Işık hızında kabuk değiştirme
Köşenin ismi Medya Endüstrisi 101. İlk başta “İktisada Giriş” gibi temel bir sektörel değerlendirme ve bilgilendirme köşesi olarak planlamıştım. Ancak her şey o kadar hızlı değişiyor ki, bildiğimiz temel bilgileri de eş zamanlı analiz edip yeni “temel doğru”yu saptayabilmek ve siz okuyucularla paylaşmak gerekiyor. Bu da kolay değil. Tam da sektör, özellikle yapım tarafı kabuk değiştirdi derken buyrun size 2. dalga…
2. dalganın etkileri
Artık ana akım televizyon kanallarının yarışma formatlarına yönelme zamanı geldi. Pandemiye rağmen üretim hız kesmiyor; para kazanmayan/kazandırmayan dizi bolluğunda ekonomik sürdürülebilirlik mümkün değil. Bir sonraki step yarışma ve reality programlarının primetime zaman dilimine taşınması ve bu dilimde dizi ile rekabet edebilir format içeriklerinin tasarlanması ya da hazır içeriklerin/format unsurlarının güncellenmesi. Kanal yönetimine biraz cesaret, biraz da destek gerekiyor bu geçiş için.
TV8 bunu yıllardır yapıyor. Kanalın sahibi, önceki dönemlerde kanal yönetimi ile içerik ve yayın tartışmalarına girmekten yorulduğu için kanalı satın aldığını söylemedi mi?
Demek ki oluyor. Doğru format, doğru “uyarlama” ve doğru ekip ile her şey mümkün. Örnekleri de bir hayli fazla aslında. Var Mısın Yok Musun, Canlı Para, O Ses Türkiye, Ben Bilmem Eşim Bilir ve şimdilerde MasterChef… Ana akım televizyon yöneticileri bence elini çabuk tutmalı. Tren kaçmadan.
Adaptasyon diziler
Bir adaptasyon dizi modası var ve de yapılan işler reyting anlamında başarılı olunca tabir-i caizse vur deyince öldürüyoruz. Unutulan şey şu, adaptasyon dizilerin yurt dışı satış performansı, orijinali rekabet etme durumundan dolayı sözleşmeler kanalı ile oldukça sınırlanıyor. Üstüne üstlük sonuçta dizi de olsa bir “format” lisanslanıyor ama dizi formatının yaratıcısı/lisans sahibi de yurt dışı satışlara hatırı sayılır oranlarda ortak oluyor. Eskiden böyle değildi. Bölüm başı lisans ücretini öder geçerdin. Türk dizilerinin popülaritesi arttı, işler değişti.
Benim şahsen yapımcısı olduğum dizilerin bir kısmı da son dönemde popüler olan Kore formatlıydı. Kore formatı olduğu halde eserin kendisine ait olduğunu iddia eden ve dava açanlar da cabası tabii… Hatta bazı Amerikan şirketleri yurt dışı gelirin yarısını talep ediyor format hakkı için. Hal böyle olunca, adaptasyon dizi ne kadar mantıklı ekonomik açıdan irdelemek gerekiyor.
Tabii her yiğidin yoğurt yiyişi farklı.
Yapan memnun, alan memnun ki popülarite devam ediyor.