Tiyatroseverlere çağrı
16 Mart’ta bir genelgeyle kültür sanat hareketi ülkemizde süresiz olarak durduruldu. Üstünden yaklaşık 1,5 ay geçmesine Tiyatro Kooperatifi, Oyuncular Sendikası ve birçok sanatçının çabasına rağmen ödeneksiz tiyatronun devlet desteği alma sorunu hala sürüyor. Yaz aylarıyla birlikte neredeyse 7 ay boyunca kapalı kalacak birçok tiyatro ve sanatçı endişeli. “Normal” zamanlarda dahi ayakta kalmakta epey zorlanan ödeneksiz tiyatro büyük bir kapana sıkışmış durumda.
Bu karamsar ve üzücü tablonun karşısında iyi şeyler de olmuyor değil. 2012 yılında sevgili Pınar Yıldırım tarafından kurulan ve üretimleri ile Anadolu Yakası’nın tiyatro hareketinde önemli bir yere sahip olan Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun sosyal medya hesaplarında içimi ısıtan bir paylaşım gördüm. Bir kampanya başlatmamalarına karşın, bazı tiyatro severlerin kendi iradeleriyle gelecek sezon oyunları için önden bilet alarak tiyatroya verdikleri destek paha biçilmez.
Tiyatro üç ayaklı bir iskemle gibidir
Tiyatro okullarında ilk derste öğretilir bizlere, tiyatro üç ayaklı iskemle gibidir; oyun, oyuncu ve seyirci. Bu ayaklardan bir olmazsa iskemle yıkılır. Her daim seyircinin varlığı biz tiyatro üreticileri için hayatidir, ama böyle zor zamanlarda özellikle bağımsız tiyatronun seyircisine daha da çok ihtiyacı var.
Kadıköy Emek Tiyatrosu özelinde başlayan bu destek hareketinin çoğalması için tiyatro severlere açık çağrımdır bu yazı. Hadi sevdiğimiz, oyunlarını heyecanla takip ettiğimiz, fuayelerinde oyun öncesi ve sonrası sarılıp çoğaldığımız tiyatrolara el uzatalım. Elbette bu hareket, ödeneksiz kurumların sorununu çözemez ama önden bilet alarak bu zor günlerde sevdiğiniz tiyatroların yanında olduğunuzu hissettirmek istemez misiniz?
Bu kasırga dindiğinde, evlerimizden çıktığımızda ödeneksiz tiyatroları bıraktığımız yerlerde bulabilmemiz için ufak da olsa bir desteğimiz olsun.
Tiyatro salonlarını tıklım tıklım dolduracağımız, soluğumuzun soluğunuzla buluşacağı, hikayelerle büyülü bir ortaklık kuracağımız, çok özlediğimiz o günlere kadar sağlıkla kalın, ödeneksiz tiyatroları yalnız bırakmayın!