MUBI, Romanya Yeni Dalgasının en önemli yönetmenlerinden Radu Jude’nin 2021 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazanan yapıtı KAÇIK PORNO’yu, 2021’de Cannes’da Altın Palmiye için yarışan ve ülkesi Çad’ı Oscar yarışında temsil eden LINGUI, KUTSAL BAĞLAR’ı, Hasan Söylemez’in çölü aşmaya çalışan göçmen Afrikalıların hikayesini anlattığı belgeseli TENERE’yi, Leyla Yılmaz’ın ikinci uzun metrajı BİLMEMEK’i, Alican Yücesoy’un hem yazıp hem de yönettiği kısa filmi TAŞ’ı, dünya sinemasının en önemli çağdaş ustalarından Hirokazu Kore-eda’nın en sevilen yapıtlarını, yaratıcı senaryoları ve ifadesiz mizahıyla sinemamızda kendine özgü bir yer edinen Ali Kemal Çınar’ın tüm filmlerini ve daha fazlasını mart programında sinemaseverlerle buluşturuyor.
KAÇIK PORNO
Radu Jude, 2021
2021’de Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazanan KAÇIK PORNO, modern toplumun ikiyüzlülüklerini ifşa eden zekâ dolu, sözünü sakınmayan, patlayıcı bir hiciv. Romanya Yeni Dalgasının en önemli yönetmenlerinden Radu Jude, seks kaseti internette viral olan bir öğretmenin yaşadığı kâbusu Bükreş sokaklarına taşıyor, hikâyeyi çağımıza dair pek çok güncel tartışmanın ortasına doğru ustaca sürüklüyor. Olaylar kontrolden çıktıkça, pandemi döneminde Romanya’da yaşanan kaos da filmin parçası oluyor. Dijital çağın yarattığı kültürel çöküşten toplumun cinsellikle marazlı ilişkisine, Radu Jude’nin keskin bakışından herkes payını alıyor.
LINGUI, KUTSAL BAĞLAR
Mahamat-Saleh Haroun, 2021
Afrika kıtasının sinemadaki en önemli temsilcilerinden Mahamat-Saleh Haroun, cinsel saldırıya uğradıktan sonra hamile kalan genç bir kadın ve annesinin çıktıkları zorlu yolculuğu anlatıyor. Hem Çad’ın politik iklimi hem de kürtaj tartışmaları üzerine güçlü bir söz söyleyen film, 2021’de Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı ve ülkesini Oscar yarışında temsil etti.
BİLMEMEK
Leyla Yılmaz, 2019
39. İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma’dan Seyirci Ödülü’yle dönen BİLMEMEK, sutopu takımındaki arkadaşlarının zorbalığına maruz kalan Umut’un ve evliliklerindeki tüm sorunları ona yükleyen ailesinin öyküsü. Leyla Yılmaz’ın ikinci uzun metrajı, en yakınımızdakileri bile ne kadar az tanıdığımızı ve eşcinselliğe karşı toplumsal tahammülsüzlüğümüzü yüzümüze vuruyor.
TENERE
Hasan Söylemez, 2020
Gezgin, fotoğrafçı ve belgesel sinemacı Hasan Söylemez, Nijer’in Agadez şehrinden yola çıkarak Avrupa’ya ulaşmaya çalışan Afrikalıların öyküsünü anlatıyor. Söylemez, elinde kamerasıyla tek başına bu yolculuğa tanıklık ederken, Nuh’un gemisini andıran bir kamyonun içinde çölle baş etmeye çalışanların yaşadıklarını gözlemliyor.
AŞKTAN SONRA AŞK
Ann Hui, 2021
Hong Kong Yeni Dalgasının ustalarından Ann Hui’yi iki efsaneyle, görüntü yönetmeni Christopher Doyle ve besteci Ryuichi Sakamoto’yla buluşturan bu görkemli dönem filmi, 1930’larda Şanghay’a eğitim için gelen, zengin erkekleri tatmin ederek hayatını kazanan genç bir kadının etrafında bir cinsel özgürleşme anlatısı kuruyor.
EVOLUTION
Kornél Mundruczó, 2021
BEYAZ TANRI ve PIECES OF A WOMAN gibi iddialı yapımlarıyla tanıdığımız Macar yönetmen Kornél Mundruczó’nun yeni filmi, Auschwitz’de başlayıp 1990’larda Budapeşte’ye uzanıyor, oradan günümüze, Berlin’e bağlanıyor. Kesintisiz planlarla üç ayrı dönemi birleştiren Mundruczó, geçmişle yüzleşmeye dair duygusal ve estetik olarak seyirciye meydan okuyan bir deneyim tasarlıyor.
MURINA
Antoneta Alamat Kusijanovic, 2021
Cannes’da En İyi İlk Film’e verilen Altın Kamera ödülünün sahibi olan MURINA, dünya sinemasında yeni bir yeteneğin müjdecisi. Antoneta Alamat Kusijanovic, Hırvatistan’daki üç farklı adada çektiği bu büyüme öyküsüyle, babasının boyunduruğundan kurtulmaya çalışan genç bir kadını incelikle portreliyor.
