Her şeyden önce “Evde kalın” koşuluna mazeretsiz bir şekilde uyarak günümüze başlamamız gerekiyor. Evet, sevgili vatandaşlarım ne olursa olsun evden çıkmayın. Böylelikle kendimizi, ailemizi, yakınlarımızı, dünyanın başına dert olan koronavirüs salgınından bir nebze de olsa kurtarmaya çalışırız. Evet, evlerimizde oturalım da günümüzü nasıl geçirelim? Bence bu sorunun yanıtını zannettiğimizden çok daha kolaylıkla çözümleyebiliriz. Genç bir oyuncu arkadaşım, bana geçen gün telefon edip resim yapmaya başladığını, bu nedenle de evdeki günlerini keyifle geçirdiğini söyledi. “Meğer resim yapmaya yeteneğim varmış da haberim yokmuş” diyerek memnuniyetini dile getirdi. Herkesin ama gerçekten herkesin gizli kalmış yeteneklerinin olduğundan hiç kuşkum yok. Bunları ortaya çıkarmamız, yaşamımızı da bu biçimde renklendirmemiz gerekiyor.
Nükhet Duru gibi örgü örün
“Ben hiçbir şey yapamam” diye düşünmeyin. Elinize bir kalem alıp kötü de olsa bir şiir yazmayı deneyin. Baktınız olmuyor, anılarınızı kaleme alın. Size anlamsız gelebilir ama ortaya sizi bile gerçekten şaşırtacak şeyler çıkacaktır. Nükhet Duru gibi örgü örün ve ihtiyacı olanlara dağıtın. Bugünlerde çok geçerli ve değerli bir meslek haline gelen aşçılığa merak sarın. Televizyonlarda ve internette bu konuda size yardımcı olacak onlarca program var. Niyetiniz varsa onları takip edip bir şey öğrenmemeye olanak yok bence. Çocuklarınıza La Fontaine’in öykülerinden başlayarak Dünya ve Türk Edebiyatı’nda klasikleşmiş çocuk kitaplarını okuyup onlara bu yolda yürümeye başlamalarını öğretin.
Müziği ihmal etmeyin
Öte yandan müziği hiçbir zaman ihmal etmeyin. Shakespeare’in dediği gibi “Müzik, ruhumuzun ve yaşamımızın gerçek gıdasıdır.” Bu arada radyo ve televizyonlarımızda yayınlanan saygın programlardan yararlanarak, örneğin Strauss’un valslerinden başlayarak klasik müzik dünyasının engin güzelliklerini tanıtın. Daha benim ve sizin aklınıza gelebilecek ne kadar çok şey vardır kim bilir? Onları araştırıp kendinize yakın hissedebileceğiniz bir meşgale bulup hem bu evdeki boş günlerinizi hem de yaşamınızı zenginleştirin.
Şimdi oyun yazıyorum
Benim günlerimi nasıl değerlendirdiğimi merak ediyorsanız hemen söyleyeyim. Ben yeni bir oyun yazıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. “Sen yazarsın, kaç tane kitap ve oyun yazdın” diye düşünmeyin. Ben de kırk yaşımda Hisseli Harikalar Kumpanyası ile yazı hayatıma başladım. Başarı kazanınca, meğer bu konuda ne kadar yetenekliymişim diye düşünerek ondan sonraki yıllarda ortaya on iki oyun ve altı kitap çıkarttım. Sizin de günün birinde böyle düşüneceğinizden hiç kuşkum yok. İçinizde gizli kalmış bir şeyler bulacağınıza eminim. Ne yaparsanız yapın ama EVDE KALIN.
Meliha Acar 5 Yıl Önce
Öğrenmenin yaşı yoktur. Değerlerinizi keşfedin, Öğrenin ve paylaşın...