Münzevi
'Yenildim, inzivaya çekilmem gerek der' Yoda, Star Wars serisinde. Peki hala üretebilecekken inzivaya çekilen sanatçılar... Yenildikleri için mi münzevi olmayı seçtiler? Pek çoğumuz bir taş ev satın alıp, Ege'ye yerleşme hayalleri kuruyor. Köyde hayatın ne kadar zor olduğunu bilmeden kurulan bohem hayalleri içinse aslında para gerekiyor. Tatlı su anarşistleri olarak şehir hayatının yarattığı buhranlardan kaçarken yanında banknot götürüp kırsaldaki hayatı da satın almak demek oluyor bu. Üretmeden ömür tüketme hayalleri yani. Peki ilk soruma dönecek olursak. Popüler ya da değil sanatla var olmuş isimleri şehirden uzakta bir hayat sürmeye iten şey nedir?
O değişime hep açıktı, sonunda bütün hayatını yeniledi
Özlem Tekin'in önce Bodrum'a yerleşip muhtar azası olduğu, sonra da Muğla'nın bir köyünde arazi satın aldığı, hayvanlarıyla yaşadığı, köy kahvesinde okey oynadığı haberleri çok eski değil. 90'lı yıllarda rock müzik denilince akla gelen birkaç isimden biriydi. Konservatuvar mezunu, şarkılarını kendi yazan, tek bir müzik türüyle sınırlandırılamayacak bir müzisyen, başarılı bir vokaldi Özlem Tekin. Bırakın kadın rockçı diye sınıflandırmayı, Türk Rock Müziği'ndeki en önemli isimlerden biri. Albümler yaptı, filmlerde-dizilerde oynadı, televizyon programları sundu. Peki sonra ne oldu da vazgeçti sahnede olmaktan? Daha doğrusu oyunun içinde kalkmaktan. Huzurlu aşk şarkıları yapmıyordu, ''asi''ydi birçoğumuza göre. Her albümde imajı, müziği değişip yenilendi, o değişime hep açıktı aslında. Sonunda bütün hayatını yeniledi. Tamamen kişiliğine ve müziğine ters bir hamle gibi görünse de hepimizin içindeki bırakıp gitme isteği ağır bastı demek ki. Şehir hayatından kaçıp köye yerleşen pek çok ünlü var ama birçoğu sektörle bağını devam ettiriyor. Hala yeni projelerde yer alıyor, sosyal medyada yeni hayatlarını paylaşıyorlar. Bu sadece mekan değiştirme oluyor haliyle. Ama Özlem Tekin'in seçtiği gördüğümüz kadarıyla inzivaya çekilmek. Umalım ki dünya dertlerinden gerçekten uzaklaşabilmiş olsun. Yoksa küstürülüp bıraktığı müzik sektörü dünya dertlerine fazlaca düşmüş insanların elinde artık.
''Meşhur olmak aslında utanılacak bir şey, ben utanırım''
77 yılında yayınladığı 'Not Defterimden' isimli plağı toplatıldıktan sonra Fikret Kızılok da müzikten ve şehirden uzaklaşıyor. 83 yılında geri dönüp en popüler şarkılarını üretse de 86 yılından itibaren Bodrum'da yaşamayı seçiyor. Hafızamdaki Fikret Kızılok teknesinde yalnız yaşayan bi münzevi, şarkılarının radyoda yayınlanmasını beklediğimiz, gece programlarında her zaman bir şarkısına denk geldiğim, müziği kadar şiiriyle dinleyicisini etkileyen, yüzü az bilindik ama ismi saygı uyandıran bir sanatçı. 2001'de Sertab Erener'in söylediği Kumsalda şarkısının söz ve müziği kendisine ait. Kızılok'un Bodrum'da teknesinde yaşadığını bu şarkı sayesinde tekrar haberlere konu olunca öğrenmiştik. Teknesine bindiği bir an hatırlıyorum hatta, röportaj vermekten imtina ettiği bir an. Hiçbir zaman piyasa kurallarına uymayan, muhalefete bile muhalefet eden siyasi duruşa sahip bir müzik adamının kendini geri plana çekmesi ve hatta şehri terketmesi çok da şaşırtıcı değil. Kumsalda şarkısı popüler olduktan sonra Hüriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda ''Meşhur olmak aslında utanılacak bir şey, ben utanırım. Değerli olmak önemli. Müziğim, sesim, şarkılarım tanınsın, ama ben tanınmayayım.'' diyor. Yalnız başına bir teknede yaşasa da üretmeye devam ediyor. 54 yaşında, ölmek için erken bir yaşta kalbine yenik düşene kadar üretiyor. Umalım ki Özlem Tekin de şarkı yazmaya devam ediyor olsun. Ve bir gün röportaj vermeyi kabu ederse, neden gittiğini, küstü mü küstürüldü mü anlatsın bize.