15.11.2021, 13:22

Festivalde salonlar doldu taştı

Koronavirüsün yarattığı korku, pandemi koşullarının sağladığı yalnızlık ve kapana sıkışmışlık hissini aşıyla beraber üstümüzden atmaya başladık. Yemek yemek kadar doğal ihtiyacımız olan sanatla buluştukça da yüzümüz gülmeye, umut etmeye başladık. En azından benim için öyle oldu. Eylül ayından beri katıldığım film festivalleri, tiyatro oyunları, sanat fuarları, resim ve heykel sergileriyle birlikte nefes aldığımı hissetmeye başladım.

İZLEYİCİNİN TUTKUSUNU GÖRMEK KEYİF VERDİ

Geçen hafta 32. Ankara Uluslararası Film Festivali için Ankara’daydım. Daha doğrusu ben son 3 gününe katılabildim. Daha önce izlediğim filmlerin dışında izlemediğim üç filme katıldım. Sardunya, Anadolu Leoparı ve kısa film Stiletto… Üçü de festivalden ödül aldı. Takip etmenizi ve mutlaka izlemenizi öneririm. Festivalde Covid-19 önlemleri alınmıştı ve sinema salonlarının dolduğunu, hatta izleyicinin filmleri izlemek için tutkusunu görmek keyif verdi.

Film ekipleri her gösterim gününde izleyicilerle buluşup soru-cevap yaptı. Biz de Hürriyet Gazetesi yazarı arkadaşım Sayım Çınar’la hem festivali takip ettik, hem de Ankara’nın tadını çıkardık. Ankara’ya gidip Atatürk’ü ziyaret etmemek olmazdı. Anıtkabir’e gittik, Kuğulu Park’ta nefes aldık, “Balık Ankara’da yenir” cümlesinin doğduğu Trilye Restoran’da yemek yedik ve sahibi Süreyya Üzmez’le keyifli bir sohbet ettik. Kapanış törenin yapıldığı CerModern’de Yüzleşme Sergisi’ni gezdik. Bir festivali daha dolu dolu yaşadık.

KAZANAN ANKARA FİLMİ OLDU

Kapanış töreni Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndan başarılı müzisyenlerin verdiği mini konserle başladı. Ünsal Ünlü gecenin sunucusuydu. Bugüne kadar izlediğim en iyi kapanış töreni sunucusuydu. Çünkü tüm filmleri izlemişti, herkesi tanıyordu, hangi soruyu sorması gerektiğini biliyordu, mizahı merkeze koymuştu ve herkesin kısa ama ölçüsünde konuşmasına özen gösterdi. Hal böyle olunca ilk kez uzun uzun konuşmaların olmadığı, herkesin gülümsediği, birbirini tebrik ettiği ve “yaşasın sinema” dediğimiz bir kapanış töreni oldu. Kazanan da bir Ankara filmi olan Anadolu Leoparı oldu.

Z KUŞAĞI TELEFONU BIRAKTI

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol ve festival başkanı İnci Demirkol hepimizi umutlandıran bir açıklama yaptılar: “Festivallerde, insanların artık arkadaşlarını özlediğini, filmleri, tiyatro oyunlarını, konserleri hep birlikte izlemek istediklerine tanık olduk. Özellikle elinden cep telefonunu düşürmeyen ve artık salonlara gitmeyeceği öngörülen Z kuşağının bu festivalde salonları doldurduğunu gördük. Dolu dolu salonlarda gördük ki, artık festivaller, sinema, tiyatro ve konser salonlarının ‘hayat devam ettikçe’ yaşayacaklarına inanıyoruz.” Lütfen siz de inanın ve salonları doldurmaktan vazgeçmeyin!

Yargı izleyiciye özel hissettiriyor

Yargı dizisi dün akşam 9. bölümüyle ekrana geldi. Her hafta heyecan dozu yüksek, sürprizleriyle izleyiciyi şaşırtan, soru sorduran ve onlara cevap vermeyi unutmayan senaryosu, “Daha fazla nasıl yükseltirim?” sorusunu soran ve bunu gösteren rejisi, sonuna kadar inanmış ve teslim olmuş oyunculuk performanslarıyla dizi ne zaman başladı ve bitti anlamıyoruz. Yeni izleme alışkanlıklarımızla 140-150 dakika ekran karşısında kalmamızı sağlaması ise büyük başarı. Umarım şu ana kadar hissettiğimiz bu özeni sezon sonuna kadar görürüz. Çünkü bu özen izleyiciye de kendisini özel hissettiriyor.

Yorumlar (0)