Rap bombası dizilerde patladı
Rap müzik... İngilizce açılımıyla Rhytmic American Poetry. Bir deyişle de Rhytm And Poetry. En basit anlatımıyla, Batı Afrika ve Karayip Adaları'nda davul ritmi üzerine kafiyeli bir şekilde kelime oyunları yapılarak söylenilen hikayeler... 70'li yıllarda sokak sanatı olarak ortaya çıkmış ve olgunlaşması 90'lı yıllara kadar sürmüş. Oradan da dünyaya ve Türkiye'ye yayılmış. Bu müzikle uğraşanlar kendi hikayesini anlatır, dinleyenler ise kendi hikayesini bulur olmuş. Hatta şehir kökenli olan bu müzik alt kültürünü, yaşam tarzı ve modasını da yaratmış.
Benim hatırladığım Türkiye’deki ilk popüler örnek CARTEL grubuydu. 90'lı yıllarda çıkan albümlerinden "Kartel bir numara en büyük, cehennemden çıkan çılgın Türk..." sözleri hala akıllarda. Ondan önce ‘Almancı’ ya da ‘gurbetçi’lerden yaz tatillerinde ne duyduysak o... Sonraları bildiğimiz gibi Ceza, Sagopa, Fuat, DR. Fuchs... Şimdilere gelindiğinde ise Ezhel, Norm Ender, Gazapizm, Ben Fero gibi isimler öne çıktı. Peki, ne oldu da ‘rap’ bir anda bu kadar popüler hale geldi? Cevap çok net; bir anda olmadı!
Rap'e nasıl alıştık?
90'lı yıllarda ve 2000'lerin başlarında, herkes birbirine ne tür müzik dinlediğini sorardı. Biraz kategorileşme vardı. İnsanlar rengini belli etmek durumundaydı. Şehir çocukları arasında bu bir yandan da havalıydı. Giyim tarzı, sosyal ortamlar, farklı olmak fazlasıyla ‘cool’du. Biz de çılgın gibi rock müzik aşığı, elinden gitarı düşürmeyen ergenlerken aslında o dönemde de rap vardı. Hatta rap müzik ve rock müzik ara ara çiftleşiyor, bazen de güzel yavrular meydana getiriyordu. Aeroshmith ve Run DMC Beasty Boys, Rage Against the Machine, Red Hot Chilli Peppers, Linkin Park, Limp Bizkit, Korn gibi gruplar bize alıştıra alıştıra rap için gerekli dozu vermişlerdi bile... Yani en azından kulakları ‘rap'e alıştırmışlardı. Sonraları Türkiye’deki iyi örnekler de bu kulaklara rap'i sevdirdi...
Peki, rap müziğin işini kolaylaştıran neydi? Rap müzik beat denilen ritimlerin üzerine söylenir. Bu beat'ler ve temalar da çoğu kez hazır olan ritim formları, ezgiler ve hatta başka şarkılardan alıntılardan oluşur. Bu da, bu tür müzikle uğraşan insanlara büyük kolaylık sağlıyor diyebiliriz. Yani rap'te çıkış noktası olarak müzik kullanılıyor. İşin özü; öğrenmesi uzun yıllar alan armoni, müzik bilgisi, formlar, nota bilgisi, enstrüman çalmak ve ustalaşmak gibi bir çok şey bu tür müzik yapanlar için şart değil... Bunun yanında müziği iyi bilen ve birden çok enstrüman çalan rap sanatçıları da yok değil elbette...
Diğer yandan son 15 yılda gelişen müziğin dijital ortamlarda üretilmesi, kayıt edilmesi, hatta paylaşıma sunulması da bu çağda rap müziğe katkısı olan etkenlerden. Öyle ki bir rapçi diğerine "diss attığında", şarkıların evlere sığan ve kolayca kullanılan müzik programları ile yapılabiliyor olması sebebiyle neredeyse günün akşamında karşı bir şarkıyla cevabını almış oluyor.
Genç jenerasyon bu müzikte kendi hikayesini buldu
Aslında teknolojik dönem farkını dışarıda bırakırsak rap'in yıllar içerisindeki gelişimi diğer müzik türlerinin gelişimiyle benzerlik gösteriyor. Örneğin, önceleri kabul görmeyen, hatta televizyon ve radyolarda çalınması yasak olan Rock N' Roll, o dönem gençlerin alttan altta birbirleri ile paylaşımı sonunda hala süren bir kült müzik formuna böyle dönüşmüştü.
Müziği 10-14 yaşlarında dinleyen çocuklar ve ergenler 10 yıl sonra bu müziği tüketen, ona can veren büyütüp olgunlaştırıp şimdiki durumuna getirdiler. Tabii ki bu boş yere de olmadı. Rap müzik ya da şarkılarının bir hikayesi olması kabul görmesinde büyük etki sahibi. Anlattığı şeyleri doğrudan ve kısmen sansürsüz, argosu, küfrü gençlerin hızlı algısına uydu ve onları heyecanlandırdı. Tıpkı yıllar önce rock müzikte de olduğu gibi. Bu devrin yalnız genç jenerasyonu kendi hikayelerini de bu müzikte buldular.
Çukur rap'i popülerleştirdi
Böylelikle 10 yıl önce underground olan bu müzik türü ana akıma taşındı ve şarkıları Türk televizyonlarında popüler olan dizilerde ve filmlerde birer birer yer almaya başladı. Bunun her iki tarafa da faydası oldu tabii. Bir taraf ‘Ben de buradayım artık’ derken, diğer taraf da ekranda yeni bir ses ve kendi hikayeleriyle örtüşen bir müziğin sahibi oldu. İki taraf da derdine derman, duygulara tercüman buldu. Son dönemin popüler dizilerinden Çukur başta olmak üzere birçok rap sanatçısı, dizilerde yer alan müzikleriyle büyük çıkışlar yaptılar ve isimlerini tüm Türkiye’ye duyurdular. Çukur ve diğer dizilerle popülerleştiler. Sonrasında verdikleri konserler pop müzik starlarını yakalayıp geride bıraktı. Yoluna böyle devam eden rap, bir süre daha gündemde olup kitleleri peşinden sürükleyecek, bu kesin. Umarım içi boşaltılıp bir trend ve modaya dönüşüp ‘kalitesi düşük ürünlerle’ kirlenmez. Kendini geliştirerek ve yükselterek var olmaya devam eder.