Her hafta milyonlarca izleyiciyi TRT 1 ekranlarında buluşturan Gönül Dağı, samimi, sıcakkanlı Anadolu insanının yaşamlarından kesitleri sunan etkileyici hikayesi ve güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Gedelli kasabasının en sevilen ve sayılan isimlerinden Halime karakterini ise ünlü sanatçı Şebnem Dilligil canlandırıyor.
Eşini genç yaşta kaybetmesine rağmen çocuklarına kol kanat geren, onlara hem annelik hem babalık yapan, çalışmaktan yorulmayan güçlü bir Anadolu kadını Halime… Sadece ailesinin değil, komşularının, tüm kasabanın sevip saydığı, sözüne değer verdiği Halime karakterini canlandırmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Şebnem Dilligil,
“Halime, tam bir Osmanlı kadını, zaman içinde farklı yaklaşımlarını da göreceğiz. Daha bizden, daha bildiğimiz bir karakter olduğu için onu çok sevdim.” diyor.
Eskişehir Sivrihisar’da çekimleri devam eden ve her hafta TRT 1’de ilgi odağı olan Gönül Dağı’nın, samimi, sıcak, dostluk, birlik, beraberlik, geçmişe olan özlemi dindiren farklı bir dizi olduğunu ifade eden Dilligil, şunları söylüyor:
“Ne yazık ki birçok konuda artık yalnız, sevgisiz ve bencil bir toplum olduk. Gönül Dağı’nda insanlar düğün, cenaze hastalık, kız isteme vb. geleneklerimizi yaşatarak, kırgınlıkları unutarak biraraya gelebiliyor. Günümüzde bu tür insani durumlar pek yaşanmıyor… Dizimizin müzikleri de yüreğe dokunuyor. Uçsuz bucaksız bozkırın görseli, gençlerin dayanışması, aile kavramının güzel ifadesi, sofrada toplaşmak, aile büyüklerine saygı, sevgi, topraklarımızdaki insani değerlere sahip çıkılması ve insanların doğrular etrafında birleşmesini göstermesi… Yani saymakla bitmez, bütün bunlar Gönül Dağı’na ilgiyi artırıyor… Bu sonuç da hepimizi çok mutlu ediyor…”
Çocukları Taner (Berk Atan) ve Zahide (Ecem Özkaya)’ye bağlılığı, fedakarlığıyla örnek gösterilen, sevgisi ve şevkatiyle torunlarının sevgi yumağı olan Halime’nin zaman zaman otoriter tavırlarıyla dikkat çektiğini kaydeden Şebnem Dilligil, şöyle devam ediyor:
“Halime’nin yaşadıkları, annelik dışında babalık görevini de üstlenmesi, onu dimdik ayakta duran, son sözü söyleyen bir karaktere dönüştürüyor. Ancak her şeyden önce o bir anne ve her zaman evlatlarını yanında isteyen, koruyup kollayan yumuşacık bir kalbi var. Taner’in Dilek’le birlikteliğine önceleri karşı çıkmıştı, bunun nedeni evladının uzağa gitme korkusu… Elif’e olan anaç duyguları da, onu kendi evlatlarından ayırmaması da yüreğinin merhametinden. Eşini genç yaşta kaybettiği için o zamanlardan gelen bir babalık görevi de var omuzlarında. Çocuklarına babalarının eksikliğini hissettirmemek , aileyi birarada tutabilmek için otorite de kurmak mecburiyetinde. Zaten bunu genç yaşında tecrübe ediyor. Herkes Halime’yi böyle biliyor tanıyor, otoritesi de böylece sağlamlaşıyor…”
Eşi İ. Rahmi Dilligil ve eşinin kardeşi Çiçek Dilligil’in de sanatçı olmasının kendisi için büyük şans olduğunu dile getiren Şebnem Dilligil, “Onların bilgileri, sohbetleri hep sanatla, değerli oyuncuların anılarıyla dolu… Paylaşımda kolaylık, anlayış ve bilgi ortaklığı, gelişime faydalı tartışmalar, bu yönde metin incelemelerimiz, değerlendirmelerimiz, aynı dili konuşuyor olmamız gerçekten önemli... Herhangi bir rol teklif edildiğinde bunu eşimle paylaşırım, fikrini sorarım birlikte değerlendirme yaparız…” diyor.
Yarım yüzyıla yakın bir süredir sanat hayatının içinde olan, birçok dizi ve sinema filminde rol alan Şebnem Dilligil, 42 yıldır aynen günlük gibi fotoğraf arşivi yaptığını belirterek şöyle devam ediyor: “Genelde çekimlerimiz nedeniyle Eskişehir’de otelde oluyorum. Çekim dışındaki zamanlarda dizideki sanatçı arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Yürüyüş yapıyorum, digitalde film ve dizi izleyerek, gündemi ve sosyal medyayı takip ediyorum. Bol bol hikaye, şiir ve roman okuyorum… “