Bu hafta Zorlu PSM’nin 700 kişilik salonundan yaptıkları çekimin heyecanını izleyicilere aktaran her hafta yüksek tempoyla birbirinden farklı konuları konukların dosyalarından çekip çıkaran, samimi bir dost sohbetinin yanı sıra hayattaki deneyimleriyle konuklarını köşeye sıkıştıran Meriç Aral ve Efe Tunçer’in yuvarlak masanın etrafında sunduğu programları Teras Noir’ın bu haftaki konuğu Birkan Sokullu oldu.
‘Masumlar Apartmanı’ ile son zamanlarda güçlü oyunculuk performanları sergileyen Birkan Sokullu, keyif alarak yaptığı aktivitelerden spor geçmişine kadar yaşamına dair farklı detayları mütevazı duruşu ve samimi sohbetiyle Meriç Aral ve Efe Tunçer’le paylaştı.
Meriç Aral ve Efe Tunçer’in terapi günleri sonrası sohbetlerinden ilhamla yapmaya başladıkları, izleyenleri samimi ve de filtresiz bir dost muhabbetine dahil ettikleri, Zorlu PSM Youtube kanalında yayınlanan ‘Teras Noir’ adlı programına bu hafta Birkan Sokullu konuk oldu.
“Hayatta hep son dakikacıyımdır”
Birkan Sokullu, basketbol kariyerine değinerek “Son saniye üçlüğü mü yoksa etkili bir smaç mı?” sorusunu soran Efe Tunçer’e “Son saniye üçlüğünü daha çok severim. Çünkü hayatta da hep son dakikacıyımdır.” cevabını verdi. Efe Tunçer’in “10 yıldan fazla basketbol oynadın yanılmıyorsam?” sorusuna ise “Daha fazla… 12 yıl oynamışımdır. Çok küçük yaşta başladım, alt yapılarda oynadım; ardından da A takıma çıkma fırsatı yakaladım ve o dönem birinci ligde yer alan bir takımda bir yıl geçirmiştim. Aslında çok profesyonel bir basketbolcu olmak istiyordum ama bir sene boyunca sadece 50 sn süre alınca çok teşekkür ettim ve ‘İyi günler’ deyip okul takımında oynamaya devam etmeye karar verdim.” cevabıyla Meriç Aral ve Efe Tunçer’i kahkaha krizine boğdu.
“Basketboldaki adrenalinim tiyatro sahnesindekine benziyordu”
Sokullu “Profesyonel bir sporcu olma kararı çok büyük bir şey, o yaşta buna karar verebilmek zordur” sorusunu soran Efe Tunçer’e “Aslında küçükken tercihlerine ailenin katkısı oluyor ve seçimlerini etkiliyor. Benim de babam basketbolu çok severdi. Esasen Boşnak bir ailenin çocuğu olduğum için bizim ailede çok sporcu vardı ve genelde herkes bir spor branşına yönelirdi. Benim o kadar çok bir ilgim yoktu ama bir gün babam beni çok iyi bir organizasyonun olduğu basketbol seçmelerine götürdü ve bir anda o salonda olma hali, tüm o ışıklar, adrenalin vesaire belki de o an için tiyatro sahnesinde olmaya benzer bir histi ve ben orada kaldım. Çıkamadım o anın hissinden ve kaldım basketbolda. Elbette baskılı bir spordu ‘dün yok, yarın daha iyisi olacak’ anlayışında bir spordu ama bu beni çok fazla geliştirdi. Çünkü basketbol bir zeka oyunudur.” yanıtıyla basketbolun kişisel hayatındaki yansımalarını net bir biçimde ifade etti.
“Hayatım sosyal medyada geçmiyor”
Birkan Sokullu, yeni çağın getirileriyle dijital yaşamın gerçeklerinin konuşulduğu programda Efe Tunçer’in “Sosyal medya hesaplarını, beğenilerini, reytinglerini kontrol edip sürekli rakamları takip eder misin?” sorusuna “Hiçbir ilişkim yok denilebilir. Elbette yaptığım mesleğin farkındayım, insanların beklentilerinin ve sosyal medyanın gücünün de farkındayım, tamamen yok saymıyorum. Yalnızca bu işin prensiplerine aykırı olmamak adına kullanmaya çalışıyorum. Oradan sürekli takip ettiğim bir şey yok Meriç de bilir. Elbette arkadaşlarımın gönderdiği, kendi aramızda güldüğümüz bazı şeylere setteyken açıp baktığım oluyor ama hayatım orada geçmiyor. Eğer benim elimde telefon görüyorsanız muhtemelen satranç oynuyorumdur.” cevabını verdi. Cevabın ardından “yeter artık” diye fırlayan Efe Tunçer, Birkan Sokullu’nun yaşam tarzına eğlenceli bir tepki vererek kahkaha dolu anlar yaşattı.