TRT, 1975 yılında yedi günlük yayın hayatına başladığında Türk halkını, etkisi yıllarca sürecek yepyeni bir şeyle tanıştırdı: Yerli drama dizileri… Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu romanı, Halit Refiğ’in yönetmenliğinde büyülü ekrana aktarılırken dramalar bize ilk kez göz kırpıyordu. Üstelik o zamanlarda reyting canavarı bile hayatımıza girmemişti. Başrollerini Müjde Ar, Salih Güney, Şükran Güngör, Neriman Köksal ve Itır Esen'in oynadığı Türkiye’nin ilk drama dizisinin oyuncuları şöhretle tanışırken, Bihter ve Behlül’ün yasak aşkı tartışılır olmuştu. Bu dizide herkes kendisine yasak olana aşıktı. Zaten Aşk-ı Memnu da yasak aşk demekti. Kıskançlık, entrika, intikam ve zenginlikle bezenmiş bu hikâye bugünün tabiriyle iyi reyting anlamına geliyordu. O yıllarda da altı bölüm yayınlanmasına rağmen ülkeyi birbirine katmıştı.
Romanı birebir aktarmak istiyordu
Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanının dizi olmasına 1974 yılında TRT Genel Müdürü olan İsmail Cem karar vermişti. Bu, Türkiye'nin ilk uyarlaması, ilk drama dizisi ve bugünlere kadar uzanacak bir sistemin ilk adımı olacaktı. O nedenle iş yükü ağırdı. Cem, Aşk-ı Memnu'yu Türk sinemasının en parlak yönetmenlerinden Halit Refiğ'e emanet etti. Refiğ, hem senaryoyu kaleme aldı, hem proje tasarımını üstlendi, hem de yönetmen koltuğuna oturdu. Ön hazırlık aylarca sürdü. Çünkü Refiğ, Uşaklıgil'in romanını birebir aktarmak istiyordu. Edebi değerinden, dönemin koşullarından taviz vermek istemiyordu. Zaten yaptığı işi de "Bir romanın televizyonda gösterilmek üzere film haline getirilmesidir" diye tanımlıyordu.
İlk Behlül’ü buldu
O yıllarda ne bu kadar çok cast ajansı, ne de oyuncu vardı. Ama Türkiye'ye yepyeni yüzler kazandırmak istiyordu. O nedenle yapımcıya, tanıdığı oyunculara, eşe dosta haber bırakmıştı. Türkiye'nin ilk drama dizisinde oynayacak oyuncular aranıyordu. İlk Behlül karakterini buldu. Zaten tanıştığı Salih Güney'le anlaştı. Refiğ'e göre; rolde tarif edilen kişilik, karakter neyse kişi dış görünüşüyle ilk anda onu yansıtmalıydı. O nedenle Bihter karakterini çok rahat bulacağını ama Nihal'de zorlanacağını düşünüyordu.
Nihal diye geldi, Bihter rolünü aldı
2008 yılında Çiğdem Anad, Pınar Kür, Aysun Kayacı ve Müjde Ar'ın sunduğu Haydi Gel Bizimle Ol programına konuk olan Halit Refiğ Ar'ın Aşk-ı Memnu'ya girme hikâyesini tüm açıklığıyla anlatmıştı: "Bihter tipik Türk kadınıydı. Esmer, beyaz tenli, balık etli. Alaturka güzel dediğimiz Türk kadını. Fakat Nihal tipi, Bihter'in karşılığı alafranga bir tip. Batı terbiyesiyle, bir Fransız mürebbiyesiyle yetişen, sarışın, solgun, hassas bir tip. Piyano da çalacak. Bulmak biraz daha problemli. O nedenle Bihter'i bulmakta zorlanacağımı düşünmedim. Ama Nihal için endişeliydim. Salih Güney'e de Nihal rolü beni çok düşündürüyor diye bahsetmiştim. Salih, 'Abi, ben çok uygun bir Nihal biliyorum. Onu seninle tanıştırayım' dedi. Ve Müjde'yi bana Nihal rolü için getirdi. Ben onu zaten tiyatro sahnesinde izlemiş ve 'Bu kızda bir cevher var' demiştim. Müjde'ye hemen 'Sen Nihal rolüne uygun değilsin ama sana Bihter'i oynatabilirim' dedim. Müjde bozuldu ve 'Ben buraya Nihal rolü için gelmiştim. Bihter kocasını aldatan bir kadın rolü. Ben evli bir kadınım ve bu benim için uygun olur mu diye tereddüttüm var' dedi. Ben ona 'Müjde, sen benim için çok iyi bir Bihter olursun. Şu anda kararını verme ama beni belli bir süre içinde ara' dedim. Üç gün sonra arayıp 'Rolü kimseye verme, ben oynayacağım' dedi."
Müjde Ar bugünün starlarının nasıl olacağının tarifiydi
Müjde Ar'ın tereddüt ettiği Bihter rolü onu Türkiye'yle tanıştırmış, sinemaya kazandırmış ve şöhretin kapısını açmıştı. Öyle ki, sinema tarihine adını altın harflerle kazıyan, cesur kadınlar oynamasına vesile olmuştu. Hatta Teyzem filminin yapımcısı bile olmuştu. Sahneye çıkıp kazandığı paraları biriktirmiş ve onun sinemasal varlığını oluşturan Halit Refiğ'e çektirmişti. Müjde Ar, Türk televizyon tarihinin de ilk jönfisiydi. Tanımlanan alaturka Türk kadını Müjde Ar, 46 yıl sonra bile Türk dizilerinin başrol kadın tarifine uyacaktı. Bugünün starlarının nasıl olması gerektiğinin tarifini aslında o gün Halit Refiğ yapmıştı.
