Çağımızın en büyük salgını iletişimsizlik
2021’in ilk haftasını geride bıraktık ama bu yıl da benim gözümü fena korkuttu. İlk haftasında Amerika’da yaşanan olaylar korku ve gerilim filmleriyle yarışacak türden. İlk hafta açılışı böyle ise geri kalanından iyice korktum. Dünya mı delilerin eline kaldı, Bizler mi yanlış zaman ve yerdeyiz çıkamadım işin içinden. Sonra durup düşününce her şeyin temelinde yatanın iletişim hatalarını olduğunu fark ettim. Çağımızın en büyük salgını aslında iletişimsizlik veya iletişim kazaları.
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar gerçekleştirilen tüm gelişmeleri iletişime borçluyuz. İnsanlar birbirleri ile iletişim kurmasaydı, birlikte üretim yapamayacak, diğerlerinin bilgi birikiminden yararlanamayacaktı.
Savaşta, barışta, ekonomide, sanatta, hayatın her alanında iletişim vardır. İletişimin nasıl kurulduğu, iletişimin sürecini ve sonucunu belirler. İletişimin doğru kurulamaması, insanları birbirinden ayırır, ülkeleri birbirine düşman eder. Facialara katliamlara neden olur.
İletişimin olması için önce insanın var olması gerekir. Sonrasında İletişimi kendimizle kurduğumuz iç iletişim ve dışımızdaki dünya ile kurduğumuz dış iletişim olarak ikiye ayırabiliriz. İnsanın kendisi ile olan iletişimini, doğduğu aile, toplum ve fiziksel çevre şekillendirir. Buna göre de insan dış dünya ile iletişimini gerçekleştirir.
Sosyal yaşamda kurduğumuz iletişim ve gösterdiğimiz yüzler aslında ortama, topluma uygun olarak belirlenen yüzlerdir. Hepimiz kendi iç dünyamızın doğrudan farkındayız. Öznel iç dünya bizim mahrem dünyamızdır, ancak bizim tarafımızdan gözlenip tam anlamıyla bilinir. O nedenle iç dünyamızla dış dünya arasında kurduğumuz iletişim birbirinden çok farklı ise kendi içimizde çatışma yaşarız. İç dünyasını, yani gerçek duygu ve düşüncelerini ifade edebilen bireyin, iç dünyası ile dış dünyası arasındaki fark fazla olmadığından iç çatışması azdır. Böyle kişiler sosyal yaşamında da kendidir. Mutludur, çatışma yaşamaz, yaşatmaz. Ancak iç dünyası ile dış dünya ile kurduğu iletişim çok farklı ise kendi olmadığı biri gibi gösteriyor ya da yargılanmaktan korktuğu için kendini saklıyorsa bu durum içimizde çok büyük çatışmalara neden olur. Sorunlu ve mutsuz iletişim ile kötü ilişkiler yaşanır. İletişim kazalarının temel sebebi de budur aslında. En büyük iletişim hatalarını sıralayacak olursak; İletişim kazaları Top 10’i şu şekilde yer alır.
1. Negatiflik: Olumsuzluk, hayatın bir parçası ama iletişimin ana teması olduğunda; tüm iletişim sürecini de olumsuzlaştırmaktadır. Negatif iletişim baştan kaybettirir. Bardağın sürekli boş tarafını görmek ve göstermek herkes için uzaklaştırıcı bir tutum olur.
2. Yargılama/Etiketleme: Yargılayıcı iletişim tutumu; diyaloğu monoloğa, paylaşımı ise tek taraflı suçlama ve savunmaya dönüştürür ve insanı yalnızlaştırır.
3. Empati kurmamak: Karşımızdakini anlamanın en iyi yolu kendimizi onun yerine koyabilmektir. Tüm önyargıları kıran en güçlü tedavi yöntemidir empati. Karşımızdakinin fikrine katılmasak bile en azından onu anlamamızı sağlar.
4. Şikayet: Her şeyden şikayetçi olmak, iletişimin temel dinamiği olan enerjiyi ortadan kaldıran bir tutumdur. Yine negatif ortam yaratan bir tutumdur. İnsan şikayet değil çözüm duymak ister çünkü.
5. Bahane: Her şeye mazeret üretmek kadar, kısa vadeli kazanım sunduğu düşünülen ama orta ve uzun vadeli kayıplara neden olan iletişim tutumu olamaz.
6. Yalan: Yalanın iletişimin olumsuzluğu üzerindeki rolü, tartışılmayacak kadar açıktır. Yarattığı güvensizlikler nedeniyle, sağlıksız iletişimin kaynağıdır.
7. Abartmak: Abartmak, etkileyicilik için başvurulan ama etkisi yalan söylemeye eş değer sonuçlar üreten bir tutum ve iletişim hatasıdır. Saygın bir iletişim, gerçeklere dayalı saptamalar ve söylemler üzerinde oluşur ve gelişir.
8. Hata Arama: İletişimin özü, birlikte öğrenme, karşılıklı bilgileri paylaşma ve toplamın sıfır olmayacağı bir sonuç yaratmaktır. Hata aramak ise kazanan veya kaybeden veya kimin bildiği veya bilmediği arayışı ile rekabetçi ve savunmaya dayalı bir atmosfer yaratır. Bu da kimseye fayda getirmez.
9. Dinlememe veya baskın konuşma: Tüm sayılanların içinde, iletişim denilen karşılıklı paylaşım deneyiminin ortadan kalkmasına neden olan tutumdur veya eksikliktir.
10. Dedikodu: Yapana kısa vadeli dinlenme olanağı sağlasa da, güven kaybına en hızlı neden olan şeydir. Kim dedikodu yapıyorsa bilin ki onunki de yapılıyordur.
Ve dijital tehlike, sanal alemler. Kelimelerin emojilere indirgendiği, zamanımızın kötü alışkanlıkları da yüz yüze iletişimi kısıtlayan, kelime darağacımızı sabote eden faktörlerden. Aile içinde bile günlük yaşamda insanlar birbirleriyle konuşmak yerine YouTube, sosyal medya ve PC başında kendinden geçer derece vakit geçirip iletişim becerilerini kaybediyor. İletişim tarzımız bizi yansıtır. Kullandığımız jestler ve kelimeler karakterimizi de ele verir. Kendimizle kurduğumuz iletişimin aynasıdır diğer insanlarla kurduğumuz iletişim. İçimizle dışımız ne kadar bir olursa dışarıya verdiğimiz mesaj da ilişkilerimizde sağlıklı ve huzur dolu olur. Son olarak unutmamamız gereken belki de en kritik nokta: "İletişimde en önemli şey, söylenmeyeni duymaktır".
İyi pazarlar…