Kraliçeler de ağlar!
Seven kadar sevmeyeni de var. Son dönemde sık sık pek hoş olmayan haberlerle gündeme gelse de İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, yarım asrı aşkın bir süredir "hayata karşı güçlü duruşun" bir simgesi birçok kişiye göre.
Her şeyden önemlisi atalarından kendisine miras kalan bir tahtta oturduğu için olup biten hiçbir şeyin onu etkilemediği, hatta belki de üzmediği düşüncesi var zihinlerde. Kısa bir süre sonra piyasaya çıkacak olan bir kitaba göre pek de öyle değil.
Yazar Robert Hardman, kaleme aldığı Queen of Our Times: The Life of Queen Elizabeth II (Zamanımızın Kraliçesi:Kraliçe 2. Elizabeth’in Hayatı) adlı biyografi kitabında, 95 yaşındaki bu güçlü kadının çok fazla kişiye anlatmadığı, hep içine attığı en büyük üzüntüsünü satırlara döktü. Hardman'ın kitabında ileri sürdüğüne göre bu büyük acı, 74 yıllık hayat arkadaşı Prens Philip'in ölümü değil, 4 çocuğundan 3’nün de boşanması.
Robert Hardman, kitabında, Buckingham Sarayı'nın eski çalışanlarının da tanıklığıyla, Kraliçe 2. Elizabeth'in toplum önünde konuşmadığı, hatta belki ailesi içinde de çok lafını açmadığı ve bir kez değil üç kez yaşadığı o büyük üzüntü; Üç çocuğunun da ardı ardına eşlerinden boşanması. Üstelik hepsinin yuvasının da aynı yıl dağılmış olması. Kraliçe'nin büyük çocukları Anne, Charles ve Andrew'nun ilk evlilikleri boşanmayla sonuçlandı. Charles ve Anne ikinci evliliklerini yaptılar daha sonra. Andrew ise bir daha evlenmedi. 2. Elizabeth'in evliliğini başarıyla yürüten tek çocuğu ise en küçük oğlu Prens Edward.
Kraliçe'nin eski bir çalışanının kitapta yer alan tanıklığına göre 2. Elizabeth çocuklarının boşanmasından, sandığından çok daha fazla etkilendi. Bu çalışan, durumu şöyle özetledi: "Bir keresinde ona 'Majesteleri, bu her yerde oluyor. Bu yaygın bir süreç' dedim. Ama o bana sadece şunları söyledi: 'Dört tanesinden üçü.'
Tahta çıkışının 70. yılını kutlayan kraliçenin kalbini en çok kıran çocuklarının mutsuz biten evlilikleri olmuş. En çok etkileyen ise Prens Charles ile Diana Spencer’ın çok konuşulan evlilikleri ve trajik şekilde ayrılmaları.
Tüm bu üzüntülerle başa çıkıp sarayda “Imperyal Devekuşu” lakabını almasını ise “bu da geçer” felsefesine borçlu.
Bu çalkantılı döneminde Kraliçe 2. Elizabeth'in çalışanı olan Sir John Major da Hardman'ın kitabı için deneyimlerini anlattı. Ona göre "Fırtınalar gelir ve gider. Bazıları diğerlerinden daha kötüdür. Ama o her zaman başını eğer ve aralarından geçer." Major'a göre Kraliçe'nin her zamanki felsefesini özetleyen kelimeler de şunlar: "Bu da geçer."
Üzüldüğü ayrılıklar karşısında harekete geçmek yerine sessiz kalmakla için suçlansa da o paniğe kapılmadı. Robert Hardman'ın satırlarına göre hakkında çıkan en kötü haberler hiçbir zaman paniğe kapılmadı. Onun tüm krizler karşısında yaptığı en önemli şey dingin kalmaktı.
Evlilik konusunda Kraliçe'nin yüzünü güldüren tek çocuğu en küçük oğlu Prens Edward oldu. 1999 yılında Sophie Rhys-Jones ile evlenen Edward iki çocuk babası ve hala evli.
Kraliçenin de dediği gibi her şey geçer. İyi de geçer, kötü de… Önemli olan iyinin biteceğini bilerek son damlasına kadar tadını çıkararak yaşamak. Kötünün de eninde sonunda biteceğine olan inancını kaybetmemek ve ondan ders almak. Sonsuza kadar süren mutluluk da yok üzüntü de. Önemli olan onları nasıl yaşadığımız. Mutluluğunuzun fazla olduğu üzüntülerinizin çabucak geçtiği güzel bir pazar olsun.