Hollywood Reporter, Netflix’in tüm önde gelen medya kuruluşlarından daha fazla iftira şikayetiyle karşı karşıya olduğunu iddia ediyor. Platform, henüz herhangi bir davayı kaybetmedi.
2015’ten sonra, Making a Murderer’ın başarısının ardından, platform gerçek suç odaklı yapımlarla dikkat çekerken yaşadığı yasal sorunlar da artmaya başladı. Davalar, Netflix’in potansiyel olarak karalayıcı belgesellerden veya yayınladığı filmlerden sorumlu tutulup tutulamayacağına dair soruları gündeme getiriyor. Platforma özel Netflix Orijinalleri bile genellikle diğer yapım şirketlerinden geliyor ve şimdiye kadar dava edildiği tüm şovlar bu kategoriye giriyor.
Netflix’e açılan davalar arasında; 2019’daki Amerikan üniversitelerine kabul için rüşvet skandalı hakkında dramatize edilmiş bir belgesel olan Operation Varsity Blues: The College Admissions Scandal’ında gösterilen ve gösterinin ünlerinin nihai yıkımı anlamına geldiğini iddia eden ebeveynler var.
DAVA SAYISI ÇOK
Netflix’in ilk kaçak başarılarından biri olan 2015 gerçek suç belgeseli Making a Murderer’ın bir şüpheliyi çerçevelemek için kanıt yerleştirdiğini ima ettiğini iddia eden bir Wisconsin polis çavuşu var. Geçen yıl âdeta fenomen hale gelen satranç draması Queen’s Gambit’te cinsiyetçi olarak tasvir edildiğini iddia eden eski Sovyet satranç ustası Nona Gaprindashvili de var.
210 milyondan fazla abonesi bulunan platform, bu yıl 44 Emmy ödülü kazandı. Ayrıca şirket, Big Tech’in ana lobi gruplarından biri olan Internet Association’dan ayrılarak Motion Picture Association of America’ya katılmak için kendisini bir internet platformu olarak değil, film ve televizyon endüstrisinin bir parçası olarak konumlandırıyor olsa da mahkemede kendini savunurken sadece “dağıtımcı” misyonu ile ön çıkarıyor.
İftira davalarıyla karşı karşıya kalan tek yayın platformu Netflix değil, davaların Amazon Prime, Apple TV ve Disney Plus dahil olmak üzere rakipleri üzerinde de etkileri olabilir.
