Atlarda muskuloskeletal dokularda oluşan hasarlar önemli ve maliyetli sonuçlara yol açmaktadır. Standart tedavi yöntemlerinin yeterli etkiyi yaratamadığı tendon, ligament veya kıkırdak hasarları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kök hücre tedavisi, son yıllarda at sahipleri ve veterinerler tarafından, özellikle değerli spor atları için sıklıkla tercih edilmektedir. Atlarda hücresel tedaviler ilk olarak 2000’lerde İngiltere’de kemik iliği kök hücreleri ile gerçekleştirilmiştir. O zamandan beri at kök hücrelerinin karakteristiğini ve klinik kullanımlarını anlamak amacıyla çok fazla araştırma yapılmıştır. Gerçekleştirilen klinik araştırmalarda özellikle tendon hasarı, osteoartrit ve diğer kıkırdak ve ligament hasarlarında kök hücre tedavisinin fayda sağlayabildiği gösterilmiştir.
Atlarda en çok kullanılan hücresel tedavi ürünü, kemik, kas, kıkırdak ve adipoz doku gibi dokulara farklılaşabilen mezenkimal kök hücrelerdir (MKH). MKH’lerin bağ dokulara farklılaşabilme potansiyelleri ve yerleştikleri bölgedeki rejeneratif etkileri, hasarlı bölgeye göç edebilme ve immün sistemi düzenleyebilme yetenekleri, onları bağ dokudaki hasarların tedavisi için ideal araçlar yapmaktadır. MKH tedavisi genel olarak, hasta attan alınan ufak bir yağ doku biyopsisinden (yaklaşık 10 ml) ayrıştırılan MKH’lerin, laboratuvar ortamında çoğaltılarak (hücre kültürü yöntemleri ile) hastanın hasarlı tendon, ligament veya kıkırdak bölgesine enjeksiyonu şeklinde yapılmaktadır. MKH’ler yağ dokunun yanı sıra, kemik iliği veya göbek bağı gibi dokulardan da elde edilebilirler. Göbek bağı kaynaklı MKH’ler allojenik olarak (bir donörden alınan hücrelerin başka bir alıcıya transplantasyonu) uygulanabilirler.
Yağ dokudan hücre kültürü yöntemleri ile elde edilen MKH’ler ile, yağ dokunun enzimatik olarak parçalanması ve santrifügasyonu ile elde edilen stromal vasküler fraksiyon (SVF) ürününü birbiri ile karıştırmamak gerekir. SVF, yağ dokunun enzimatik olarak parçalanması ile ortaya çıkan hücre süspansiyonu içerisinde yaklaşık olarak %3-5 MKH içeren, kalanını ise farklı progenitör, endotel ve kas hücreleri gibi hücrelerin oluşturduğu ve en az 100 ml yağ dokundan 3-4 saat gibi bir sürede hazırlanabilen bir “hücre kokteylidir.” Yağ dokudan hücre kültürü yöntemleri ile elde edilen MKH ürünü ise; başlangıçta az miktarda yağ doku (yaklaşık 10ml) ile gerçekleştirilebilen, üretimi yaklaşık 3-4 hafta süren, neredeyse %100 saflıkta MKH içeren çok daha etkili bir hücresel tedavi ürünüdür.
Her ne kadar hangi hastalık için ne kadar MKH uygulanması gerektiği henüz tam olarak standardize edilmemişse de, insanlarda da geçerli olan hücre dozajı atlarda da uygulanabilmektedir. Genel olarak sistemik uygulamalarda kilogram başına 2x106 MKH (örneğin 500 kg’lık bir ata sistemik uygulama için 1x109 MKH), lokal uygulamalarda ise hasarlı bölgenin her cm2’si için 2x106 MKH (örneğin 5 cm2’lik bir kıkırdak hasarı için 10x106 MKH) uygulanmaktadır.
Kök hücrelerin hangi endikasyonların tedavisinde ne kadar etkili sonuçlar verebileceği henüz tam olarak netleşmemiş olsa da, geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilmiş yüzlerce çalışmada güvenilirliği kanıtlanmıştır. Doğru şekilde ve doğru standartlarda üretilen MKH ürünlerinin hastada herhangi bir yan etki veya alerjik reaksiyon yaratması söz konusu değildir, zaten otolog uygulamalarda transplante edilen hücreler hastanın kendi hücreleridir.
MKH’lerin atlara uygulamalarında yapılan klinik araştırmalar;
Eklem hasarlarının tedavisi, Ligament hasarlarının tedavisi, Tendon hasarlarının tedavisi, Osteoartrit, Osteokondral defektler, Kemik hasarlarının tedavisi, Serebral iskemi, Miyokard infarktüsü, Otoimmün hastalıklar, GVHDgibi hastalıkların tedavisine yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.
Son yıllarda insanlardaki pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmak üzere hücresel ileri tıbbi tedavi ürünleri üreten pek çok merkez açılmıştır. Gerçekleştirilen uygulamaların oldukça umut verici olması bu alanın daha da hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamış, büyük ilaç firmaları da bu sektöre girmişlerdir. Ülkemizde GVHD’nin MKH uygulamaları ile tedavisini ve kıkırdak hasarlarında kök hücre tedavisini SGK’nın karşılıyor olması, hücresel tedavilerin ne kadar etkin sonuçlar verebileceğini de göz önüne sermektedir. İnsan hastalıklarının tedavisi için hızla gelişmekte olan hücresel uygulamaların veterinerlik alanında da benzer bir hızla gelişeceği tahmin edilmektedir.