Karşımda çok genç, yetenekli ve tertemiz bir oyuncu duruyor: Özgün Karaman. Ben onu ilk kez “Çakıl Taşları” dizisinde izlediğimde çok sevmiş, o saf ve masum karakterine hayran olmuştum. Yıllar geçtikçe oyunculuğuna daha da artılar katan Karaman, dizilerdeki oyunculuklarıyla ve özellikle karakterleriyle adından sık söz ettiren oyuncularımızdan biri haline geldi. Biz de ekran macerasına yeni başlayan ve entika konulu dizilerimiz arasına adını sıkı yazdırma hedefiyle gümbür gümgür gelen “Kraliçe” dizisi vesilesiyle bir araya geldik. Bolca dizi hakkında ve başrol dörtlüsü içinde yer alan ‘Ali’ karakterine dair konuştuk. İşte Özgün Karaman ile oyunculuk serüveni, Kraliçe dizisi ve yeni projelerine dair konuştuğumuz röportajımız sizlerle!
“İlk dizim ‘Çakıl Taşları’nı ilgiyle izlerdik diyenlerle karşılaşmak çok hoş.”
1988 yılında Sakarya’da doğuyorsun. Jeoloji Mühendisliği okurken bir yandan spor da hayatında var. Peki bu süreçte oyunculuk hayatına nasıl girdi?
Tesadüfi gelişti her şey aslına bakarsak. Üniversitede olduğum dönem maksat yeşillik olsun diye eğitim almaya başladım, fakat giderek ilgim de artmaya başladı. Eğitimler daha bitmeden Çakıl Taşları başlamıştı.
İlk rol aldığın dizi, benimde çok severek izlediğim “Çakıl Taşları” oldu. Her oyuncuya kısmet olmayacak bir şey, ilk dizinde fark edilip bir kitle yakalamak Cenker karakteri ile... Bir yandan gençlik dizisi olması faktör belki ama, genç oyuncularla usta oyuncuların olduğu bir dizi setinde olmak ve bu setin oyunculuk hayatındaki ilk dizi olması nasıl bir duyguydu?
Yine çok şanslı olduğum bir konu daha. Resmen bir okuldu orası benim için. Yılmaz Gruda, Ayşenil Şamlıoğlu gibi ustalarla aynı işte olmak bambaşka bir deneyim. Gençlik dizisi olması da dediğin gibi kariyere doğrudan etkisi olan bir şey tanınırlık açısından. O dönem çok konuşulmuştu, hâlâ hatırlayan, ilgiyle izlerdik diyenlerle karşılaşmak da çok hoş.
“Emrecan’ı içimden silip atamıyorum bir türlü”
Art arda devam eden dizilerdeki oyunculuğun, sevilerek izlenen “Baba Candır” ile devam etti. Bence Baba Candır da sevilerek izlendi ve Emrecan da dizinin sevilen karakteriydi. Gençler ve ustaların buluşması burada da devam ederken, nasıl bir süreç ilerledi?
Baba Candır’ın da yeri çok ayrı elbette. Settar abi, Tülay abla ve gençler müthiş sinerji oluşmuştu; çok keyifli, güle eğlene çektiğimiz bir işti o da. Emrecan’ı içimden silip atamıyorum bir türlü (Gülüyor) İyi çocuktu Emrecan.
Bir proje geldiğinde neye göre senaryoları değerlendirip, karaktere bakıp o rolü kabul edersin?
Yönetmen çok önemlidir her zaman. Okunandan çok farklı bir dünya anlatabilir sana. İlk merak ettiğim o olur genelde. Sonrası elbette hikaye ve karakter.
“Ali, kendini ispat edememiş ve yanlış yapmış biri…”
Gelelim “Kraliçe” dizisine… Henüz çok taze bir dizi, ama güzel bir ivme yakaladınız diziyle beraber. Hikayede seni çeken şey ne oldu peki ve Ali karakteriyle izleyiciyle buluşmaya başladın?
Ali daha önce canlandırmadığım kadar olgun ama bir o kadar da çocuk biri. İçinde fırtınalar kopsa da paylaşamıyor bunu kimseyle, kardeşleriyle bile. İnişli çıkışlı karakterinin yanında, senaryo da buna güzel hizmet ediyor.
