İnsan borçlu dünyaya gelir.
Yeryüzündeki ilk adımını atmadan, ilk kelimesini söylemeden, hiç kimse ile ticari bir münasebeti olmadan devasa bir borç ile doğar.
Sonraki yıllarında her ne kadar varlıklı, zengin, mevkii sahibi olmuş olursa olsun asla ödenemeyecek bir borçtur bu.
Diyeti nasıl ödenir, nasıl altından kalkılır, ne ile karşılanır diye düşünürken, işin içinden çıkılabilir yapan, alacaklının asla kapınıza dayanmamasıdır.
Alacaklıdır, ama çıkıp gelmeniz için sizi bekler.
Bazısı bir gün çıkıp gelmenizi bekler. Bazısı gelmeyeceğinizi bile bile bekler…
Size yaşanılabilir bir hayat hazırlamak için o kadar vakit harcar ki, insani duygulara sahip olan buna “bir ömür” der.
Hayallerini yakıp uyuduğunuz odayı ısıtmışlığı, sağlıklı beslenin diye bir öğününü sizin için saklaması muhtemel mümkünlerin arasındadır. Bu onun için normal bir şeydir, yadırganmamalıdır.
En tenhalarınızı, en kuytularınızı bilir, kirpiklerinizi okur.
Teninizi yakabileceği endişesi güneş için artık bir tehdittir. Bulutlar da boş durmamalıdır, yüzünüz için gölge oluşturmalı, görevini yapmalıdır. Gökyüzü öyle yan gelip yatma yeri değildir.
Yüzlerce kez uykudan fırlayıp nefesinizin kontrol edilmesini tesadüf mü sanıyorsunuz?
Tırnağınız servet, gözyaşınız onun için cinayet sebebi olabilir...
Öyle kitaplar okuyarak, üniversiteler bitirilerek, sahip olunacak bir şey değil. Yavaş adımlarınız hızlanmaya başladığında paranormal bir düet başlar.
Yanlış bir duraktaysan sezilir, hangi dehlizde soru işareti olduysanız bilinir,
Bu, yıllar öncesinde kendi şahsı tarafından öngörülmüştür.
Durmayın sarılın onlara!
Çünkü Tanrı O’nları alınlarından öpmüştür.
Yüz yıllardır Rhea’ya adanmış çiçeklerin kokuları bileklerine sinmiş, karıncalar kışın poyrazına dayanmış, yedi veren gül kardeşim henüz mahcup. En güzeli yaşanıyor şenliklerin, koşun çocuklar saatler anneyi çeyrek geçiyor.
Şimdi şarkı söyleyecek olursanız tabiat anada ki tüm yapraklar lal olur.
Şimdi tam sırası, sen O’nun ellerinin Mukaddes tarafına eğilirsen, mevsim ilkbahar olur.
Dünyanın en çirkini olsan da, ne büyük ayrıcalıktır bir kalpte ömür boyu kainat güzeli unvanı ile yol almak.
Herkesin birbirinden kolayca gittiği bu dünyada, ne harika bir özgüvendir asla yalnız kalmamak. Yenilmeyecek, bozguna uğratılamayacak olan dualarınız karşısında dünyanın en güçlü komutanlarının hali ne büyük bir dramdır.
Coğrafya kaderdir, coğrafyanın hükmünün olmaması bir mucize!
Çöl ateş topudur, amansız bir sıcaklık, uçsuz bucaksız uzaklıktır bilmeyene, çölün baharını bana değil, git sor Veysel Karani’ye…
Sanmayın bu söylediklerim bir düş bir övünüştür
Koşun sarılın O’nlara!
Çünkü Tanrı O’nları alınlarından öpmüştür…
Ömer Yürükce 5 Yıl Önce
Yaradan ile yaratılan arasındaki ince yol, işte hayat felsefik periyot bu.Kimisi zengin kimisi fakir,kimisi şanslı doğar,yaşam devam eder, yaşarkende koruyucu meleklerimiz analarımızdır .Analar anlatılmaz, tarifi yoktur o ana sevgisinin tüm ANNELERİN günleri kutlu olsun.Yazarımıza teşekkürler bu güzel yazı için
Nâzım Hikmet 5 Yıl Önce
"Durmayın sarılın onlara! Çünkü Tanrı O’nları alınlarından öpmüştür." Bir kez daha okurken yüreğimize dokunduğun için teşekkürler
The alkanss 5 Yıl Önce
Yine herzaman ki gibi işte alıştık artık fazlaca mükemmel olmasına
Mst 5 Yıl Önce
Çok iyi yazan ellerinize ve kaleminize sağlık abim
Mukaddes 5 Yıl Önce
Duygulanarak okuduğum yüreklere dokunan harika bir makale olmuş artık burdan okumaya doyamıyoruz. Yazdıklarınızı bir kitapta toplasanız çok güzel olur.
Miray Emre 5 Yıl Önce
Çok kıymetli bir yazı olmuş.. Güzel kalbinden öperim Yufkacıgil
Sevda unen 5 Yıl Önce
Yengem yeni okudum harika seninle gurur duyuyoruz çok anlamlı çok manali duygulandim seni seviyoruz canim
Reha Ünen 5 Yıl Önce
Artık kitabımı bekliyorum. Bir solukta okunuyor ve bitiyor yetmiyor. Eline yüreğine kalemine sağlık abim