Michale J. Fox’tan alınacak dersler

ÖZEL HABER 04.12.2021, 17:50 06.12.2021, 11:35
Michale J. Fox’tan alınacak dersler

Back To The Future, Teen Wolf gibi Hollywood’un kült filmlerine imzasını atan Michale J. Fox’a 1991 yılında henüz 29 yaşındayken Parkinson hastalığı teşhisi kondu ve 1998 yılında durumunu kamuoyuna açıkladı. Hastalığın semptomları kötüleştiği için 2000 yılında oyunculuktan emekli oldu. O zamandan beri bir tedavi bulmaya yönelik araştırmaların savunucusu oldu ve Michael J. Fox Vakfı'nı kurdu.

Dile kolay tam 30 yıldır hayatını zorlaştıran, kariyerini bitiren ve kendisini güçten düşüren Parkinson hastalığıyla mücadele ediyor. Fakat ünlü oyuncu yine de yaşadığı bütün zorluklara iyimser bir bakış açısıyla direniyor.

AARP dergisine konuşan 60 yaşındaki oyuncu, hastalığı kesin olarak tedavi edilemese de yine de ölümden korkmadığını ve hayatını yaşadığını söyledi. Baş etmesinde ilk adımın hastalığı ile yüzleşip onu kabul etmek olduğunu belirtiyor.

Herkesin kendisine sürekli olarak "hastalıktan kurtulup kurtulamayacağını" sorduğunu anlatan oyuncu "Onlara '60 yaşındayım ve bilim zor' diyorum. Yani bu sorunun yanıtı hayır. Ama ben gerçekten mutlu bir adamım. Kafamda hastalıklı bir düşünce yok. Ölümden hiç korkmuyorum..." diyor.

Bir süre önce kayınpederini kaybettiğini ve bunun sonucunda kendi ölümlülüğünün de düşünce perspektifine girdiğini anlatan Michael J. Fox "Ama o karanlığın içinde; her zaman minnettarlığı, kabulü ve güveni benimseyen kayınpederim bana bazı fikirler verdi. Minnettar olduğum şeyleri fark etmeye başladım. Bunun yanı sıra diğer insanların zorluklara nasıl tepki verdiğinin de ayırdına vardım." diye anlatıyor.

'MİNNETTAR OLMAYA ÇALIŞIN'

"Eğer minnettarlık duyacağınız hiçbir şeyiniz olmadığını düşünüyorsanız, etrafınıza bakmaya devam edin. Sadece iyi şeyler olmasını ve ondan sonra bunlar için minnettar olmayı bekleyemezsiniz." diyen oyuncu hepimize büyük dersler veriyor.

Ben de son zamanlarda herkes gibi mutsuz uyanıp güne ve işlerime adapte olmakta kısacası yaşam enerjimi yükseltmekte zorlanıyorum. Hep olumsuz, kötü haberler karabasan gibi hayatımızın üzerinde ruhumuzu emiyor. Ancak karşı koymazsak düşmana gerek kalmadan kendi kendimizi yok edeceğiz. Oysa sırf yataktan her sabah sağlıkla kalktığımız için güne şükrederek sahip olduğumuz iyi ve güzel şeylere odaklanarak karamsar ruh halinde çıkabiliriz. O zaman bu hafta sonu haber detoksu yapalım. Doları, ekonomiyi, yeni varyant Omicron’u 1 günlüğüne kenara bırakıp kendimizi enerjimizi yükselten şeylere verelim ki stresle baş edip bağışıklık sistemimizi koruyalım.

Buna da parasempatik sinir sistemimizi çalıştırmakla başlayalım. Nasıl mı? Çok basit.

Parasempatik sistem doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücutta enerjinin korunmasını sağlayacak yönde etki eder. Örneğin kalp atışının yavaşlaması, sindirimin artması gibi.

Bu hayatta en çok inandığım şey, iyiliğin ve güzelliğin içten geldiği gerçeğidir. İçten gelen güzelliğimizi keşfetmek ise tamamen bizim elimizde. İçimizi temiz tutalım ki dışımız da içimiz gibi parlasın. İşe de derin ve doğru nefes alarak başlayalım.

Tam derin nefeslerin önemi çok büyüktür. Düzenli nefes alışverişlerimizin hızı yavaşlayınca kalbimiz dinlenir ve yıpranmaz, dolaşım sistemimiz rahatlar ve çalışması gerektiği şekilde çalışır. İşte yoga nefesleri ile zihinsel olarak gevşeyeceğiz ve stresi hayatımızdan çıkararak, sağlıklı bir bedene sahip olacağız.

Nasıl yapacağız, rahat bir pozisyonda oturacağız, gözlerimizi kapatacak ve bir elimizle burnumuzun deliklerini sırasıyla tek tek kapatacağız. Sol burun deliğimizi kapatıp yavaş ve derince sağ burun deliğimizden nefes alacağız, yine bu burun deliğimizden yavaşça nefesimizi verecek, burun deliğimizi kapatacak, sol burun deliğimizden yavaş ve derin nefesimizi alacak, sol burun deliğimizden nefesimizi verecek, kapatıp sağ burun deliğiyle devam edeceğiz.

Müziğinde çok yardımı olun, rahat gevşetecek ritimlerinde faydası fazlasıyla olur. Ayrıca bu konuda daha detaylı yardım almak isterseniz faydalı olabilecek YouTube videoları da var. Sağlıklı beslenme ve sporla da bağışıklık ve sinir sistemimizin dayanıklılığını artırabiliriz. Kendimize dönelim bu aralar içimizi temizleyip bunun dışımızı ve sevdiklerimizi de aydınlatmasını umalım. İyi pazarlar, sevgi ile kalın.

.

Yorumlar (0)