Pamuk eller cebe...
Son zamanlarda yaptığım telefon görüşmelerini düşünüyordum Rumeli'den Anadolu'ya geçerken... Mesleği sahne sanatları olan arkadaşlarımdan gelen aramaların “Bizim için ne zaman normalleşme başlayacak?” sorusunu yöneltmeleriyle devam ettiğini fark ediyorum. Her gün en az dört telefon görüşmem bu sorunun üzerine inşa ediliyor.
Birçoğumuzun yaşadığı, 17 Ağustos depreminin arkasından yaşadığımız normalleşme sürecini örneklendirerek cevaplıyorum. Kısaca hatırlayalım, insanların topluca buluştukları etkinlik, konser, sinema, tiyatro vb. iş kollarının normale dönüşü, yazıyla bir sene sürmüştü.
Depremin yarattığı zihin enkazı katılımcı yüzdesinin nasıl erimesine neden olmuşsa, Covid-19 için de geçerli olacaktır. Aynı zamanda etkinliklerin teknik yapılarının değişmesiyle beraber, içerik yapılarının da değişmesi öngörülmelidir. Seyircinin davranışlarını da etkileyecek olan bu sürecin sonu, mimari çözümlerinde değişmesine neden olacaktır. 2009 temmuz ayında gelen sigara içme yasağının sonrasındaki mimari değişimler gibi...
Allah 18:9 ekran formatından ayırmasın sizleri
Medeniyetten uzak bir konser hatıramı hatırladım. 27 Nisan 2004 Violent Femmes İstanbul konseri. İstiklal Caddesi’nin bol oksijenli günleri... Gündüz diskosundan hallice olan mekanda gerçekleşecek konserde, yapımına başlanmamış olan metrobüsün stajını da bu konserde tamamlamıştım. Konser alanında, durduğum yerden reflekslerimle ilerlemeyip bir çay akıntısıyla ilerliyordum. Konser bittiğinde akan çaydan, denize dökülmüştüm. Konser mi izledim, staj mı yaptım bilmiyorum. Tek bildiğim “Harika bir konser bu kadar mı çağ dışı organize edilir?” sorusunun hep aklımda kalacağı... Covid-19 sürecinin bitiminde hiçbir insanın çağ dışı bir biçimde hazırlanan bir organizasyona katılmayacağını şimdiden belirtirim.
Yeni dünya gerçeklerine uygun, medeni çözümler için kafa patlatmaya başlanmalı ve inşasına geçilmelidir. Medeni etkinlik merkezleri için pamuk eller cebe..
Son dönemde evlerde yapılan canlı yayınların yeni dünya düzenindeki negatif etkilerini belirtmiştim. Üzerine düşünülüp sayısal gerçekleri göz önünde bulundurarak ve çekim formatlarını vb. belirleyerek yapılması gerektiğini tekrardan hatırlatmak isterim. Kırılmadan önceki formülün artık çalışmayacağını da unutmayın. Herkesin ulaşmasının kolaylaştırıldığı dijital platformlar “Gelin katılın siz de bize, bizde herkese yer var” diyen platformların çekiciliğinde heyecanlanan katılımcıların, havuzda batmaması için ilk olarak kendine sorması gerekli olan soru "Neyi görmeyi hayal ederdim?” ile başlamalıdır. Yeni dönemde etkili ve kalıcı olabilmenin, başlangıç sorusunu yanıtlayabildikten sonra kolları sıvamalısınız. Bir ipucu paylaşmak gerekirse; daha önce hazırladığımız video içeriklerimizi, 16:9 ekran formatına göre çıkartırken, yeni süreçte 18:9 ekran formatını da ekleyip bu ekran formatına göre hazırlıklarınızı yapıp hayata geçirmelisiniz. Mobil hayatımızın vazgeçilmezi olan akıllı telefonlarımızın, desteklerini kaçırmak istemeyeceğiniz düşünüyorum. Allah 18:9 ekran formatından ayırmasın sizleri...
Süreyya Soyak’a albüm
Yeni dünya düzenine geçiş yaptığımız bu süreçte, müzik yapımcılığını üstlendiğim Süreyya Soyak'ın ikinci albüm çalışmasına başladık. Tüm aşamalarını görseller ile dökümanladığımız bu çalışmamızda müzik dünyasının yeni düzenine ne gibi formüller yaratabiliriz diye beyin jimnastiği yaptık. Çünkü şu günlerde kaliteli üretime titizlenirken “sanatçı eşittir izleyici” algısının tamamen değiştiği, yeni formüllerin yazıldığı projemizle, diğer yarım İlker Yetimaslan'ın ses maharetleri ve Süreyya'nın muhteşem ozanlığı ile buluşturduğumuz bir albüm yapıyoruz. Ballad türündeki Kül Ağacı albümüyle döneme bir miras bırakmak niyetindeyiz.
Hoşçakal, İbrahim Gökçek...
Helin ile birlikte, müziğin hep bizimle..
Evde Müzik Önerileri
JOURNERS - İSTİYORUM ELBET
UMUT ADAN - ORTASINDAN GEL
IT'S IMMATERİAL - DRIVING AWAY FROM HOME
SISTER SLEDGE - THINKING OF YOU
GILL SCOTT - HERON - ME AND THE DEVIL
SÜREYYA SOYAK - AYKIRI KARANFİL
ERLEND OYE - GAROTA
BARIŞ MANÇO - KAZMA
MFÖ - PATLAMALAR
PEYK - GAMSIZ ÖKÜZ