Berlinekolü olarak adlandırılan, 1990’larda yetişen bir sinemacı kuşağının en önemli temsilcisi Christian Petzold’un filmleri, Almanya’nın geçmişi, şimdisi ve geleceğine dair, modern sinemada eşine rastlamadığımız kapsama sahip kolektif bir bakış sunuyor. Petzold’un sineması, bazen örtük bazen de belirgin referanslarla, Duvarı’nın yıkılışı sonrası bir toplumun ruh halinin peşinden gidiyor. Tarihin hayaletleri, perdeye üşüşerek şimdiki zamanı anlamlandırmamızı sağlıyor. Çağdaş Avrupa sinemasının en önemli yönetmenlerinden birine ayrılan bu özel gösterim, Petzold’un ilk dönem yapımları İÇ GÜVENLİK, YELLA ve JERICHOW’un yanı sıra GÜNEY, SICAK PARA ve DOĞU gibi kısa filmleriyle başlıyor. Christian Petzold filmleri Kasım ayında sadece MUBI’de izlenebilir.
OLLI MAKI’NİN EN MUTLU GÜNÜ
Juho Kuosmanen, 2016
Tüy sıklet dünya şampiyonası için şöhretli Amerikalı rakibiyle karşılaşacak Finlandiyalı bir boksörün öyküsü, Juho Kuosmanen’in elinde, ince bir mizaha, içe işleyen bir aşk öyküsüne ve enfes siyah beyaz karelere sahip bir dönem filmine dönüşüyor. Kuosmanen, bu ilk filmiyle, Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde büyük ödülü kazanmıştı.
RESSAM VE HIRSIZ
Benjamin Ree, 2020
Ressam Barbora Kysilkova’nın iki tablosunun çalınmasıyla başlayan bu olağanüstü öykü, bir türlü bulunamayan tabloların peşinden giderken, hırsız ve ressam arasında sıra dışı bir bağın gelişmesine tanıklık ediyor. Sanat ve yaratıcılık üzerine sayısız düşünceye ilham veren belgesel, Sundance’te Jüri Özel Ödülü de dahil olmak üzere pek çok uluslararası ödül kazandı.
BEATS
Brian Welsh, 2019
Bir rave partisine girebilmek için her yolu deneyen iki kafadarın öyküsünü anlatan BEATS, seyirciyi 90’lı yılların ruhuna ışınlarken, iki sıkı dostla beraber türlü duygularla dolu sıcak bir yaz yaşatıyor. Tüm bunları yaparken de fona büyük bir değişim halindeki İskoçya’yı yerleştiriyor.
BÖYLE ANLAR ASLA SÜRMEZ
Cheryl Dunn, 2020
ABD’nin en varlıklı ailelerinden birinde doğmuşken, tüm serveti reddedip, kendine sokaklarda yeni bir aile kuran ve graffiti sanatının devlerinden birine dönüşen Dash Snow’un öyküsü, kendini yıldırım hızıyla tüketen bir sanatçının portresini sunuyor. Cheryl Dunn imzalı belgesel, izleyiciyi, 90’ların New York sanat sahnesinin içine atıyor.
GENÇ KARL MARX
Raoul Peck, 2017
20’li yaşlarının ortasında Paris’e sürgüne gönderilen Karl Marx, burada düşünce tarihini değiştirecek karşılaşmalardan birini yaşar. Marx’ın yolu, işçi sınıfı üzerine çalışan Engels’le kesişir ve Komünist Manifesto’nun temelleri atılır. Usta yönetmen Raoul Peck, Marx’ın yaşamına dair az bilinen bir dönemi, dinamik bir kurguyla anlatıyor.
INLAND EMPIRE
David Lynch, 2006
David Lynch’in son uzun metrajı olma unvanını koruyan INLAND EMPIRE, efsanevi yönetmenin en gizemli filmlerinden biri. İlk gösterime girdiği günlerden bu yana hakkında türlü çözümlemeler yapılan bu bilmecemsi anlatı, bir film için büründüğü role kendini fazlasıyla kaptıran bir oyuncunun zihnine sürreal bir yolculuk.
