Yalı Çapkını’nın Ferti’i Mert Ramazan Demir, “Dizi beklediğimden çok başka bir seviyeye geldi” demiş. Ne bekliyordu bilinmez ama benim tam da beklediğim noktada… Hatta birkaç basamak altta olduğunu söyleyebilirim. Görürsünüz yakında 18, 19 reytinglere doğru gidecek. Çünkü Yalı Çapkını şu anda ekranda beş dizinin boşluğunu dolduruyor. Malum yalı büyük ve bir sürü odası var. Her odada başka bir dizi çevriliyor. Gerçi bu aralar asıl film Ferit ve Seyran’ın odasında geçiyor ama yalı doğurgan, her oda için yeni hazırlıklar yapılıyor.
PORTAKAL DEĞİL ELMA İSTİYOR
Kısaca hatırlayalım, Yalı Çapkını bize ne anlatıyor? Gaziantepli Korhan Ailesi’nin küçük veliahtı Ferit’in çapkınlıklarına ve eline yüzüne bulaştırmasına dayanamayan dedesi Halis Ağa acilen memleketten bir kızla evlenmesi talimatını verir. (Yalılarda yaşamalarına, Amerika’da okumalarına rağmen bu ailede aşiret kuralları uygulanıyor. Yatak odanıza halı almak için bile ailenizden izin almak, dedenizin yardımcısından onay almak zorunda kalıyorsunuz.) Hal böyle olunca Halis Ağa’nın büyük gelini İfakat koştura koştura memlekete gidip manavdan portakal seçer gibi hamamdan güzel bir kız seçiyor. Tam kız isteneceği sırada da Ferit gündüz tanışıp iddialaştığı Seyran’ı görüyor ve onunla evlenmek istiyor. Evin paşası manavın portakalını değil elmasını istiyor. Kızların babası da kızını seve seve pardon döve döve Korhan Ailesi’ne sokuyor. Hem Ferit, hem de Seyran bu evliliğin numara olduğunu birbirilerine söyleyince rahatlıyor. Hem de nasıl rahatlamak! Gerdek gecelerine Ferit’in sevgilisi Pelin geliyor, hatta bazı geceler yalıdaki odalarına bile…
KANKALIK KİMYAYI BOZAR
Geçmiş birkaç yılda Türk televizyonlarından bir şey öğendiysem; anlaşmalı evlilik, nişanlılık, sevgililik meselesi hem dünyada, hem de Türkiye’de çok iş yapıyor. Kimyaları çok iyi tutan iki oyuncu bul, bir de anlaşmalı ilişki koy o iş tutmasın ben Oya değilim! O nedenle Ferit ve Seyran’ın odası bizi Sen Çal Kapımı gibi çift kimyası ve anlaşmalı ilişki formülüne uygun bir diziye götürüyor. Tek sorun bizim erkek kahramanımızın işi gücü yok. Hayranlık uyandıracak bir yeteneğe de sahip değil! Ama sağlam bir merhameti var. O da her şeyi alaşağı edebiliyor. Bu odadaki tek sorun; Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir öyle iyi arkadaş ki, bazen doğaçlamalarını fazla artırıp kankaya bağlayabiliyorlar. Ekranda o kimyayı yakalamak zordur, oyunda altını çizelim sadece oyunda bu kankalık müessesesi kimyayı bozar ve zamanla ayaklarına dolanabilir.
ÖRF VE ADETLERE KURBAN GİTTİ
Gelelim diğer odalara… Gülgün ve Orhan’ın odasında her şey normal görünüyor ama yenge İfakat ve Orhan arasında bir ilişki var. Sizin de aklınıza 3Y kuralı geldi değil mi? Yalı, yenge ve yasak ilişki… Merhaba Aşk-ı Memnu. Sanırım bu aralar RTÜK engeli var. Bu ilişkinin hızlıca üstünü kapattılar. Oysa Seyran’ın daha evdeki ilk gününde onları görmesini sağlamışlardı. Aynı durum Halis Ağa ve İfakat arasında da var gibiydi. Onu da hızlı bir şekilde Hattuç Hala’yla yakınlaştırıp konuyu kapattılar. Yalı Çapkını’na bence adını İfakat verebilirdi ama örf ve adetlere kurban gitti. Şu sıralar yeni bir meşgale verdiler İfakat’a. “Madem Aşk-ı Memnu yapamıyorum, öyleyse bir oda açar Kaderimin Yazıldığı Gün’ü çekerim” demiş olacak ki, Suna’yı alıp yetiştirip Fuat’ın çocuğunu doğurmasını sağlayacak. Ama orada da önüne çıkacak Abidin engeli var. O henüz bunun farkında değil! Hoş Suna’yı da anlamak zor. Fuat’la, Ferit’le ve Abi’yle aynı gün yakınlaştı. Sonunda Ferit’i öptü. Tam Yaprak Dökümü başlıyor dedik ama hatasından hızlıca döndü. Bundan sonrası Fuat ve Abidin savaşına döner.
ÇOCUK FERİT’İN OLABİLİR
Kazım Ağa başlı başına tek bir kişiyi hatırlatıyor bana… Karagül dizisinin Kendal’ı… Hattuş Hala’yla yan yana geldiklerinde de daha fazla Karagül’e gidiyorum. Dizide bir de hizmetçi ve evin beyi ilişkisi var. Olmaz mı ya? Bu kadar doğurgan bir diziden bu çıkmaz mı? Sultan Ferit’e aşık ama başkasıyla evli. Onunla çalışan kızı ve küçük bir oğlu var. İşte o kısım ileride patlayacak bomba gibi duruyor. Çünkü o oğul Ferit’in olabilir! İşte burası da Asmalı Konak’ı akla getiriyor.
SAĞLAM İŞÇİLİK VAR
Şu ana kadar 6 dizi saydım. Dediğim gibi yalı fazlasıyla doğurgan buradan daha bir sürü dizi çıkabilir. Hikaye Gülseren Budayıcıoğlu’na aitmiş. Ama burası artık PR malzemesi gibi geliyor. Çünkü bu dizi çok açık ortada ki senarist Mehmet Barış Günger’in başarısı… Başka bir diziye benzetmek kolaydır. Ama burada gerçekten sağlam bir işçilik var. Tüm bu dizileri aynı çatı altına sokup yepyeni bir dizi oluşturmak olsa olsa yetenektir, çünkü bunu bugüne kadar başaranına rastlamadık. Emeğine sağlık! Ancak toplumsal cinsiyet eşitliği meselesinde çok mesaj verebilecek bir dizi Yalı Çapkını. Bazen küçük dokunuşlarda yapıyorlar ama bu taşın altına daha fazla ellerini sokmalarını bekliyorum.