Aşk-ı Memnu 1 yılda çekildi
Halit Refiğ'in bulmakta sıkıntı duyacağı Nihal rolü için ise yapımcı duruma el koydu. 18 yaşındaki Itır Esen'i Halit Refiğ'in karşısına getirdi. Ama yapımcının Esen'e teklif ettiği rol Bihter'di. Refiğ şiddetle karşı çıktı. Çünkü o yıllarda 18 yaşında olan Esen, Nihal rolü için biçilmiş kaftandı. Aradığı oyuncuyu sonunda bulmuştu. Tüm oyuncular tamamlandıktan sonra sete çıkıldı.
Aşk-ı Memnu 45 dakika yayınlanacak ve 6 bölümde anlatılacaktı. Önce dönem ve koşulları gösterilecek, ardından Adnan Bey ve Bihter evlenecek, daha sonra da dönem steril konakta eleştirilirken yasak aşk irdelenecekti. Plan belliydi. Bugün 140 dakikayı bir hafta yetiştiren ekipler varken, 1974'te tamamı 270 dakika olan dizi ancak bir yılda çekildi.
Enflasyon canavarı nefes aldırmıyordu
Tarih 1975'i gösterdiğinde ülkede sağ-sol çatışmaları yine alevlenmişti. Ölümler artık o kadar kanıksanır hale gelmişti ki, gazeteler her gün manşetlerine normal bir şeymiş gibi ölüm listelerini taşıyordu. Ülke büyük bir kaos içindeydi. O günlerde hayatımıza adını bir daha hiç unutamayacağımız bir canavar girdi: Enflasyon. Türkiye, Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde hem iç, hem de dışta büyük buhranlar yaşıyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi yeni enflasyon canavarı halkın nefes almasına izin vermiyordu.
İşte Aşk-ı Memnu böyle bir ortamda Türk halkına biraz nefes aldırmak için yayın hayatına başladı. Yine zamanlama tutmuştu. Olaylar varsa halkı sokaktan evlere çekmek gerekti. Bunun için de televizyon biçilmiş kaftandı.
İlk bölümü 19 Nisan’da yayınlandı
Aşk-ı Memnu 19 Nisan 1975 Cumartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldiğinde sokakları boşaltmıştı. Türkiye, sorunlarını bir an olsun unutmuş, Bihter ve Behlül'ün yasak aşkına kilitlenmişti. Herkes halinden memnundu. Bir tek dizinin yönetmeni Halit Refiğ ilk bölümü izlediğinde hayal kırıklığına uğramıştı. Çünkü dizide müthiş bir kopukluk vardı. TRT kendisinin tasvip etmediği sahneleri aradan atmış ve işin kurgusunu da bozmuştu. Öpüşme ve sevişme sahneleri de sansürlenmişti. Ama bu seyircinin umurunda bile değildi. Zaten Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu eserini 1975'te kaç kişi okumuştu ki? Hoş bugün sorsak kaç kişi çıkar, orası da tartışılır...
Bihter dış mihrak, Nihal Türkiye’ydi
Yönetmen Halit Refiğ, siyah-beyaz çekilen Aşk-ı Memnu’da Osmanlı'nın parçalanmaya başladığı dönemi konak hayatındaki dile ve üsluba yansıtmış, yüzünü Batı'ya dönen Türkiye'nin sembolünü ise Nihal karakteriyle göstermişti. Bilgi birikimini Batı eğitiminden alan Refiğ, dizinin alt metninde tüm Osmanlı'yı bir konağın içinde resmediyordu. Hizmetliler Anadolu'yu, Beşir çok kültürlülüğü, Fransız mürebbiye Matmazel Batı hayranlığını, Behlül Jön Türk'ü, Firdevs Hanım ve Bihter dış mihrakları, Adnan Bey Osmanlı'yı ve Nihal Türkiye'yi temsil ediyordu. Ama bu kimin umurundaydı? Kocasını başka bir erkekle aldatan Bihter ve Behlül'ün yasak aşkını gözetleme arzusu seyirci için her şeyin önüne geçiyordu.
Yasak aşk her zaman tutar
Aşk-ı Memnu, 6'ncı bölümünde Bihter'in intiharıyla biterken Türkiye'de 46 yıl sürecek, bizi değiştirip dönüştürecek, yepyeni bir sektör yarattı. Türk televizyonculuğuna adına yerli dizi denilen yeni bir soluk ve dil getirdi. Yasak aşkı meşru ve izlenir kıldı. Bu Türkiye için büyük bir tabuydu. Evli bir kadının bir başkasıyla aşk yaşaması ahlak tartışmalarını alevlendirdi. Türk senaristlerinin bilinçaltına "Yasak aşk her zaman tutar. Her Türk senaristi bir gün yasak aşk yazmayı tadacaktır” bilgisini yerleştirdi.
İzleyici Aşk-ı Memnu’dan kaçmadı
Aşk-ı Memnu 34 yıl sonra yeni oyuncularla yeniden yayınlanmaya başladığında hem kanal yöneticisi, hem de yapımcı hiç kuşku yok ki, dizinin tutacağından emindi. Başrollerini Beren Saat, Kıvanç Tatlıtuğ, Selçuk Yöntem, Zerrin Tekindor, Nebahat Çehre, Hazal Kaya’nın oynadığı dizi 11 yıl önce final yaptığında tüm Türkiye ekrana kilitlenmiş Bihter’in ölümüne ağlarken Behlül kaçmıştı ama izleyici Aşk-ı Memnu’dan hiç kaçmadı. Dizi 11 yılda sayısını bile hatırlayamayacağım kadar tekrar yaptı. Şu anda hafta içi her gün Kanal D’de tekrarı yayınlanıyor. Çünkü yasaklarla büyüyen Türkiye yasak aşkın anlatıldığı bu hikayeyi seviyor.