Son zamanlarda nereye gitsem, kimi görsem herkes bana aynı soruyu soruyor. Sosyal medyadan gelen mesajlara değinmiyorum bile… Ancak çoğu aynı soruda birleşiyor. “Mert Ramazan Demir nasıl jön oldu? Onun sırrı ne?” Son yıllarda karşımıza çıkan jön kalıplarının dışında, olduğu gibi, kalın kaşlı, az kaslı biri nasıl jön olabilir diye herkes kendine dert edinmiş ve doğru bildikleri yanlışlar suratlarına tokat gibi çarpmış. Ben jön olamıyorum, çünkü “Kaslı değilim, Barbie’nin Ken’i değilim, kara yağız biriyim, kusurlarım var” bahanelerini tüm sektör için boşa çıkardı Mert Ramazan Demir. Peki, ne yaptı da jön oldu? Yaklaşın anlatıyorum.
KAMERADA BÜYÜRLER, BÜYÜLERLER
Mert Ramazan Demir jön olmak için bir şey yapmadı arkadaşlar… Bazı insanların ekran ışığı vardır. Ve bu ışık tipe, stile, boya, kiloya bakmaz. Yüzüne nur inmiş insanlar vardır ya, işte bunlar da üzerine sahnenin, kameranın nuru inmiş insanlardır. Normalde baksanız dikkat çekmez dediğiniz bu insanlar kameraya baktıkları anda büyürler, büyülerler. Bunu bir mantığa oturmanın imkanı yoktur. Çünkü yetenek gibi doğuştan gelen bir şeydir. Fakat sadece buna sahip olmak da yetmez. Türkiye’de jön olmak için yerleşmiş, köklü bir prototip vardır. Yeşilçam’dan beri aynı formül uygulanıyor. Eğer sektörün karar verenlerinin gözünde siz o prototipe uyuyorsanız kendinizi ekran önünde bulursunuz.
KADİR İNANIR VE TARIK AKAN PROTOTİPİ
Şimdi yazdığımı okuyunca “Yok artık” diyeceksiniz ama sadece birkaç saniye düşünmenizi istiyorum. Yeşilçam’da jönler ya Kadir İnanır’a ya da Tarık Akan’a benzemelilerdi. Biri kara yağız, erkeksi, sert mizaçlı, kusurlu iken, diğeri açık tenli, renkli gözlü, kusursuza yakın… Geçmişi gözünüzün önüne getirin. Jönlerin ikisiyle nasıl kıyaslandığına bakın! Şimdi de Türk dizi ve sinema sektörüne bakalım… Bugün ekranda hangi jönü izliyorsak aynı prototip üzerinden ilerlendiğini anlayabiliriz. Kadir İnanır gibi jönler ve Tarık Akan gibi jönler seçilir ekrana… Çünkü hala hepimizin beyninde jön kavramını onlar karşılar. Mesela Kenan İmirzalığlu Kadir İnanır jön prototipini çağrıştırırken, Kıvanç Tatlıtuğ Tarık Akan protopinin tam karşılığıdır.
JÖNLER DE ÇİRKİNLEŞEBİLİR
Gelelim Mert Ramazan Demir’e… Onu Çıplak dizisinde gördüğüm an, “Acayip bir ekran ışığı var, çok yakında jön olur” demiştim. Çok geçmeden UFO filmiyle Netflix’te karşımıza çıktı. Pandemide Öğretmen dizisinde gördüğümde “Yanlış proje, jön olabilirdi” demiştim. Zaten 4 bölümde dizi bitti ve Yalı Çapkını’yla jön olarak ekrana döndü. O da Mert Ramazan Demir’i zirveye taşıdı. Herkes Mert’in başarısı karşısında şaşkın! Çünkü Mert sıradan biri… Şile’de bir köyde büyümüş, bebeksi bir yakışıklılığı yok, kaşları tek başına bir karakter gibi, kusurları var, utangaçlıkla kendine fazla güven arasında bir yerde geziniyor, gülünce çirkinleşiyor ve hiç umursamıyor. Kısacası jönler de çirkinleşebilir diyor. Bu da onu gerçek kılıyor. Ayrıca tartışmasız ekranda Kadir İnanır protopini karşılıyor.
BENZERLİĞE BAKAR MISINIZ?
Şu fotoğrafa bakar mısınız? 1974 yılında çekilen Uyanık Kardeşler’de Kadir İnanır 25 yaşındaydı. Yani Mert Ramazan Demir’le yaşıttı. İkisinin hem fiziksel, hem de enerjilerinin benzerliğini fark etmemiş olamazsınız. Düşünün Kadir İnanır daha Selvi Boylum Al Yazmalım’ı çekmemiş bile… Umarım Mert Ramazan Demir kariyer yolculuğunu doğru seçimlerle Kadir İnanır gibi kurar. Yetenekli, sempatik ve o ışığa sahip olduğu sürece ve doğru hamleler yaptıkça biz uzun yıllar Mert Ramazan Demir konuşacağız…