İlköğretim 1. sınıf eşittir yeni kaygılar
Okul seçimi, her ebeveyn için okul öncesi dönemde, gündeme bir bomba gibi düşüyor. Haliyle konunun ehemmiyeti gereği, epey de meşgul ediyor. İnternet araştırmaları, eş dost deneyimi, yakın çevrenin eğilimleri, adı sanı ünlü malum okulların şartları, kuraları, mülakatları, okul seviye ya da giriş sınavları, devlet okulu mu, kolej mi kararları, sınıf öğretmeni kovalamacaları derken şişiyor, şiştikçe konuşuyor, konuştukça duyuluyoruz. Çocuklara ister istemez kaygılarımızı taşıyoruz. Henüz karar mercii olmadıkları için, fikirleri alınmadan, elbette onlar için en iyi altyapıyı hazırlamaya çalışıyoruz. İlköğretim 1. sınıfın en önemli eşik olduğunu bildiğimiz için içimizde ki heyecan ve endişe, çocuğumuzun daha ilk haftalarından ezbere bildikleri hal ve tutumumuza yansıyor. Bu bağlamda oluşabilecek okul kaygılarını bir nevi biz besliyoruz. Bu durumu asgariye indirmek için bazı minik ipuçlarım var.
- Seçimlerinizi önce ebeveynler olarak yalnız tartışın. Bir fikir uyuşmazlığı halinde (ki bu çok olağan) çocuk kendisi yüzünden tartıştığınız fikrine kapılabilir.
- Çocuğunuzun kapasitesi hakkında ki yorumlarınızı kendisiyle paylaşmayın. Şüphesiz gelişimini sizden iyi gözlemleyen kimse olamaz ama bu öngörü zamanla değişebilir. Sporla işi yok, masa başında oturup ödev yapacağını sanmıyorum, o saatte uyanamaz, gidip gelemez, yabancı dil zorlar, matematik yorar gibi negatif her duyum, kendilerine olan güveni sarsabilir. Hayalini kurduğunuz gelecek ile yetiştirdiğiniz bireyin istek ve kariyerinin aynı çizgide olmak zorunda olmayabileceğini kendinize hatırlatmanızda yarar var.
- Kura ve okul gezilerine çocuğunuzla gitmeyin. Seçeneklerinizin dahilinde olan okulları birlikte gezmekte tabii ki hiç bir sakınca yok, aksine uyum sürecini hızlandıracak ve çocuğunuzun okulu hayal edebileceği görsel doneyi hazırlayacaktır. Sırf nasıl olduğunu görmek istediğiniz, fikir edinmek ya da karşılaştırma yapmak için ziyaret ettiğiniz okullara yalnız gitmenizde fayda var. Çocuğunuzun karar verme yetisini ve duygusal gelişimini yetişkin gibi düşünmek hata olacaktır. Karşılaştırmalarınızı, değer sıralamanızı somutlaştıramayacakları için akıllarında kalanla fikir yürüteceklerdir. Bu fikirle, o gördüğü okula neden kayıt olamadığını kavrayamayacak ve çocuğunuzda kafa karışıklığı doğuracaktır. Kura sistemiyle öğrenci kabul eden okulların çekilişlerine çocuğunuzla birlikte gitmeniz durumunda ise hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır. Yeteneğiyle, eğilimleriyle veya bilgiyle hiç ilgisi olmadığı halde tamamen şansa dayalı bir seçme sisteminde sadece adının torbadan çıkmaması boşuna üzüntü yaşatacaktır.
- Kendi okul hikayelerinizi anlatırken kurduğunuz cümlelere dikkat edin. Sizin başarısızlığı ya da korkuyu tersine çevirme deneyiminiz, çocuk gözüyle “Ben de bunu yaşayacağım” açmazına dönüşebilir. Okula yeni başlayan çocukta, zaten ayrılık kaygısı, yeni alışkanlıklara uyum zorlukları baş gösterecekken, birde gözündeki siz, rol modellerinden benzer dramatik hikayeler duyması, durumunu kolaylaştırmayabilir. Ailem endişeleniyorsa, endişelenecek bir şey vardır. Bu bocalamayı hafifletmek için doğru cümleler kurmalı ve motivasyonlarını olumlu yönde beslemeliyiz.
- İlköğretim seçimi ile ilgili elbette her ailenin en önemli tercihi, öğretici kadrosu ve okulun akademik başarısı. Farklı beklentilere yönelik olarak da; teknolojik imkanlar, yabancı dil eğitimi, spor, sanat, veya bilim ağırlıklı metotlar, dünya’da uygulanan farklı eğitim yöntemleri, çift ülke geçerliliği diploma, öğrenci değişim programları vb. gibi uygulamalar takip ediliyor. Çocuğunuz, hangi bileşenlerle eğitim hayatına adım atarsa atsın, okulun servis, yemekhane, rehberlik, sağlık ve güvenlik yapılarının içinize sinmesi çok önemli.
Şimdiden 2020-2021 eğitim öğretim yılında, uzun okul hayatına merhaba diyeceklere kolaylıklar diliyorum.
Bir minik dip not: Lütfen çocuğunuzun ödevleri ve projelerini siz yapmayın. Anlaşılıyor. :)