17 Ağustos depreminde Star Haber’de çalışıyordum Avcılar’dan sonra Gölcük ikinci haber yerim oldu. Yaklaşık 2 ay kaldım. İlk günler feci idi gerçekten. Bir süre sonra yaralar sarılırken çadır kentlerde yaşamın zor da olsa normale döneneceğinin ilk sinyallerini kameramıza bir elinde ayna diğerinde cımbızla takılan (Yaşadığı her şeye rağmen güzelleşmeye çalışan.) depremzede kadınlardan aldık. Kadın kendini bırakmamışsa hem kendini hem de çevresini güzelleştirir. Hayatın umut göstergesi, ilhamdır kadın. Nereden mi aklıma esti?
Başarıları kadar akmayan makyajları ile bu sıralar çok konuşulan Filenin Sultanları'ndan tabii ki de.
Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda grubunda 5 maçın 5’ini de kazanarak son 16 turuna kalan Filenin Sultanları, bugün oynayacaklar. Şimdiden başarılar hepsine. Maçlardaki performansıyla alkışlanan kadın voleybolcularla ilgili merak edilen son konu ise makyajları oldu…
1,5 saat parkede yatıp kalkıp kan ter içinde kaldıktan sonra kalıp makyajlarının nasıl bozulmadığını merak eden kadın izleyiciler birbirlerine sosyal medyadan “Bizim kızların makyaj sponsoru hangi marka” diye sormaya başladılar…
Benim radarıma giren ve en çok güldüğüm paylaşım ise şu oldu;
@fulyemik adlı kullanıcı Zehra Güneş’in bu fotoğrafını paylaşarak altına da bunları yazdı: “Arkadaşlar kadın voleybol takımımızın makyaj sponsoru kim Allah aşkına söyleyin. Ben gözüme kalemi çekip 2 saat aralıksız koşsam 1. saat bitmeden pandaya bağlarım, şu bebeksiliğe bakar mısınız? Hepsi de böyle. Ne bunun markası?
Sonra da bunun üzerine sosyal medyada yüzlerce yorum ve mesaj yayınlandı. Kadın olmak böyle bir şey işte. Peki makyaj ne zaman ve nasıl hayatımıza girdi bileniniz var mı?
Makyaja ait ilk kanıt M.Ö. 4000 yılında Eski Mısır’da ortaya çıkmıştır. Eski Mısırlılar makyajı özellikle hava koşullarından korunmak ve bunun yanında güzel görünmek için kullandılar. Gözlerine sürdükleri sürme ve ciltlerini nemlendirmek için çeşitli kremler kullandılar. Eski Mısır'a ait büstlerde hem kadınlarda hem de erkeklerde gözlere yapılan makyaj açıkça belli olmaktadır.
Eski Mısır’da, sıvı eyeliner (Kohl) sadece bir güzellik aracı olarak kullanılmadı, aynı zamanda bir böcek kovucuydu.
Özellikle önemli sayılan insanlar makyaj malzemeleri ile birlikte gömülürlerdi. Yapılan kazılarda deri torbalar ve kabuk ya da kavanozlarda saklanmış makyaj malzemeleri bulundu. Makyaj malzemelerinde kullanılan hammadde genelde hayvansal yağlar ve bitkisel ürünlerin karışımlarından elde edilmekteydi. Sadece güzellik değil, çöl koşullarına karşı daha dayanıklı bir cilt, sağlık için kremler ve böcekleri uzak tutmak için dezenfektanlar kullanılmaktaydı inanması güç ama gerçek.
PEKİ OJEYİ KİMLER BULDU?
Bir diğer kozmetik ürün ojeyi ilk bulan Çinlilerdi. Arıların balmumu, jelatin ve diğer maddelerle karışım yaparak ojeyi üretirlerdi. Çin'de tırnaklara sürülen renklerin özel anlamları vardı. Gümüş ve altın rengi ojeleri sadece imparatorluk hanedanı kullanabilirdi. Her kim bu renklerde oje kullanırsa idam edilirdi. Çinlilerin oje kullanımına başladığı zamanlarda Mısırlılar da elleri için kına kullanmaktaydılar.
Fenikelilerin zengin erkeklerini ve kadınlarını, zenginliğin bir göstergesi olarak altın tozu gibi toz halindeki metalleri göz kapaklarına sürerlerdi.
16. yüzyıldan sonra, sahnelerde makyaj kullanılmaya başlandı. Elektriğin bulunması, sahne gösterilerinin daha canlı ve gösterişli olması dolayısıyla, makyaj yapımına daha çok itina gösterilme ihtiyacı doğdu. 19. yüzyıldan sonra güzellik gayesi ile yapılan makyaj günümüzde “Kozmetik Sanayi” adında bir sanayi dalının çıkmasına yol açtı. Ve makyaj hala kadınların birbirilerinde en çok inceledikleri ve konuştukları konunun başında geliyor.
Şimdi sizlere bir yerlerde okuduğum ve aklımda kalan bir sözle veda etmek istiyorum; "Bazı kadınlar konuşmasını bilir, bazıları giyinmesini, bazıları makyaj yapmasını, bazıları da arkadaşlığı. Ama en güzel kadın, kendini bilen ve seven kadındır." Bu gün kendinizi her zamankinde daha çok sevin ve şımarttın. Başta tüm kadınlara sonra okuyucularımıza güzelliklerle dolu bir pazar dilerim.