İNTİKAM MELEĞİ / KADIN HAMLET
Metin Erksan, 1976
Ocak ayında kaybettiğimiz Fatma Girik’in anısına, usta oyuncunun en sıra dışı performanslardan birini sergilediği İNTİKAM MELEĞİ / KADIN HAMLET MUBI seyircisiyle buluşuyor. Metin Erksan, biçimsel deneylerle bezeli bu alışılmadık Shakespeare uyarlamasında, Girik’in hayali bir orkestrayı yönettiği unutulmaz sahneyi de sinemamıza kazandırdı.
BANKA ÖNÜNDE OLAY
Ruben Östlund, 2010
KARE ile Cannes’da Altın Palmiye’ye uzanan, TURİST ile dünya sinemasında iz bırakan İsveçli yönetmen Ruben Östlund, 2010 yapımı bu yaratıcı kısa filmde maharetlerini çoktan belli etmişti. Berlinale’de Kısa Film dalında Altın Ayı kazanan, sıra dışı bir soygun öyküsü.
YAŞAMIN KIYISINDA
Kenneth Lonergan, 2016
İki Oscar ödüllü YAŞAMIN KIYISINDA, bir ailenin yas sürecini anlatırken, olağanüstü bir karakter portresi çıkarıyor. Çağdaş Amerikan sinemasının en yetkin kalemlerinden Kenneth Lonergan’ın yazıp yönettiği film, kayıtsız kalınamayacak bir duygusal tesire sahip.
BOYALI KUŞ
Václav Marhoul, 2019
Jerzy Kosiński’nin ses getiren romanının bu çarpıcı uyarlaması, bir çocuğun gözünden II. Dünya Savaşı’nın dehşetini yansıtıyor. Görselliğiyle dikkat çeken bu bol ödüllü sert öyküde Stellan Skarsgård, Harvey Keitel ve Udo Kier gibi usta isimler yer alıyor.
DÖNÜŞ YOK
Gaspar Noé, 2002
Her yaptığıyla olay yaratan, her filmiyle seyirciyi kışkırtmayı başaran Gaspar Noé, Monica Bellucci ve Vincent Cassel’in başrolleri paylaştığı bu sarsıcı filmde, hikaye anlatıcılığında deneysel bir yol izlerken, beyazperdede şiddetin temsiline dair de pek çok tartışma açmıştı. 2000’lere damga vurmuş yapımlardan biri.
AMERICAN HONEY
Andrea Arnold, 2016
Etraflarındaki onca engele rağmen kendi yolundan giden kadın karakterleri odağına alan Andrea Arnold, bu kez kamerasını ABD’nin ihmal edilmiş kentlerine, kimsenin bahsetmediği mahallelerine çeviriyor. Bir minibüsün içinde ülkenin dört bir yanına seyahat eden gencecik karakterlerin hayallerini ve coşkusunu paylaşan bir yol filmi.
TAŞ
Alican Yücesoy, 2018
Alican Yücesoy bu kez yönetmen koltuğunda. Yücesoy’un hem yazıp hem de yönettiği kısa filmi TAŞ, her şeyin çok tanıdık ve bir o kadar da tuhaf olduğu bir dünyada geçiyor. Adı Muzaffer konulan bir bebeğin dünyaya gelişiyle başlıyor hikaye. Muzaffer’i herkesten farklı kılan, bir sorunun peşine düşmesi.
Ali Kemal Çınar’la İfadesiz Mizah
Günlük hayatın orta yerinde karşımıza çıkan fantastik anlar, ifadesiz duran bir yüzün bu tuhaf anların içinden geçerken yarattığı mizah, her türlü engele karşın film çekmeye çalışan genç bir yönetmenin yokluktan bulup çıkardığı yaratıcı bir damar. Şimdiye kadar dört uzun metraja imza atan Ali Kemal Çınar, çok düşük bütçelerle ne denli kişisel ve güçlü hikayeler anlatılabileceğinin nefis bir örneğini sergiliyor. Çoğu zaman kendi evinde, ailesiyle, bizzat başrolü canlandırarak hayata geçirdiği filmler, Kürt kimliğine, dilin hayatımızdaki yerine ve arada kalmışlıklara dair ince hatlar yakalıyor.
Küçük Mutluluklar: Bir Hirokazu Kore-eda Retrospektifi
Dünya sinemasının en önemli çağdaş ustalarından Hirokazu Kore-eda, aynı zamanda Cannes’da Altın Palmiye kazanan ilk Japon yönetmen (ARAKÇILAR, 2018) unvanına sahip. Kore-eda’nın fazlalıklardan arınmış, duru sinema dili, aile kavramını merkezine alarak, bazen kan bağıyla bazen de şartlar gereği bir araya gelen, alternatif aileler kuran insanların öykülerini şefkatli bir yaklaşımla, kimseyi yargılamadan anlatıyor. Bağlılık, aidiyet, yas, ölüm gibi olgular üzerine düşünürken yaşamın içindeki küçük mutluluk anlarını kovalayan Kore-eda, en önemli filmleriyle mart ayından itibaren MUBI’de.