“Kraliçe” dizisindeki Ali, bence de bugüne kadar oynadığın karakterlerden çok farklı ve ters köşe. İmaj değişimi de yaptın karakter için ve bence hikayesinde de bolca sürpriz olacak gibi görünüyor. ‘Ali’ karakteri hakkında neler demek istersin?
Bu değişikliğe başlarda kolay alışamadığımı söylemeliyim. Cevdet Hoca’nın yoğun ısrarıyla böyle bir karar alındı, iyi ki de ısrar etmiş, oldukça güzel tepkiler aldım. Hikayede de bolca sürpriz olacak elbette, daha çok başındayız bu serüvenin.
Hapse girip çıktığı için Ali, biraz daha içine kapanmış ve kırılgan biri gibi bence. Üstüne bir de babasını da kaybettiği için, daha da hırslanmış durumda. Belki de oğlunun varlığı onu ayakta tutuyor…
Doğru, ezilmiş bir çocuk Ali. Hayatta da bir başarısı olmamış, kendini ispat edememiş, yanlış da yapmış. Bu yanlışlardan da çevresindekilerin güvenini kaybetmiş, yalnız biri. Oğlu tek dayanağı dediğin gibi. Bir de işi var, eğer şansı yaver giderse belki de ilk kez gülecek yüzü.
“Kraliçe” dizisiyle ilgili nasıl eleştiriler alıyorsun çevreden, sokaktan ve sosyal medyadan?
İzleyicisi çok, eleştiriler de olumlu; bunlar motive ediyor elbette.
“Selin Şekerci ile ilk günden elektrik yakaladık”
“Kraliçe”in kamera arkasında neler yaşanıyor, nasıl geçiyor? En çok kiminle anlaşıyorsunuz? Bence özellikle kardeşini oynayan Selin Şekerci ile iyi bir uyum yakalamışsınız gibi hissettim ben ilk bölümde…
Selin’le çok sık sahne çekiyoruz ve uyum bu işin olmazsa olmazlarından. Kolay yakalanır bir şey değil o elektrik.. Biz daha ilk günden yakaladık diye düşünüyorum. Bunun dışında zaten sette herkes çok keyifli, herkes çok tatlı; şanslıyız bu konuda da.
Kariyerine baktığımızda dizi ağırlıklı bir oyunculuk görüyoruz. Peki planları arasında bir tiyatroda ya da bir filmde oynamak var ? Filmlerle ve tiyatro oyunlarıyla nasıl bir ilişkin var?
İkisi için de denk gelmedi desek daha doğru olur aslında. Film konusunda hep çok seçici oldum. Tiyatro ise bambaşka bir olay. Şu sıralar birkaç tiyatro oyunu okuyorum, belki önümüzdeki aylarda sahneleriz, kim bilir..
En çok canlandırmak istediğin karakter türü, bir biyografi filmi olsa canlandırmak isteyeceğin kişi kim olurdu?
Mesleğe başladığımdan beri hiç değişmedi bu, hâlâ seri katil derim herhalde. Bir yandan da sıkıldım bundan, bir süre daha seri katil biyografisi gelmeyecekse değiştireceğim artık bu cevabımı (Gülüyor).
“Pulp Fiction’u Tarantino’ya tekrar çektirmek isterdim”
Bir dizi ya da filmin kadrosunda yer alma şansınız olsaydı, hatta yanınıza bir oyuncu da alma şansı verilseydi, bu proje ve oyuncu kim olurdu?
Of çok zor bir soru bu, ilk aklıma geleni söyleyeceğim: Tarantino’ya Pulp Fiction’ı tekrar çektirip, Travolta ve Thurman’ı yanıma alırdım. 3 T’yi yan yana getirdim artık uyanabilir miyim? :)
Gelecek planların nasıl, nasıl projelerde yer almayı hedefliyorsun?
Elbette var hedeflerim fakat her zaman bir sonrakini düşünürüm. Uzun vadeli planlar yapmam yapmayı da sevmem. Umarım üstüne koyabileceğim, beni başka başka yerlere taşıyan, izleyenleri şaşırtabileceğim rollerle seyirci karşısına çıkarım hep.