiğini bu ismin oğlum Eren olduğunu söyledi. O ve 26 farklı hesap kullanıcısı beni spam'leyip hakkımda cinsel tacize yönelik paylaşım şikayetinde bulunmuştu.
Evet beni şikayet edeceğini söylemişti ama hiç aklıma gelmemişti gerçekten de yapacağı. Soluğu Eren’in yanında aldım ve acı gerçeği onun ağzından da kendi kulaklarımla duydum. “Seni uyardım ama bana sormadan hiç beğenmediğim saçma sapan fotoğraflarımı koymaya devam edince son çare bende seni şikayet ettim” dedi. Üstelik sadece kendi değil şikayeti ciddiye alıp bir an önce aksiyona geçmeleri için tüm yakın arkadaşlarını da örgütlemişti. Organize şekilde spam yemem yetmemiş gibi cinsel taciz paylaşımcısı da olmuştum.
Spam'leri anladım da cinsel taciz suçlaması biraz ağır geldi. Şu olan biteni beni hiç tanımayan biri duysa çık işin içinden. Cinsel tacizi filan niye karıştırdın, spam'lemek yetmedi mi diye sorunca da bana süreci hızlandırmak için demez mi…Ölür müsün öldürür müsün?
Instagram'a uzun ve durumu anlatan bir mail yazdım, araya soktuğum herkese de tek tek olayın perde arkasını papağan gibi tekrarladım. Şimdi sakin sakin yazıp, komik bir anı gibi paylaştığıma bakmayın, hayatımda hiç bu kadar mahcup olmamıştım. Beğenmediği fotoğraflarını koymasını durdurmak için annesini cinsel tacize yönelik paylaşım yapmakla şikayet eden Eren'le Instagram tarihine geçmeyi başardık. "Her türlü şikayete tanık olduk ama sizinki gibi bizzat öz annesinin hesabını yüz kızartıcı suçtan kapattırmayı çalışanı hiç olmamıştı." diyen Instagram'ı bile ana oğul şaşkına çevirmeyi başardık.
Bu bir milat oldu, o günden sonra çektiğim her fotoğrafı/videoyu Eren’e soruyorum, sanatçılardan onay alır gibi bunu mu koyayım, yoksa bunu mu diye mutlaka ok alıyorum. İstemediği hiç bir şeyi paylaşmıyorum. Eren genç bir adam her şeyden önce bir birey. Bu derse gerek kalmadan ona ve seçimlerine saygı duymalıydım. Ben hayli zor bir sınavdan geçerek dersimi fena halde aldım.
O nedenle sadece başkasının değil kendi çocuğunuzla ilgili paylaşımları yaparken mutlaka sorun, izin alın. İzinsiz başta çocuğunuz olmak üzere hiç kimsenin oğlunu kızını çekip sosyal medyanıza yayınlamayın. Hem etik değil hem de başınıza büyük dert alırsınız benden söylemesi. Sevgi ile kalın.