Memik Dede'nin besteleri
“Şükrü Bey eşi ve çocuklarıyla birlikte Almanya’dan İstanbul’a büyük hayallerle dönmektedir. Şükrü Bey Almanya’da iyi para kazanmıştır ve en büyük amacı Türkiye’de turistik bir tesis kurmaktır. Trenin İstanbul’a varmasıyla olaylar dizisi başlar.”
7 Ocak 1989 günü gazetelerde o akşam televizyonda yayınlanmaya başlanacak “Bizimkiler” dizisinin konusu böyle özetleniyordu. Senaryosu Umur Bugay tarafından yazılan dizinin yönetmeni Yalçın Yelençe idi ve kadrosunda Erdal Özyağcılar, Ayşe Sarıkaya, Yaman Okay, Ercan Yazgan, Cihat Tamer, Güzin Özipek, Orhan Çağman, Mehmet Akan ve Müjgan Ağarlı gibi çoğunluğu tiyatro kökenli oyuncular yer alıyordu.
Türk dizi tarihine mahalle dizisi kavramını kazandıran Perihan Abla’da sonra Seden Kızıltunç’un fazla uzun ömürlü olmayan “Uzaylı Zekiye” dizisi de mahalle ortamında geçiyordu. “Uzaylı Zekiye”nin yerine başlayan “Bizimkiler” ise kelimenin tam anlamıyla bir apartman dizisiydi. Kahramanlarımız Boğaz semtlerinin ahşap evlerinden birinde değil, bir dönem modernleşme sembolü olarak kabul ettiğimiz çok katlı apartman dairelerinde oturuyorlardı. Komşuluk ilişkilerinin farklı kurallarla yazıldığı ve yaşandığı, yöneticisi ve kapıcısıyla aynı zamanda küçük bir idare birimi de olan bir apartman.
Umur Bugay’ın 1977 yılında senaryosunu yazdığı “Kapıcılar Kralı” filmi, “Bizimkiler” dizisinin de çıkış noktası olmuştu. Hikâye her ne kadar apartmanın farklı dairelerinde yaşayan ailelerin maceralarını anlatıyor olsa da hepsinin kesişme noktası Ercan Yazgan’ın canlandırdığı Kapıcı Cafer tiplemesiydi. Yönetici Sabri Bey’in otoriter rejimi de Kapıcı Cafer’in bu otoriteye karşı tavrı da çok tanıdıktı aslında. Şükrü Bey ve ailesinin yaşam biçimi de öyle…
Tam da bu yüzden “Bizimkiler”i pek sevmemiştim ben. Her şey fazla doğal, fazla gerçekti. Sabri Bey gibiler çoktu mesela etrafımızda. Cafer’in kurnazlıkları, köşe dönücülüğü, Nazan Hanım’ın korumacı anne tavrı… Dizi, her hafta hayatlarımızdan fotoğraflar çekiyor, önümüze koyuveriyordu. “Perihan Abla”nın, “Uzaylı Zekiye”nin abartılı, kimi zaman gerçeklerden uzak ve hatta fantastik dünyası yoktu “Bizimkiler”de.
Ben sevmemiştim ama televizyon izleyicisi sevmişti. 1989 yılında başlayan dizi, 2002 yılına dek tam 15 sezon devam etti. TRT’den sonra özel kanallara transfer oldu, çocuk oyuncular büyüdü, kahramanlar değişti, kimi evlendi çoluk çocuk sahibi oldu, kimi öldü, apartmana yeni yeni insanlar taşındı, kimi kez o gerçeklik algısını kıran abartılı tiplemeler de konuya dâhil oldu ve “Bizimkiler” bir kuşağın hafızasına silinmez izlerle kazındı.
“Bizimkiler” dizisinin müziklerini Arif Erkin yaptı. Meraklısı dışındakilere Arif Erkin ismi ilk bakışta çok tanıdık gelmeyebilir. Türk dizilerinde pos bıyıklı, kır saçlı dede rolleri desem, hatta bir de Memik Dede desem, çoğunuzun gözünün önüne gelecektir. Şaşırtıcıdır ama ancak oynadığı rollerle tanıyabildiğimiz Arif Erkin Güzelbeyoğlu aslında aynı zamanda bir müzisyendir, bir solisttir ve dahası bir mimardır.
1935 yılında Gaziantep’te doğan Arif Erkin, üniversitede mimarlık eğitimi aldıktan sonra 30 yıl boyunca İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünde mimar olarak çalışır. Bir yandan da müzik ve tiyatroyla ilgilidir. İlk kez Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu’nda müziklerini de yaptığı “Direklerarası” adlı oyunla oyuncu olarak izleyici karşısına çıkar, öte yandan İstanbul Radyosu’nda solist ve korist olarak görev alır. Türk tiyatro tarihinin en önemli oluşumlarından Dostlar Tiyatrosu’nun kurucu kadrosunda yer alır, bir yandan da oyun ve film müziği çalışmaları yapar.
1970 yılında 2. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Umut” filmi için yaptığı müzikle en iyi film müziği ödülünü kazanır. Yıllar içerisinde “Ağıt”, “Yatık Emine”, “Değirmen”, “Gramofon Avrat” gibi Türk sinemasının önemli filmlerine müzikleriyle imza atacak, 1979 yılında müziklerini yaptığı “Kanal” filmiyle bir de Altın Portakal ödülü kazanacaktır.
Arif Erkin’in televizyon için yaptığı ilk iş ise 1975 yılında Ömer Lütfi Akat tarafından çekilen dört bölümlük “Ömer Seyfettin Hikâyeleri” adlı dizinin müzikleri olur. Aynı yıl Reşat Nuri Güntekin’in “Değirmen” adlı romanından televizyona uyarlanan “Sarıpınar 1914” adlı dizinin müziklerini de yapar.
Oyuncu olarak ilk kez 1988 yılında “Keşanlı Ali Destanı” müzikalinin televizyon uyarlamasında izleyici karşısına çıkar. Müziklerini yaptığı “Bizimkiler” dizisinde ise Katil karakterinin kardeşi olarak ekranda görünür. Sonrasında “Yeditepe İstanbul” ve “İkinci Bahar” gibi birçok popüler dizide görünür ama ona asıl tanınırlığı getiren 2004 yılında rol aldığı “Yabancı Damat” dizisindeki Memik Dede karakteri olur. Sonrasında benzer dede ve baba rollerinin aranılan yıldızı olacaktır.
Böylesine donanımlı ve deneyimli bir sanatçının hikâyesini bir yazıya sığdırmak zor. Hikâyedeki çoğu detayın geniş kitlelerce bilinmiyor olması da düşündürücü. Umarım ve dilerim ki Arif Erkin’in film ve dizi müzikleri günün birinde bir albüm olarak bir araya getirilir. Bir dilek de “Bizimkiler” dizisinin kayıp ilk sezonunun ortaya çıkması için olsun. Yerine daha iyisi, yenisi yapılamamış, gelmemiş her eskiyi hatırlatmak zaten boynumuzun borcu.