MATTHIAS VE MAXIME
Xavier Dolan, 2019
Kimliklere ve bastırılmış arzulara dair güçlü gözlemleri ve tutkunun farklı renklerine bürünen bol oyunlu öyküleriyle dünya sinemasında bir neslin temsilcisi haline gelen Xavier Dolan, 20’li yaşlarındaki iki eski arkadaşın, bir kısa film çekimi için öpüştükten sonra aralarında ortaya çıkan cinsel gerilimi anlatıyor.
PLÜTON'DA KAHVALTI
Neil Jordan, 2005
İrlandalı usta yönetmen Neil Jordan, 70’lerde genç bir trans kadının, yaşadığı küçük kasabanın dar bakışlı insanlarıyla çatışmasını ve kalıplara sığmayarak büyümesini, rengarenk, masalsı bir tonda, coşkulu bir sinema diliyle anlatıyor. Cillian Murphy, Kitten rolünde unutulmaz performanslarından birini veriyor.
BAŞTAN BAŞA
Aylin Kuryel ve Fırat Yücel, 2019
Aylin Kuryel ve Fırat Yücel’in imzasını taşıyan belgesel, Anadolu’dan başlayıp İsrail’e uzanarak, saç ticaretinin rotalarını kişisel bir dokunuşla takip ediyor. Bir kuaförde kesilip başka bir ülkede peruk haline gelen saçların uyandırdığı duyguların, toplumsal ve sınıfsal olarak işaret ettiklerinin peşinden gidiyor.
Klasiklere Övgü
MUBI Türkiye, sinemamızı derinden etkilemiş eserleri, yaratıcı tasarım çalışmalarıyla birlikte yeniden gündeme taşımayı amaçlayan “Klasiklere Övgü” serisi kapsamında, Memduh Ün’ün yönettiği, Muhterem Nur ve Fikret Hakan’ın başrolleri paylaştığı 1958 yapımı klasik ÜÇ ARKADAŞ’ı seyirciyle buluşturuyor. Gözleri görmeyen Gülperi’yle niyetçi Murat’ın aşkının üç yoksul arkadaşa umut olduğu bu unutulmaz öykü, sayısız Yeşilçam filmine ilham vermişti.
Karanlık Öyküler: Bir Zeki Demirkubuz Retrospektifi
Sinemamızın 90’lı yıllardan bu yana çizdiği yolu anlamak istiyorsak, Zeki Demirkubuz filmlerini derinlemesine incelemeden bir kavrayış geliştirmemiz imkânsız. Hiçbir akıma, hiçbir estetik yönelime sığdırılamayacak, kendi başına ayakta duran bir filmografiye sahip Demirkubuz. Usta yönetmenin 20 yılı aşkın sürede çektiği 11 filmi kronolojik sırayla izlemek, toplumsal değişimlerimiz kadar, yönetmenin fikri dünyasının geçtiği yolları da takip etmek anlamına geliyor.
Başkaldırı: Ken Loach'tan İki Film Birden
İşçi sınıfının çağdaş sinemadaki en önemli sesi Ken Loach’un yarım asra yayılan kariyerinin iki önemli durağına uğruyoruz. 16 yaşını kutlamak üzere olan bir gencin büyüme öyküsü üzerinden, İskoçya’da hayata birkaç sıfır yenik başlayanların portresini çizen AFİLİ DELİKANLI, Loach’un duygusal etkisi en yüksek filmlerinden biri. Usta yönetmene Cannes’da ikinci Altın Palmiye’sini kazandıran BEN, DANIEL BLAKE ise, kalp krizi geçirdikten sonra İngiliz bürokrasisine karşı savaş açan 59 yaşındaki bir marangozun sosyal güvenceler için verdiği mücadeleyi anlatıyor.